Günler bir karıncanın yiyecek araması gibi hızlı hızlı ilerlerken bizi de peşinde sürüklemişti. Ne güneş gündüzden ne de ay geceden vazgeçmişti kısacası. Yılbaşı yaklaşırken yeni yılım daha ne kadar kötü olacaktı acaba? Doğum günümde yaklaşıyordu. Kaç yaşıma girecektim? Yirmi altıydı sanırım. O kadar da umurumda değildi açıkçası. Günler geçtikçe hayatım daha da düğüm olurken yeni bir güne başlamaya sevinmeyi çok önceleri bırakmıştım. Zaten doğum günümün önemi de zevki de onunla birlikte yer altında mikroorganizmalarla kalmıştı.
"Ben bu akşam Emir ile yemeğe çıkıyorum..."dedi Alara. Kurumdaydık ve Alara bir saattir aynı şeyi söylüyordu.
"Çıkmak istemiyor musun?"dedim.
"Hayır öyle değil de...Bir garip içim Eliz. Tuhaf hissediyorum!"dediğinde kaşlarım çatılırken aklıma olmayacak bir ihtimal geldi. Olmamalıydı.
"Aşık mı oldun?"dedim dehşet içinde.
"Kime?"dedi. Olmamıştı. Rahat bir nefes aldım ama bu boğazımda kalmıştı. Ona değilse kimeydi bu aşk?
"Emir'e!"
"Hayır tabii ki de! "dedi Alara kendinden emin bir şekilde.
"Kim o halde?"dedim.
"Bilmiyorum. Eliz ne yapsam elimde kalıyor gerçekten bunalıma gireceğim yakında!"dedi Alara. Sonunda haftalardır içini kemiren şeyi anlatacak gibiydi.
"Senin uzun zamandır bir karın ağrın var zaten... Anlat bakalım!"dedim koltuğa daha da yerleşirken.
"Hangi birini anlatayım Eliz? Sen gittin yalnız kaldım. Yiğit ve Yağız daha da çok üzerimize titremeye başladılar. Kime göz koysam toz oldular abilerin yüzünden. Sonra Doğukan'ı istemeden yaraladım. Pek umurunda olmadı yaralanma daha çok nezarete düştüğümüz için somurttu ama ben sonuç olarak yaraladım. En sonunda da aldatıldım."dediğinde tükürüğüm boğazıma kaçtı. Öksürmeye başlamıştım.
"Ne demek aldatıldım? Kim aldattı seni? Ayrıca ne ara sevgilin oldu da benim haberim yok? Buna abilerim nasıl izin verdiler ki? Alara?"dedim. Konuşmasına izin vermiyordum ki. En sonunda susunca konuştu.
"Levent vardı ya..."dedi.
"Senin peşinde bir tur koştuğun ama pek de sonuç alamadığın mahlukat!" dediğimde kafasını salladı.
"İşte o bu sefer benim peşimde koştu. Sanırım sevgilisi ile arası bozulmuş da beni kullanmış anladığım kadarıyla!"dediğinde kendime kızmıştım çünkü Alara'yı çok yalnız bırakmıştım. Haliyle bir boşluğa düşmüştü.
"Özür dilerim Alara... Seni çok yalnız bıraktım!"dediğimde güldü ama gözleri dolmuştu.
"Sen değil onlar özür dileyecekler kuzu... Benim kalbimi kıracak son insan sen olabilirsin ama onlar her istedilerinde kıramazlar!"dedi Alara ayağa kalkarken. Ben de kalktım.
"Ne yapacaksın?"dedim.
"Uzun süre kalbimi kilit vurup işlerime yoğunlaşacağım ama arada yurtdışına falan çıkarsak bunu bozarım haberin olsun!"dediğinde gülmüştü her şeye rağmen. Sıkı sıkı sarıldıktan sonra o bu akşam için hazırlık yapmak için odadan çıkarken ben de ondan biraz sonra çıkmıştım. Herkesin toplantı odasında olduğunu görürken Alara çoktan gitmişti.
Yazardan...
"Alara çıktı..."dedi Yağız, Eliz'in içeri girdiğini görünce hemen bilgi vermişti.
"Biliyorum..."dedi Eliz gelip yanlarına otururken.
"Sen ne zaman gidiyorsun?"dedi Yiğit.
"Birazdan çıkarız. Toprak gelir az sonra..."dedi Eliz. Yiğit ve Yağız elbette ki burun kıvırmışlardı bu cevaba. Diğerleri ise sadece gülmüşlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Akşam Sefası Tohumu
Acción"O beyinin içinde ne geçtiğini anlayamıyorum... Her seferinde kendini daha da aşacak şeyler söylüyorsun ama hepsini de yapıyorsun... Eliz... Çok tehlikeli oynuyorsun! Düşersen ne olacak?"dedi gözlerimin içine bakarak. "Tutarsın... Tutmaz mısın?"dedi...