22 "Vuslat"

9K 1K 183
                                    


EYLÜL

Yoğun bakımın önünde hıçkıra hıçkıra ağlamaktan başka hiçbir şey yapamadım... Zerrin annem perişan görünüyordu. Bir aileyi yıkmıştım ben... Keşke hayatlarına hiç girmeseydim... Keşke aşkımı içime gömmeyi başarabilseydim...

"Eylül yapma böyle, senin suçun yok."

Poyraz abi omzumu sıktı.

"Ailem yüzünden aileniz dağıldı, başınıza gelmeyen felaket kalmadı... Sevdiğim adam içerde canıyla savaşıyor! Suçluyum işte! Suçluyum biliyorum."

Ne olurdu hiç karşısına çıkmasaydım?
Neden çıkmıştım ki? Bilseydim bunların olacağını hiç ona kıyabilir miydim? Gidip en olmaması gereken adamı sevmiştim...

"Değilsin, suçlu değilsin güzelim benim. O senin için dayanır, seni kolay kolay bırakmaz Allah'ın izniyle... Dua edelim olur mu? Korkma, sadece dua et." Saçımı öptü.

Nasıl böyle güçlü kalabiliyordu?

Gözyaşlarımı sildiğinde ona sımsıkı sarıldım. Gerçek abimden daha abiydi sanki. Sanki öz olan oydu.

"Seni çok seviyorum abi." Dedim içtenlikle. "İyi ki varsın." Bana sarıldı.

"Hepimiz seni çok sevdik Eylül." Gözyaşlarımı sildi. "Sen bizim evimizin kızısın. Seni bir daha o insanların yanına göndermeyeceğiz. Sonuç ne olursa olsun bizim evimizde bizim kızımız olarak yaşayacaksın."

Sonuç ne olursa olsun... Bunu düşünmek bile kalbimi ağrıtıyordu. 

Hızla başımı olumsuz anlamda salladım.

"Y-Yaşayacak!" Dedim. "Yaşayacak inşallah. Allah'ım ona sağlık versin, bizim için dayansın. Ailesini bırakamaz o, sen de öyle söyledin ya... Bırakamaz demiştin ya..."

Daha fazla konuşamadım.

Tir tir titriyordum...

Poyraz abi bana daha sıkı sarıldı.

"Eylül sakin ol canım. İnşallah dayanacak. Bir kez daha vurulmadı mı? Dayandı, şimdi de dayanacak. Korkma..." Korkuyordum işte.

Başım çok dönüyordu. Hızla ona tutundum.

"İyi değilim ben..."

Nefes alamıyordum sanki...

"Bakar mısınız? Acil!" En son duyduğum şey Poyraz abinin telaşla bağırması oldu.

Gözlerim kapanırken havalandığımı hissettim.

Gerisi büyük bir boşluk...

***

Gözlerimi hafifçe araladım.

Neler oluyordu?

Kolumda hissettiğim acıyla o tarafa döndüm. Ah, serum takmışlardı. Başım da çok ağrıyordu. Odaya Kurt'un girdiğini gördüm.

"Yengem?"

Yanıma geldi ve elimi sıkıca tuttu.

"Kurt?"

Elimi dudaklarına götürdü.

"İyisin değil mi? Şimdi daha iyi hissediyor olmalısın."

Neler olduğunu az çok anımsadım.
Kaç dakika geçmişti? Belki de saat... Kocamdan hiç haber yok muydu? Panikle doğrulacaktım ki beni engelledi.

"Ne oldu ona? Uyandı mı?"

Kurt iç çekti.

"Henüz uyanmadı ama doktor olumsuz bir şey söylemedi. Bizimki yine kurtuldu galiba."

MAVİ DOLUNAY -TİMYA- (KARADENİZ SERİSİ IV) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin