Uzun zaman oldu buraya özlemişim. Sizi uzun zamandır beklettim için özür dilerim, hayatımda bir çok şey değişti ve ben buna alışmakta hala zorluk çekiyorum. Bu değişimlerin olmasını isteyen bendim ama artık ... bilmiyorum. Neyse başlayalım mı?
Bölüme yorum yapmayı unutmayın iyi okumalar🥰
...
Sam ve Clint günlerdir odasından çıkmayan Rue'nin odasının önünde tedirgin bir şekilde birbirleriyle bakışıyorlardı.
Tony Rue'yi yeni evlerine getirdiğinden beri özel ihtiyaçları dışında odasından çıkmıyor, onunla iletişime kurmaya çalışanlara tek kelime dahi etmiyordu. Kederli gözlerle sadece yere bakıyordu.
Sam ellerini birbirine sürterek "Rue gerçek baban geldi!" Odanın kapısını açıp içeriye daldı.
Rue yatağının üzerinde oturmuş camdan dışarıyı izliyordu. Clint Sam'in arkasından odaya sahte bir üzüntüyle girip "Rue senin gerçek baban benim, Tony seni benden çaldı!"
Rue ikisine duygusuz gözlerle bakarak hiçbir cevap vermedi. Zehirli kelebek duvara yaslanmış bir şekilde ikisini yüzünde iğrenmiş bir ifadeyle süzerek "Bıktım bu iki aptaldan!"
Sam ve Clint günde nerdeyse on kere Rue'yi görmeye geliyorlar dı. Zehirli kelebek "İnsan en azından odanın kapısını çalar!" Sinirle gözlerini devirdi.
Sam, iç çekip Rue'nin sağına oturup onunla beraber camdan dışarıya bakarak "Tatlım artık konuşmalısın."
Clint sol tarafına oturup "Ağla, kır dök ortalığı ama susma." Zehirli kelebek Rue'nin karşısına geçip eğildi.
Kırmızı gözleriyle onun yeşil gözlerinin içine bakarak "Hepsi senin nasıl bir canavar olduğunu bilseler bir daha suratlarına bakmazlar. Onları madem o kadar çok seviyorsun, onların iyiliği için git!"
Rue gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Ayağa kalkıp ikisine bakarak "Ne dicemi ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Siz, babam, Natasha, Bucky, Bruce, Thor hatta Steve ve Loki'yi çok seviyorum sizin zarar görmenizi istemiyorum!"
Clint gülümseyerek onun ellerini tutup "Bize bir şey olmayacak." Rue onun ellerini sıkıca tutup "Bana bunun sözünü veremezsiniz."
Sam "Rue sen bize zarar vermezsin." Rue, Clint'in ellerini bırakıp "Ben, beni seven herkesin ölümüne sebep oldum! Beni seven ve sevdiğim herkes öldü. Ben lanetliyim!"
Sam kaşlarını çatarak "Rue sen lanetli falan değilsin!" Clint ayağa kalkıp "Biz yaşıyoruz ve şimdiye kadar bizden birini öldürmedin."
Zehirli kelebek kıkırdayarak "Annen, baban hatta abinin senin yüzünden öldüğünü söyle! Onları koruyamadığın için öldürdüğünü söyle!"
Sam "Sen canavar değilsin, sen lanetli değilsin!" Zehirli kelebek "Güçlenince de kendi halkını öldürdüğünü söyle bakalım o zaman yine bunları söylüyorlar mı?"
Rue ellerini yumruk yapıp sıkarak "Gidin ve bir daha gelmeyin, yıllar önceki gibi." Sam ayağa kalkıp "Rue, lüt-"
"GİDİN!" Rue çığlık atarak güçleriyle ikisini odasından koridora fırlattı kapıyı kapattı.
Clint sırtını tutarak ayağa kalkıp "En azından konuştu moruk." Sam'ın elini tutup onu ayağa kaldırdı. Tony ikisine alayla bakarak "Dua edin sizi ortadan ikiye bölmedi!" Yanında vücudunun yarısı olmayan Wade işaret etti.
Wade yeni çıkan bebek bacaklarıyla Tony'e tekme atıp "Amcık!" Koşmaya başladı. Rue'nın kapısının önüne gidip "Yavrum pavyona gidelim gel naz yapma!"
Sam kaşlarını havaya kaldırıp "Pavyon?" Merakla Tony'e baktın. Tony iç çekerek "Türk gece klübü gibi bir şey, bende tam bilmiyorum."
Clint ve Sam Tony'le beraber asansöre bindiler. Sam merakla "Burayı ne zaman satın aldın?" Tony düşünceli bir şekilde "Hatırlamıyorum."
Tony, Rue ile şu an yaşadıkları ev daha doğrusu saray Avengers dışında kimsenin yerini bilmediği gizli bir adaydı.
İkisi dışında hiçbir insan o evde yaşamıyordu. Son olaylardan dolayı insanlardan uzak duruyorlardı. Tony ikisini özel helikopteriyle gönderdikten sonra eve geri dönüp kızıyla kendisi için yemek hazırlamaya başladı.
Rue, Tony'in iknaları sonucu mutfakta oturmuş önündeki soslu makarnayla bakışıyordu. Tony gülümseyerek "Biliyorum yemek mükemmel ama bakarak onu yiyemezsin bebeğim."
Rue yutkunarak "Aç değilim." Dediğinde karnı guruldadı. Kızaran yüzüyle elleriyle karnını sıktı. Hala Tony'nin yanında ne yapması gerektiğini bilmiyordu.
Tony gülerek onun yanına oturup "Demek benim minik prensesim babasının ona yemek yedirmesini istiyor." Makarnayı çatala kaşıkla sarıp Rue'ye uzattı.
Rue çatalı almaya çalışarak "Ben kendim yerim!" Tony çatalı ondan kaçırıp "Minik prensesime ben yemek yediricem."
Rue, sonunda Tony'nin elinden yemek yiyordu. Yanakları utançtan kıpkırmızı olmuştu.
Zehirli kelebek kusacakmış gibi yaparak "İğrenç!" Rue gözleri dolmuş bir şekilde Tony'e bakarak "Baba seni kendimden bile çok seviyorum."
Tony çatalı bırakıp ona sıkıca sarılarak "Seni o kadar çok seviyorum ki senin için evreni yok ederim, lütfen kendini daha fazla yıpratma."
Rue gözünden akan göz yaşlarıyla "Ben bir canavarım, ben senin sevgini hak etmiyorum ama bencilliğim yüzünden bundan vazgeçemiyorum."
Tony onun sırtını okşayarak "Sen benden vazgeçsen bile ben senden asla vazgeçmem! Ne olursan ol sen benim bebeğimsin."
Rue gülümseyerek Tony'den ayrılıp göz yaşlarını silerek "Bu duygular bok gibi!" Tony kıkırdayarak çatalı geri eline alıp "Uçak geliyor!"
Rue kahkaha atarak "Baba!" O sıra evden gitmeyen Wade bebek bacaklarıyla Rue'nin ayağına vurup "Pavyona gidiyor muyuz?"
Rue kaşlarını havaya kaldırıp Wade bakarak "Yakışıklı erkek var mı?" Tony gözlerini büyüterek "Rue!"
~Devam edecek~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baby Avengers
FanfictionKendi boyutunda yarı robot yarı insan olan Rue, ölmek üzereyken son nefesinde elinde olan gerçeklik ve güç taşını Thanos almadan önce yok etmiş di. Fakat birden kendini başka bir boyutta yeni bir yaşına girmiş bir bebek bedeninde buldu. 》Bütün hakl...