30. Bölüm ~ Kırık Kalpler Dükkanına Bir Müşteri...

9 1 0
                                    

İmkansız bir aşktı bizimkisi.

Ailemiz düşmandı.

İnsanlar bize düşmandı.

Ama aşk düşman tanımıyordu. Aşka engel olmak kolaydı önemli olan o engeli yok etmekti. Biz herşeye rağmen yok etmiştik onu değil mi?

Yüzüğü parmağıma taktığında ondan önce davranıp kollarımı boynuna dolayıp parmak ucunda yükselmiştim. Konuşamazdım ama hissettirebilirdim sonuçta. Küçük bir öpücüğün ardından geri çekildiğimde ayaklarım yere değmiyordu çünkü kollarını bana sıkı sıkı sararak yere inmeme izin vermemişti. Ellerimi omzuna koyduğumda alnını alnıma yaslamıştı.

"Teşekkür ederim..."dedim kısık bir sesle.

"Neden?"dedi. O da en az benim kadar heyecanlıydı çünkü kalbinin pat pat atışını hissediyordum.

"Benim olduğun için... Her türlü yanımda olduğun için.,."dedim.

"O zaman ben de teşekkür ederim..."

"Neden?"

"Benim olup benden gitmediğin için..."

"Seni seviyorum..."

"Ben de seni..."dediğinde yanağına bir öpücük kondurdum. Bu sıralar onu sarıp sarmalamak isteyen bir tarafım daha da ortaya çıkmıştı şu anda.

"Ne zaman evleniyoruz?"dediğimde kahkaha attı.

"Daha yeni teklif ettim... Biraz yavaş mı gitsek?"dediğinde somurttuğumu görünce daha da güldü.

"İki hafta sonra..."dediğinde şaşırdım.

"Ciddi misin?"dedim inanamayarak.

"Ne zaman şaka yaptım?"dediğinde bunun doğru olduğunu biliyordum.

"Neden burası? Daha doğrusu nereden aklına esti beni Maldivlere getirmek? Ayrıca ben o suya dokunmak istiyorum. Beni indirsene..."dedim. Hangi birine cevap vereceğini bilemiyordu tabi. Heyecandan ne saçmaladığımı ben de bilmiyordum ama inanılmaz derecede mutlu hissediyordum. Hayatımın en güzel teklifini en sevdiğim adamdan almıştım daha ne isterdim ki?

"Bütün yol boyunca içinde tuttuğun şeyleri tek tek soracaksın değil mi?"dediğinde sırıttım. Hem de hepsinden soracaktım ama tabi ki bu sürprizin de bir hafifletici özelliği olurdu. Devam etti cümlesine." Çok fazla ayakta kaldın. Biraz böyle kal. Sonra incelersin suyu..."dediğinde güldüm. İyileştiğime inanmıyordu. Ya da bıraktığında yaralanacağımı düşünüyordu.

"Neden burası peki?"dedim saçlarıyla oynarken.

"Zaten yurtdışında görünüyorduk. Sana evlenme teklifi etmek uzun zamandır aklımdaydı ama senin istekli olman da bunu hızlandırdı!"dediğinde onu durdurdum.

"Ben sana ne zaman söyledim istekli olduğumu?"dedim. Ona böyle bi imayı çok önceleri yaptığıma emindim. Yeni değildi.

"Ameliyattan çıkınca beni yatmaya ikna ettikten sonra söyledin..." dediğinde bu anı hatırlamadığım için kendime kızdım. İlaçlar yüzünden ilk zamanlar ne konuştuğumu tam olarak bilmiyordum. Ayrıca o anki yüzünü görmek çok isterdim.

"Araştırırken burası dikkatimi çekti ve hemen organize ettik. Buradan çıktıktan sonra bir restorana gideceğiz. Burasının havasını bozmamak için herhangi bir süsleme yapmadım çünkü denizi görmeni istedim sadece..."dediğinde iyi ki de buraya dokunmamıştı çünkü gerçekten de buraya süs istemezdim. Beni o kadar iyi tanıyordu yani.

Burası süslü haline bin basar güzellikte bir yerdi.

"Neden restorana geçeceğiz?"dedim. Kafamı omzuna yaslamıştım. Denize doğru ilerliyordu ve ben de denizi izliyordum. Aynı zamanda elimdeki yüzüğü de inceliyordum.

Bir Akşam Sefası Tohumu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin