Şarkılar:
♪ İmkansız bir aşk denir...
♪2 hafta sonra...
"Alara Hanım... Sinem Hanım yine katlarda dolanmaya başladı!"dediğinde Bulut, Alara yerinden oflayarak kalktı.
"Onun hakkında dönen herhangi bir dedikodu var mı?"dedi Alara bir umut eline malzeme geçsin istiyordu. Aynı şeyleri tekrarlamaktan sıkılmıştı artık. Yeni şeyler arıyordu.
"Yok efendim..."dedi Bulut. Sonra da izin alarak ayrıldı. Alara da hemen ardından eşyalarını toplayıp odasından çıktı. Birazdan iş çıkış saati gelecekti. Muhtemelen gitmeden önce ortamı kokladığını düşünüyordu Sinem'in.
Bugün diğer günlerden farklı olarak daha spor giyinmişti Alara. Çıkışta hemen eve gitmek gibi bir hedefi yoktu. Bugün günlerden 16 Ocak idi. Alara'nın biraz kafa dinleme günlerinden sadece bir tanesiydi. Eğer herhangi bir sorun çıkmazsa.
Asansörle giriş kata indiğinde Sinem'in çıkış yerine farklı bir tarafa gittiğini fark etti. Etrafı kontrol ederek onun peşinden ilerlerken telefonunu sessize almıştı. Sinem telefonla konuşuyordu. Sessiz sessiz onu dinlemeye başladı.
"Evet hayatım seni çok özledim... Bu haftasonu buluşacak mıyız artık? Kurum sensiz daha da çekilmez!"dedi Sinem karşı tarafa. Karşı taraftan nasıl bir cevap aldıysa onu güldürmüştü.
Alara kiminle konuştuğunu az çok tahmin ediyordu ama yine de emin olmak için sürekli farklı bir koridora çıkan koridorlarda sakince onu izlemeye devam etti. Karınca yuvasından farkı olmayan kurumda daha önce hiç girmediği yerlere giriyordu şu anda.
"Hayır daha ortaya çıkmadı... Hastaneye de ulaşamıyoruz ki! O kadar güçlü bir güvenlik görmedim ben! Hayır yani sadede tek bir doktor ve aynı hemşireler dışında başka hiçbir çalışanı kabul etmiyorlar! Yemekleri bile kendi belirledikleri yerlerden alıyorlar prensesimiz için!"
Elbetteki Eliz'e ulaşmaya çalışmışlardı ama bunu hem yer altı hem de dedeler güçlerini ve bağlantılarını kullanarak engellemişlerdi.
"Neyse onun hakkında konuşmak istemediğimi biliyorsun Mat... Ben seni özledim."dediğinde Sinem arkasında açılan bir kapı yüzünden duraksamıştı ama oradan kurumun bir çalışanı çıkınca rahat rahat yürümeye devam etmişti. Alara ise duvarla bütünleşmiş durumdaydı.
Odadan çıkan çalışan ile göz göze gelen Alara ona susmasını işaret ederek gitmesini belirtti. Çalışan ona garip garip bakarak geçince o da devam etti yoluna. Yeni amacı Mat'in kim olduğunu öğrenmekti elbet. Oysaki Enes ile konuştuğuna çok emindi. Yanılmış olmak istemiyordu. Telefonundan gelen titreşim nedeniyle adımlarını yavaşlattı ve telefonundaki bildirime baktı.
Toprak ona son bir kaç gündür sürekli elbise fotoğrafı atıyordu. Alara , Toprak'ın bir şeyler planladığına emindi. Yine de çok derine inmemeye özen gösteriyordu. Toprak yine iki tane elbise atmıştı. İkisi arasında bu sefer gerçekten de kaldığını söylüyordu.
Alara hemen Eliz'e en yakışanı seçti ve onu çektirip altına bir yorum yapıp gönderdi.
"Çıkışta nikah dairesine götürmek gibi bir planın varsa diğeri daha uygun olur;)"
Alara mesaj atarken bir an için nerede olduğunu unutmuştu.
Tam adım atacakken bir anda koluna bir el dolandı ve onu koridordan içeri çekerken bir taraftan da ağzına çığlık atmasın diye bir el kapandı.Alara ne olduğunu anlamayı umursamadan hemen atağa geçmişti ki sırtı birinin göğsüne yaslandığında kolunu tutan ele bir şey yapamamıştı. Tam tekme atmaya hazırlanıyordu ki onu tutan kişiden gelen ses onu durdurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Akşam Sefası Tohumu
Action"O beyinin içinde ne geçtiğini anlayamıyorum... Her seferinde kendini daha da aşacak şeyler söylüyorsun ama hepsini de yapıyorsun... Eliz... Çok tehlikeli oynuyorsun! Düşersen ne olacak?"dedi gözlerimin içine bakarak. "Tutarsın... Tutmaz mısın?"dedi...