Ö: Bulamadım. Kadın ölmüş.
K: Ne?
Ömer derin bir nefes aldı. Kıvılcım ise yatağa oturdu.
Ö: Sizin bu olay tam olarak ne zaman yaşandı?
Kıvılcım düşündü ama hatırlamıyordu.
K: Hatırlamıyorum.
Ö: İyi düşün belki aklına gelir.Kıvılcım düşünmeye başladı, o günden sonra işe bir daha gitmemişti. Sabahı avukat ile görüşmüştü. Avukat ona o kadın şahitlik yaparsa davayı kazanma şanslarının yüksek olduğunu söylemişti. O da işten bir arkadaşını aramış o kadının adresini öğrenmesini istemişti. O gün de Ela ile lunaparka gittiklerini hatırladı. Telefonunu eline aldı, fotoğrafları buldu ve tarihlerine baktı.
K: 25 nisan, kadın ne zaman ölmüş?
Ö: 3 gün sonra.
K: Nasıl ölmüş?
Ö: Araba çarpmış.
K: Doğan mı yaptı yani?
Ö: Öyle görünüyor.Kıvılcım'ın gözleri doldu.
K: Benim yüzümden.
Ömer onun yanına yatağa oturdu.
Ö: Saçmalama, niye senin yüzünden olsun?
Kıvılcım'ın gözyaşları akmaya başladı.
K: Ben o kadını aramasam, belkide ona bir şey yapmayacaktı.
Ö: Sen hakkını savunmaya çalıştın.
K: Yinede benim yüzümden, o kadın o gün orda olmasaydı şimdi hayattaydı.
Kim bilir ailesi ne haldedir.
Ö: Ailesi yokmuş, tek başına yaşıyormuş. Bu yüzden kaza ile mi öldü yoksa cinayet mi kimse araştırmamış.Kıvılcım'ın bir suçu olmasada yinede vicdanı sızlıyordu. Günahsız bir insan öldürülmüştü.
Ömer onun hala ağlamaya devam ettiğini görünce elini omzuna koyup sıvazladı.
Ö: Ağlama artık senin bir suçun yok, suçlu her kimse cezasını çekecek bundan emin olabilirsin.
Ö: Hadi toparla kendini, Ela seni böyle görmesin.
Kıvılcım kafasını sallayıp banyoya gitti. Ömer ise Emre'yi aradı, talimatlarını verdi. Önce kazayı yapan şoförü bulacaklardı, sonrada onun her şeyi itiraf etmesini sağlayacaklardı.
Akşam Kıvılcım odasına uyumaya geldiğinde Ömer yatakta uzanmış telefonu ile ilgileniyordu. Kıvılcım üstünü değiştirdi ve yatağa girdi. Uykusu yoktu. Yanında duran kitabı eline alıp okumaya karar verdi. Sonra aklına telefonuna gelen bildirim geldi. Bankadan kredisinin ödendiğini söyleyen bildirim gelmişti.
K: Ömer
Ö: Hm
K: Sen benim kredimimi ödedin?
Ö: Evet.
K: Neden?
Ö: Kocan olduğum için.Son zamanlarda sık sık duymaya başlamıştı Kıvılcım bu kocam lafını.
K: İşe başladığımda geri ödeyeceğim sana.
Ö: Tamam, ödersin.Ömer ona cevap veriyordu ama aklı telefondaydı.
Ö: En sevdiğin renk ne?
Kıvılcım gelen soru ile afalladı.
K: Benim mi?
Ö: Evet.
K: Siyah, beyaz, ekru, tüm renkleri seviyorum aslında, parlak renkler hariç.
Ö: Anladım.
K: Neden sordun?
Ö: Hiç öylesine, merak ettim.Ömer telefonu ile uğraşmaya devam etti.
Kıvılcım onun sorusuna bir anlam veremeyip tekrar kitabına odaklandı.
Bir kaç dakika sonra Ömer işini halledip, telefonunu kenara koyup, uzanacakken, Kıvılcım'ın kitap okurken uyuya kaldığını gördü. Ona yaklaşıp kitabı ellerinin arasından aldı. Onu kenara koyduktan sonra Kıvılcım'ı uzatması gerekiyordu, yoksa beli tutulacaktı sabaha. Bir elini boynundan diğerini ise belinden geçirip aşağı kaydırmaya çalıştı mümkün olduğunca. Onu yatırdıktan sonra kendiside uzandı ve uykuya daldı.