35. Bölüm~ Bir Vişne Suyunda...

10 2 0
                                    


Birazcık yıkımlar ile dolu bir bölüm olacak...

Bölüm şarkıları...
♪ Leyla The Band ~ Yokluğunda
♪ Gripin ~ Beni Boş Yere Yorma
♪ Perdenin Ardındakiler ~ Uzaklara Savrulalım


Finlandiya...

Alara gümüş Karayel'den... [ :( ]

Soğuktu.

Buz gibiydi.

Ama.

İçimdeki yangına çare olmuyordu.

Bütün hayatımın bir oyun yüzünden yanlış ilerlemesi...

İnanılır gibi değildi.

Ama...

Gerçekti.

Bana verilen arabanın önüne geldiğimde kapıyı kırar gibi açmamla kapanması bir olmuştu.

Kimin kapattığını biliyordum ama benden önce nasıl geldiğini bilmiyordum. Yaklaşık on dakika önce arkamdayken ne ara önümden dolaşıp buraya gelmişti. Şu anda buna kafa yoramazdım. Kafamı yoracak yeni dertler edinmiştim...

"Doğukan... Sonra konuşalım. Lütfen!" dedim belki ikna olur diye hem gözlerinin içine baktım hem de kendimden bile beklenmeyecek şekilde rica etmiştim.

Hayır der gibi baktı yüzüme uzun uzun. Uyandığımda da beni inceliyordu. Keşke bakışlarımı ondan hiç çekmeseydim.

Bir keşke daha...

"Biraz sakin olman gerekiyor. Böyle araba kullanmana izin veremem!"dedi Doğukan.

İzin istemedim ki!

Yine de böyle demedim ama sinirimden kendi etrafımda dönüyordum. Onların çıkmasını bekleyemezdim. Bir an önce ortalıktan yok olmam gerekiyordu ama öncesinde birinden daha hesap soracaktım. Benim hayatımın zehir olmasının sebebini bana vermeliydi.
Vermelilerdi.

"Ben şu anda sakinleşmiyorum. Daha da sinirleniyorum farkındaysan! Gitmem gerekiyor!"dedim. Sinirden konuşmak bile zor geliyordu.

Havalimanına gidip bir an önce o kadının topraklarından def olup gidecektim tabi Doğukan bana engel olmasaydı.

"Her nereye gidiyorsan ben de seninle geliyorum..."dediğinde hem şaşkınlık hem de sinirim yüzünden tekrar bayılırım diye korkmadım.

Beni mi düşünüyordu?

Cevabı bile olmayan bir adam için fazla düşünceliydi.

Bana mı acıyordu?

İşte bunu düşünmek istemiyordum.

Yanımda birisi olmadan buradan çıkışım olur muydu?

Olmazdı.

Doğukan olmasa başka birisini illaki gönderirdi Eliz.

"Tamam ama ben kullanırım!" dedim. Daha fazla zorlamak istemiyor olsa gerek sessiz sessiz kendi tarafına geçti. Ben de vakit kaybetmeden geçtim ve arabayı çalıştırdım.

Bence de beni daha fazla zorlamamalıydı. Buna şükür etmemiz gereken bir seviyedeydik.

Kısa sürede ana yola çıktığımızda Doğukan sadece bana bakıyordu. Hareketlerimi inceliyordu. Hatta birazdan delirdiğime bile kanaat getirirdi.

Muhtemelen ağlayıp zırlamam bekleniyordu şu anda.

Muhtemelen değil gerçekten de öyle olmalıydı.

Bir Akşam Sefası Tohumu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin