2.9

2K 120 48
                                    

Tabloya vurduğum fırça darbeleri ile içim daha da sıkılıyordu. Huzursuzca yerimden kalktım, içimde bir sıkıntı vardı, pencereyi açıp derin bir nefes aldım.

Tasarımları teslim ettikten sonra kafamı dağıtmak için tablo çizmek istemiştim ama içim hiç rahat değildi. Resim çizmeye ilgi duyduğum için moda tasarımı okumuştum, şu anda da bir şirkette tasarımcı olarak çalışıyordum.

Pencereyi kapattım, üzerime montumu giydim, eşyalarımı çantama koyup odamdan çıktım. Mutfağa dönüp "Anne ben kütüphaneye gidiyorum." diye seslendim.

Annem "Çok geç kalma!" dediğinde "Tamam." deyip evden çıktım. Apartmandan çıktığımda rahat bir nefes aldım, telefonu cebimden çıkartıp Oğuz'u aradım. Bir süre çaldı ama açan kimse olmadı, herhalde müsait değildi.

Telefonu kapattım, kütüphanenin önünde duruyordum, Ankara'nın en çok kütüphanesini seviyordum. En huzurlu yeri olabilirdi, içeriye girdim her zamanki gibi kalabalıktı. Boş bulduğum yere geçip oturdum, çantamdan "Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu'nu" çıkardım.

Kitabı bir daha okumak istiyordum, defalarca okumuştum ama bir daha okumaktan zarar gelmezdi. Yazılar gözümün önünden geçiyordu hiçbir şekilde odaklanamamış okuduğum cümleleri de anlamamıştım.

Aklıma nedense sürekli Oğuz geliyordu. Telefonumu çıkarıp mesaj yerine girdim.

Biricik: Oğuz neredesin yaaa offf canım çok sıkılıyor

Biricik: İçimde ayrı bir huzursuz. Müsait olduğunda bana dönsen ya.

Biricik: İçimden geldi, seni seviyorum ve özledim.

Doğan timi sessizce dağda pusuda durmuş, mağarayı gözetliyordu. Örgütün bölge yöneticisi bu mağarada saklanıyordu, Ebu Kasım. Alınan bilgilere göre yakın zamanda sınıra yakın olan köyde eylem yapacaktı ve sivillere zarar verilecekti.

Oğuz Karasu, örgütün içine sızmış olan ajandı, giymiş olduğu kıyafetlerle aynı örgütten gibi gözüküyordu. Elinde tuttuğu silahla mağaranın girişinde nöbet tutuyordu. Son kez mağaranın içine baktı Ebu Kasım denilen adam ve diğerleri yemek yiyordu. Şimdi tam zamanıydı, işaret vermek için kulaklığına dokunacaktı ki gelen adamla kulağını kaşır gibi yaptı.

Bir tane adam elinde getirdiği çorbayı Oğuz'a uzattı "Ye şunu," dedi sertçe. Oğuz çorbayı aldı, adama baktığında hâlâ başında bekliyordu. "Yesene, yoksa beğenmedin mi?" dedi yüksek sesle. Oğuz anlamsız şekilde ona bakıyordu, eğer bu adam böyle davranmaya devam ederse deşifre olabilirdi.

"Az önce yemiştim, şu anda yemeyeceğim." dedi aksanlı konuşarak. "Beni meşgul etme nöbet tutuyorum. Eğer bir şey olursa senden bilirim." deyip önüne döndü. Adam ona ters ters bakarak içeri geçti. Oğuz elindeki çorbayı yere bıraktı, görev sırasında bir şey yeyip içmek çok tehlikeliydi.

Birkaç dakika sonra dışarı çıkan Ebu Kasım'a kafası ile selam verdi. Bu adamı öldürmemek için kendini zor tutuyordu, yapılan çoğu eylemi kendisi düzenlemişti ama sakin olup göreve sadık olması gerekiyordu. Ebu Kasım'ın sağ yakalanması emri alınmıştı.

Ebu Kasım sigara yaktı, derin bir nefes çekip kirli nefesini Oğuz'a doğru üfledi. Oğuz elindeki silahı sıkarak ona baktı. Ebu Kasım'ın gözleri yerdeki çorba kasesine takıldı, gülüp sigara izmaritini yere attı.

"Gel benimle." dedi arkasını dönerek. Oğuz, Ebu Kasım'ın arkasından yavaş yavaş yürüdü. Eli ile silahı sıkıca kavramıştı, temkinli şekilde gidiyordu. 

Kulaklığından gelen sese odaklandı "Karasu, ne oluyor orda?" dedi komutanı. "Ebu Kasım'a dikkat et, deşifre olmuş olabilirsin Karasu! Acil çıkış yap o mağaradan acil çık Karasu!"

Ebu Kasım sırtını Oğuz'a döndü. "Hoşgeldin asker," dediğinde Oğuz'un kafasına, az önce çorba getiren adam sopayla vurdu. Oğuz yere yığıldı, bilinci kapanmıştı. Tuzağa çekilmişti.

"Karasu!" kulaklıktan gelen seslere yanıt vermiyordu. "Karasu yanıt ver, yoksa harekete geçeceğiz!"

Doğan timi Oğuz'dan ses gelmeyince saldırıya geçti. Ama Ebu Kasım mağaranın diğer çıkışından Oğuz'u arabanın bagajına atarak kaçtı.

Oğuz esir alınmıştı.

Merhabaa öncelikle bana kızmayın. Böyle olması gerekiyormuş böyle oldu

Bölüm geç geldi biliyorum ama Wattpad yazdığım bölümleri kaydetmemiş, düzenlemek için girdiğimde kaydetmediğini fark ettim. Sinir krizi geçirerek tekrar yazdımm Allah seni bildiği gibi yapsın Wattpad.

İki kitabımda da kaos yazınca büründüğüm kişilik:

İki kitabımda da kaos yazınca büründüğüm kişilik:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ASTSUBAY BEYCİĞİM | Texting ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin