"Oğuz!" diye bağırdı Biricik. Oğuz'a doğru minik ama kendisine göre kocaman adımlarla ilerledi. "Bak!" dedi aldığı pembe elbiseyi göstererek. "Annem elbise aldı, hemde pembe nasıl olmuşum? Güzel miyim?" diye sordu Oğuz'a hevesle.
"Güzel olmuşsun Biricik." dedi utanarak. Sonra kendi aldığı kıyafetleri gösterdi, bayram için annesinden Galatasaray forması istemişti. "Bak bende yeni forma aldım." dedi hayran olduğu formayı göstererek.
Biricik minik dudaklarını büktü, sevmiyordu Galatasaray'ı, Oğuz sürekli ondan bahsediyordu kendine. Bir kere dediği şeyleri anlamıyordu ki, oyuncuların isimleri de çok karışıktı ama Oğuz'a bundan hiç bahsetmiyordu eğer söylerse Oğuz kendisiyle konuşmaz sanıyordu. Ama Oğuz Biricik'le pembe elbiseler hakkında bile konuşabilirdi ancak o bilmiyordu...
"Güzelmiş." dedi Biricik. Oğuz kocaman gülümsediğinde o da gülümsedi. Oğuz'u çok seviyordu, sürekli onunla oyun oynamak, onun yanında kalmak istiyordu.
"Çocuklar hadi gelin bayram harçlıklarınızı alın!" diyen Selen'in yanına koştular. İlk başta Alperen durarak annesinin elini öptü, harçlığını alarak diğerleri ile bayramlaşmaya gitti. Sonra Burak sıraya girdi o da harçlığını aldı.
Oğuz'a sıra geldiğinde hevesle annesinin elini öptü, harçlığını aldığında annesine teşekkür edip diğerlerinin yanına geçti. Sıra Biricik'e geldiğinde elbisesinin eteklerini düzeltip televizyonlarda gördüğü modeller gibi yürüyerek Selen'in önüne geldi. Kibarca Selen'in elini öpüp alnına koydu.
Selen ise harçlığını verdiğinde gülerek teşekkür etti. Sıra anne ve babasına geldiğinde aynı şeyi tekrarladı, en sonunda Oğuz'un babasının elini öpüp alnına koydu. Harçlıklarını annesine verdi "Anne sende kalsın sonra alırım." deyip Selen'in yanına, Oğuz'un yanına, oturdu.
Biricik Oğuz'a dönüp onu izlemeye başladı, sonra aklına gelen soruyu sordu "Oğuz bayramlarda neden şeker veriyorlar?" diye sordu merakla, parayı anlıyordu ama şeker garip geliyordu.
"Bende tam bilmiyorum ama insanların ağızları tatlansın ve tatlı şeyler konuşsunlar diye veriliyor." dedi. Biricik anlamış gibi kafasını salladı "Hmm." dedi minik ellerini yüzüne koyarak.
"Bayramda istediğin şeyleri alabilirsin, biliyor musun Biricik?" dedi Alperen kötü kötü gülerek. Biricik şaşkınlıkla "Nasıl her şeyimi?" diye sorduğunda Alperen kafasını salladı. "Evet mesela annemden ne istesen sana verir!" dedi heyecanla.
Biricik yerinde kıpırdandı sevinçle. Ne yani isteyeceğim her şeyi alabilir miyim, diye düşündü. Ama ne isteyecekti ki? Sonra aklına gelen şey ile hevesle Selen'e döndü.
"Selen teyze!" dedi heyecanla. Selen konuşmayı bırakıp ona döndüğünde "Ben senden bir şey istiyorum. Bayramda çocuklara ne isterlerse verirlermiş!" dedi bağırarak. O kadar heyecanlı konuşuyordu ki herkes susmuş sadece Biricik'i dinliyordu. "Evet güzel kızım, ne istiyorsun?" diye sorduğunda Biricik sinsi sinsi gülümsedi.
"Oğuz'u!" diye bağırdığında herkes beklemediği cevapla şok olmuş gibiydi. Bir tek Alperen içten içe gülüyor ve Biricik'in onu hemen almasıyla gurur duyuyordu.
"Oğuz'u istiyorum ben. Bana Oğuz'u verir misin bayram hediyesi olarak?!" diye sorduğunda Selen ve diğerleri kahkaha attı. Ama Biricik çok ciddiydi niye gülüyordu ki bunlar?
Oğuz kızarmanın en üst seviyesine ulaşmıştı, utançtan ne yapacağını bilmiyordu. "Verdim gitti." Biricik aldığı cevapla ellerini sevinçle çarptı. "Oley Oğuz artık benim!" diye bağırdı.
Oğuz utançla odadan çıkarak kendi odasına koştu, Biricik'in sevinci yarıda kalmıştı. Üzüntüyle yerine çöktü, ne yani Oğuz kendisini istemiyor muydu, diye düşünüp yerine sindi.
Alperen Biricik'in üzüldüğünü görünce yaptığına pişman oldu, hemen onun yanına sokulup "Üzülme bizim domates utandı." dedi Oğuz'u kastederek. Oğuz'a domates lakabını takmıştı. "Beni istemiyor," dediğinde hızla kafasını salladı. "Hayır onun yanına gidersen anlarsın, utandı diyorum ya." dediğinde Biricik biraz da olsa heveslenmişti. En sonunda Alperen'in ısrarına dayanamayıp Oğuz'un odasına girdi.
Oğuz Biricik'i görünce kafasını çevirdi.
Biricik onu istemediğini düşünüp kırıldı. Ama Oğuz utanmıştı.
"Sen beni istemiyor musun?" diye sordu Biricik ağlamaya yakın bir sesle. Oğuz şaşkınca hemen Biricik'e döndü. "Ne, neden seni istemeyeyim ki?" diye sordu çocuk aklıyla. Biricik'i seviyordu, neden istemesin ki? Çocukluktan beridir onunlaydı, onsuz bir hayat bile düşünemiyorken Biricik'in bunu düşünmesi çok saçmaydı.
"Seni isteyince gittin ama?" diye sordu Biricik. Oğuz tekrar hatırlayınca utandı ama bu sefer belli etmedi. "O utandığım içindi." dedi kısık sesle. Biricik sevinçle kıkırdadı. Oğuz'un ondan uzak durmasından çok korkuyordu, o yüzden bu kadar üzülmüştü.
"O zaman söz ver." dedi Biricik Oğuz'a. "Ne sözü?" diye sordu Oğuz merakla. "Ne olursa olsun beni terk etmeyeceksin!" dedi Biricik. Oğuz hemen kafasını salladı. "Senden anca ölürsem ayrılırım." dedi utanarak. Biricik gülerek ona sıkı sıkıya sarıldı.
Oğuz'un sözünü ikisi de hiç unutmayacaktı... Bir de kapıda onları sessizce gülümseyerek izleyen Alperen...
❦
Tamam mutlu bir bölüm yazmak istiyordum ama nedense yapamadım. Kitabın normal bölümlerini yazdığım için üzerime bir hüzün çökmüştü anca bu kadar mutluluğun hakim olduğu bir bölüm yazabildim:(
Sonda birbirlerine verdikleri söz diyorumm...
Geri döndüm arka planda normal bölümleri yazıyorum tamamlandığında atacağım ama biraz daha süreye ihtiyacım var bölüm beklediğimden de uzun oluyor. Anlayışınız için teşekkürler
Ve iyi bayramlar 💕 💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASTSUBAY BEYCİĞİM | Texting ✓
General FictionBilinmeyen numara: Seni anan benim için doğurmuş canımmmm Bilinmeyen numara: Hamurunu benim için yoğurmuş canımmmmm Bilinmeyen numara: Küçükken annen büyüyünce seni oğluma alacağım derdi. Bilinmeyen numara: Büyüdüm nikah tarihi ne zaman? Bilinmeyen...