4. Bölüm ~ İkinci Düğüm

25 4 2
                                    

Odama geldikten sonra ılık bir duş aldım. Pijamalarımı giydim ve yatağıma oturup telefonuma bakmaya başladım. Zencefil yüzünden midem hala bulanıyordu. Midem bulandığından alerji ilaçlarımı almak için odamdan çıktım ve mutfağa indim. O sırada mutfakta babamla karşılaştım. Onunla uzun zamandır sohbet edemiyorduk. Aile büyüklerimiz yine gizli bir göreve çıkmışlardı. Her zaman böyle oluyordu ailemizin hepsinin evde olduğu gün sayısı ayda dört beş kereyi geçmiyordu. Demek ki onun görevi bitmişti.
"Baba seni çok özledim."deyip ona sarıldım. Babam ile her zaman aramda garip bir bağ vardı. Bu normal baba kız ilişkisi gibi değildi. Daha çok arkadaş gibiydik.

"Ben de seni çok özledim canım kızım şimdi senin yanına geliyordum."dedi.
Gözlerim hemen elindeki tabağa kaydı.
" En sevdiğim tatlıyı unutmamışsın." ekleri göstererek.
" Sence ben bir tanecik kızımın en sevdiği tatlıyı unutabilir miyim? "dedi ve gülümsedi. Tatlıları odamda yemek istediğim için ilacımı almamı bekledi ve sonra benim odama geçtik.

Ben babamın elindeki tabağı aldım ve ekleri yemeye başladım. Bu tatlı nasıl bir şeydi? Hafif bir tatlı olduğu için seviyordum. Yoğun ve çok şerbetli tatlıları sevmiyordum. Ama olduğu zaman da hayır demiyordum yani... Kendimi kaptırdığımı babam gülmeye başladığında fark ettim. Babama kızgın kızgın bakmaya başladığım sırada benimle konuşmak istediği bir konu olduğunu söyledi. Benimle konuşmak istediği konu şu an ki mühim işimden daha da önemliydi sanırım. Bu yüzden ekleri yemeyi bıraktım. Zaten son bir tane kalmıştı onu da elime aldım ve babama benimle ne hakkında konuşmak istediğini sordum.

"Benimle hangi konu hakkında konuşmak istiyorsun?"dedim.

"Son zamanlarda fazla mutsuz gibiymişsin..."dediğinde bu onun gözlemlediği bir şey olmadığını biliyordum çünkü daha yeni dönmüştü görevden.

" Neyi kast ediyorsun?"diye sordum.

" Son zamanlarda fazla durgun ve ortadan kayboluyormuşsun..."dediğinde abilerimin yokluğumu aslında fark ettiklerini ama bir şey demedikleri gibi babama yetiştirdiklerini anladım.
Abilerimin ciddi derecede bir çene problemleri var. Asla çenelerini tutamıyorlardı.

" İyiyim... Ortadan kaybolma nedenim de Nisan ile buluşmam... Biliyorsun bizi. Ben ve Nisan yan yana geldiğimizde rahat durmayız ve abilerim olursa sıkıntı çıkar... O yüzden onlardan kaçtım ama kaçsam bile göz hapsinde kalıyorum anlaşılan!"dedim ve gülümsedim. Duygularımı ve hislerimi gizleyen bir gülümsemeydi bu...

Hastaneye gittim diyemedim...

Kaza geçirdim diyemedim...

Ben daha birçok şeyi diyemeden kendi içimde kilitledim baba...

Ama bunda hiçbirinizin suçu yok... Sadece yaşananlar ağır geliyor...

Babamın gözleri de aynı benimkiler gibi elaydı. Hafif dalgalı saçları vardı. Abilerimin yüz yapısının babama çektiğini biraz bakınca anlayabiliyordum. Abilerim sanki babamın birer kopyası gibiydiler ama abilerim birbirlerini çok andırmıyorlardı. Dalgalı saç deyince annem aklıma geldi. O da babam gibi bir ajandı. Bizim ailede herkes ajandı. Tabii ajanlık dışında hepimizin farklı bir uğraşı da vardı.Annem de diğerleriyle birlikte göreve çıkmışlardı. Babam oturduğu yerden kalktı ve "Hadi canım sen de uyu ve dinlen yarın toplantın varmış sabah erken kalkman gerekecek ."dedi. Ben de onu öpüp yatağa yattım. Babam da yorganımı üstüme örtü. Işığı kapatıp gece lambasını yaktı.

Benim karanlıktan korkmak gibi bir huyum var küçüklükten kalma travma işte. Babamın bu travmamı bildiğini sanamasam da karanlıktan korktuğumu biliyordu bu yüzden gece lambasını yakmıştı. Babama iyi geceler dedikten sonra kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Bir Akşam Sefası Tohumu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin