18

2.9K 155 45
                                    

Not: bir önce ki bölümebaya bir eklemeyaptım , kesinlikle bakın.

Telefonu açarak kulağıma koydum .

"Alo?" Dedim , sesim tedirgin çıkmıştı .

"Nasılsın diye aradım " dedi Semih .

Derin bir nefes verdim "Ay korktum bir anda ya" dedim ve eve dönme yolun da yürümeye başladım .

Beraber sohbet ettik eve gidene kadar...
...

Derin bir nefes alıp mezara su döktüm .

Yine burdayım.

Nur 'un yanın da . Saçma olabilirdi ama burda kendimi güvende hisediyordum . Sonuçta ölüler yaşayanlardan bin kat daha iyiydi.

Merih ile konuşmamızın ardından bir gün geçmişti .

Ne o bana yazmıştı ne ben ona . Aramak istiyordum lakin işleri yoğundu . Bunu annemden biliyordum , onu rahatsız ettmek istemiyordum.

Bahane ! sen ne zamandan beri bunları düşünür oldun ?

Sesizce derin bir nefes verdim. Bunlar bahaneydi , iç sesim doğruları bir bir suratıma çarpıyordu yine...

O gün yaklaşıyordu . Yani 15 Kasım.

Kasımlar acıtır derler .

Kasımlar Can yakar derler , doğru. Kasım beni benden alıp gitti.

Yarın 15 Kasım'dı , bu zamanlar ben asosyal bir kız olurdum . Ne konuşur ne yemek yerdim . Annem de her zaman yanımda olur , izin alırdı bir hafta.
Beni asla yanlız bırakmaz ,sevdiğim yemekleri yapardı .

Nur'un acısı hâlâ kalbimdeydi, Melek'in ölümü hâlâ aklımdaydı . Bunlar geçer miydi ?

Bir insan ölünce onu asla unutmazdık ya da acımız bir nebze olsa dahi dinmezdi, sadece o acı ile yaşamaya alışırdık .

Bende alışmıştım.

Gözümden bir damla yaş düştü , ayaklarım beni taşımadı ve mezarın başına çöktüm . Ellerim mezarın başındaydı , oradaki çiçekleri seviyordum .

"Merhaba Nur abla. Yine ben geldim sevindin mi ? Melek'e sarıldın mı ? Benim için öp tamam mı onu" dedim ancak gerçekler kalbimi açıtıyordu.

İntihar eden bir kimse asla cennete gidemezdi, Nur bütün yaşamı boyunca her zaman acı çekecekti .

En acısı da bebekler cennete giderdi . Meleğine asla kavuşamayacaktı .

Ama belki Allah onu affetmişti. Olamaz mıydı ?

Ve ağzımdan bir hıçkırık kaçtı daha fazla ağlamaya başladım . Göz yaşları gözlerimden akıyor çenemden giydiğim kazağa damlıyordu .

"Bebeğini kurtaramadım afet . Ama elimde değil di ki benim . Burda olsan neden kendini suçluyorsun diyip bana kızardın . Keşke olsan da kızsan be abla keşke " dedim Sesim ağladığım için boğuk çıkıyordu .

Aşk acısı , evlat acısının yanında kibrit çöpü kadar bir şey kalırdı. Onu da anlıyordum.

Ağlıyordum ki ağzımın dibine birisinin mendil sokması ile hemen yanağımı silip kafamı kaldırdım .

Simsiyah saçlı , bembeyaz tenli ve siyah gözlü biri bana dikkatlice bakıp mendil uzatıyordu.

Muhtemelen otuz beşli yaşlardaydı lakin yakışıklıydı.

"Alsana kız çocuğu " dedi ve tam karşıma oda çömelip oturdu . Tuhaf bir biçimde takım elbiseliydi.

Dikkatlice çiçekleri sevdi.

Pamuk Şeker /TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin