Finlandiya...Yazardan...
Finlandiya'nın soğuk havasını geçen bir soğukluk olsaydı o da deminden içeride çıkan rüzgarlar olurdu.
Kasvetli havanın bir anda fırtınaya dönüşmesi beklenen bir durumdu her zaman için ama bu denli bir savaşa kapı aralaması herkesin hipotermi geçirmesine neden olmuştu.Buz tutmuş vücutlar toplantının iki baş üye tarafından sonlandırmasının ardından hâlâ ısınabilmiş değillerdi.
"Bu kadın... Bize neden yardım ediyor ki?"dedi Libby. Kadın ya da erkek olduğunu bilmiyordu ama ismimin bir kadın ismi olması üzerinden yola çıkmıştı.
"Erkek de olabilir ama..."dedi Dimitris düşünceleri birbirine girmişti.
"Lakabı Emma olacak bir erkek olacağını sanmıyorum..."dedi Lucas her zamanki gibi kendi doğrusu çizerek.
"Eliz'e haber vermemiz gerekiyor!"dedi Rose endişesine ve öfkesine hakim olamadan devam etti.
"Castelli onu öldürmek isterken Emma onu korumak istiyor! Arada yanan biz değil o olacak! Unutmayalım ki o olmadan bizim hiçbir işlevimiz yok!"dedi Roseline elindeki tabletten verileri takip ediyordu."Şah mat olursa oyun biter!"dedi Ostroverkhov, Roseline katılarak.
"Anna ve Daniel , Türkiye'ye geçsinler."dedi Ramiro büyük sessizliğine son vererek.
"Sen neden bu kadar sakinsin!"dedi Rose ayağa kalkarak. Onda bir gariplik seziyordu uzun zamandır ama bir isim bulamamıştı bu garipliğe ve artık içinde savaşıp buna bir açıklık getirmekle uğraşmak istemiyordu.
Diğerlerinin de dikkatini çekmişti bu durum.
"Çünkü telaş yapacak bir durum yok... Emma'nın isteklerini söylüyorum!" dediğinde hepsi donup kalmışlardı. Ramiro devam etti. " Evet! Tanıyorum Emma'yı... Onun bir aracısıyım..."dedi onların kafasını daha da karıştırdı.
"Yani... Sen şimdi bizim... Liderimiz misin? Eliz değil miydi? Eliz... Sende ondan emir alıyorsun!"dedi Libby ayağa kalkıp dört dönmeye başladı. Bu iş iyice çıkmaza giriyor gibiydi.
Ramiro gülerek ayağa kalktı.
"Ben değilim... Sizin lideriniz Emma da değil!..."dedi Ramiro.
"Kim o halde a.... k......!"dedi Dimitris.
"Eliz..."dedi Ramiro. Hepsi küfür ettiler. İyice akılları karışmıştı.
"Ramiro! Daha açık anlatmaya ne dersin ahbap?"dedi Ostroverkhov sakin olmaya çalışarak.
"Ben Emma'nın sizinle iletişime geçmesine yardımcı olan bir aracıyım. Eliz ise... Onun veliahtı. Her şeyi onun için hazırladı ve onun yerine oynuyor. Şahı korumak için vezir yaptı kendisini ama herkes... Castelli bile onun şah olduğunu zannediyor..."dedi Ramiro ve kapıya yöneldi.
Kimseden çıt çıkmazken Roseline buna son verdi.
"Kim olduğunu öğrenecek miyiz?"
"Piyon öldüğünde... Evet!"demiş ve çıkmıştı Ramiro.
Bütün sırrını dökmüştü ortaya. Söylemesi gereken tek bir kişi ve dilemesi gereken tek bir özür kalmıştı bu hayatta...
🌇🌇🌇🌇🌇🌇🌇🌇🌇🌇🌇🌇
🌇🌇🌇Türkiye...
Yazardan...
Türkiye'de işler sakin sakin giderken Toprak ve Eliz'in ulaştığı bilgiler herşeyin karışmasını sağlamıştı. Dedeleri apar topar güvenli dağ evine çağırdıklarında dedeler olacaklardan habersiz bir şekilde kurumdan çıkmış ve dağ evine ulaşmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Akşam Sefası Tohumu
Action"O beyinin içinde ne geçtiğini anlayamıyorum... Her seferinde kendini daha da aşacak şeyler söylüyorsun ama hepsini de yapıyorsun... Eliz... Çok tehlikeli oynuyorsun! Düşersen ne olacak?"dedi gözlerimin içine bakarak. "Tutarsın... Tutmaz mısın?"dedi...