Ka: Mehraba, sizinle tanışmamıştık. Kayhan ben Ela'nın babası.
Ömer sertçe onun elini sıktı.
Ö: Ömer Ünal ben de.
Ka: Çok memnun oldum.
Kayhan Kıvılcım'a döndü.
Ka: E kızımı yarın getiriyorsun değil mi Kıvılcım?
K(şaşırarak): Yarın mı?
Ka: Evet, kızımla görüşmek istiyorum.
Ö: 3 yılın telafisini bir günde yapmaya çalışıyorsun galiba ama ben Ela'nın senin yüzünden üzülmesine izin vermem. Ela önce pedagog ile görüşecek, hazır olduğunda seninle görüşür.
Ka: Sen kim olarak buna karar veriyorsun?
Ö: Ela'nın "Baba" dediği kişi olarak karar veriyorum, oldu mu?
Kayhan suspus olunca Ömer devam etti.
Ö: Şimdi önümüzden çekil, gideceğiz.
Kayhan yana çekilince Ömer Kıvılcım'ın elini bırakmadan çıkışa doğru yürüdü. Arabaya bindiklerinde ikisindende ses çıkmıyordu.
Ö: Zafer ile konuştum böyle durumlarda çocukları hazırlamak gerek, psikolojik bir travma yaşamasın diye. Bir pedagogdan randevu aldım yarın gideriz.
K: T-teşekkür ederim.
Kıvılcım içinde pişmanlık çekiyordu. Acaba Ömer'in teklifini kabul edip Ela'yı Kayhan'dan uzak mı tutmalıydı.
Ömer'in kızına yaptığı babalığı görünce daha çok pişman oluyordu. Birden midesi bulanmaya başlayınca penceriyi açıp derin nefesler almaya başladı.
Ö: Ne oldu? İyi misin?
Kıvılcım kusacağını anladığı an Ömer'e seslendi.
K: Ömer dur
Ömer arabayı sağa çektiği gibi Kıvılcım hemen dışarı çıkıp yolun kenarına kusmaya başladı. Ömer de hemen arabadan çıkıp onun yanına koştu.
Ö: Kıvılcım, dur su getireyim
Ömer arabadan su alıp Kıvılcım'ın eline döktü. Kıvılcım elini yüzünü yıkadı. Ömer ceketinden mendili çıkarıp ona uzattı.
Ö: İyi misin? Fatma'ya gidelim mi?
K: İyim, gerek yok.
Ö: Rengin soldu hemen.
Kıvılcım ağlamaya başlayınca Ömer neye uğradığını şaşırdı.
Ö: Ne oldu? Niye ağlıyorsun?
K: Ssen haklıydın. Hata yaptım, seni dinlemeliydim.
Ömer ona kıyamadı kendisine çekip sarıldı.
Ö: Şşt ağlama. Sen doğru olanı seçtin.
K: Ama Ela üzülecek.
Ömer onu biraz rahatlatmaya çalıştı.
Ö: Nerden biliyoruz, belkide babasını sevecek. Belki Kayhan gerçektende pişmandır ve Ela'ya güzel babalık yapacaktır.
Kıvılcım Ömer'in söylediklerine gülecekti nerdeyse.
K: Hiç inandırıcı gelmiyor.
Ö(gülümseyerek): Bana da. Hadi arabaya, üşüteceksin.
Arabaya binip yola koyuldular.
Kıvılcım Ömer'e taraf dönüp konuşmaya başladı.
K: Sen çok iyi bir babasın.
Ö: Öyle miyim gerçekten?
K: Evet, ben geçen gün sana haksızlık ettim.
Ö: Ben ona takılmadım bile, canını sıkma artık.
