Yazardan...
Bir kaç saat öncesi...
( Daha yeni yıla girilmedi...)
Keyifsiz geçen bir parti ne kadar eğlenceli olabilirdi? Olmuyordu. Hiçbiri yapamıyordu Eliz olmadan. Akılları onda kalmıştı çünkü. Hepsi bir masanın etrafında sadece içeceklerini yudumluyordu. Her partinin aranan yüzü olmaya aday olan Alp'in bile yanına gelen kızları gönderdiği daha önce görülmemiş bir şeydi. Alara bu duruma şaşırmıştı ama kendisi de aynısı yapmıştı. Bu yüzden hiçbir yorum yapamıyordu bu konuda.
Yanına gelen adamlar bir dakika olmadan onun asık suratına dayanamayıp gidiyordu. En azından Alara böyle düşünüyordu. Düşünsündü.
Yeni yıla sadece yirmi dakika kalmıştı...
"Yeni yıla nasıl girersek öyle geçermiş... Mutsuz girmek istemiyorum... Ben biraz kafamı dağıtacağım!"dedi Alara ve masadan ayrıldı.
"Haklı... Eliz'im... Kuzişim elbette ki uyanacak ve ben o uyanana kadar yasta olsam da yeni yıla mutsuz girersem kafamı kırar uyanınca..."dedi Alp ve o da kalabalığa karıştı. Büşra, Emel ve Kaan da onun ardından masadan ayırdılar. Genelde dörtlü takılıyorlardı.
"Ben her zaman mutsuz girerim zaten... Hayır yanı yeni yılsa yeni yıl.... Sadece yaşlanmama sebep oluyor!"dedi Alev. Yiğit de Yağız da onu onayladı. Doğukan daha fazla masada kalmayıp kalabalığa karıştı.
"Alara ortalığı karıştırmasa bari..."dedi Orhan Karayel yorgun bir şekilde.
"Umarım..."dedi Ziya Atılgan.
Bütün gece boş boş oturmuşlardı bir köşede. Herkes çılgınlar gibi eğlenirken onlar kös kös oturmuşlardı.
"Biraz yalnız bırakalım da kafasını dağıtsın..."dedi Yağız.
"Bütün sinirini benden çıkarmasın diyemiyorsun tabi..."dedi Yiğit.
"Ne alakası var ?" dedi Yağız.
"Alara şu anda patlamaya hazır bir bomba gibi geziniyor ortalıkta ve ilk hamlesi engellendiğinde ne olacak? Engelleyen kişiye patlayacak!"dedi Yiğit.
"Olabilir... Biraz kaçmak iyidir!"dedi Yağız. Şu anda bir kaos ile burun buruna gelmek istemiyordu.
Alev ise onların bu haline gülüyordu. Biraz da uykusu gelmişti. Yorgun ve uykusuzdu. Kafasını kollarının üzerine koydu ve gözlerini kapattı. Yeni yıla uyuyarak girmek hiç de fena bir fikir gibi gelmiyordu ona.
Alara insanların arasında dolaşmaktan sıkılıp bir köşeye geçip fotoğraf çekilmek için telefonunu çıkarmıştı ki sessizde olan telefonu yüzünden gelmeyen bildirimleri görünce kaşları çatıldı. Hemen mesaja girdi. Okuduğu haber ile daha da kaşları çatıldı.
Eliz'in, Toprak'ı aldattığı düşünülen haberi ekipten ilk gören o olmuştu ve kafasını kaldırdığında bakıştığı kişi de bu haberi ben yaptırdım der gibi sırıtıyordu.
Eliz'e... Kardeşi gibi olan kuzenine bir iftira atılmıştı. Bunu yapan da karşısında sırıtan kişiydi. Elbette ki bu haberin yayınlanmasında Sinem'in olduğunu anlamayacak biri yoktu.
Alara kendine de sinirine de hakim olamıyordu. Hemen Bulut'a bir mesaj çekti ve Sinem'in kendisinde olan bakışlarına karşılık vermeye başladı. Sadece bakışıyorlardı. Doğukan, Alara'nın bir köşeden sabit bir şekilde tek bir noktaya baktığını görünce onu görebileceği bir konuma geçmişti. Baktığı nokta da Sinem'in olmasının
Alara'nın rahat durmayacağı anlamına geliyordu. Az çok çözmüştü Alara'yı. Sinirine hakim olmaya çalışan ama olamayan bir karakteri olduğuna emindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Akşam Sefası Tohumu
Ação"O beyinin içinde ne geçtiğini anlayamıyorum... Her seferinde kendini daha da aşacak şeyler söylüyorsun ama hepsini de yapıyorsun... Eliz... Çok tehlikeli oynuyorsun! Düşersen ne olacak?"dedi gözlerimin içine bakarak. "Tutarsın... Tutmaz mısın?"dedi...