Zülal ve Barış çiftinin ekstra bir kitabı olmayacak. Sadece bu kitapta yazacağım. İkinci çiftimiz olacaklar yani. Başka bir kitapları olmayacak.✨İyi okumalar.❤️
ZÜLAL
Emir aniden yanımda belirdiğinde korkuyla yerimden sıçradım.
"Emir!"
Güldü ve yanağımı öptü.
"Korkma güzelim ya..."
Yumuşakça koluna vurdum. Kendini yanıma bıraktığında kolunu omzuma attı.
Güldüm ve kolunu itmeye çalıştım.
"Emir yanlış anlayacaklar! Yeni boşandım. Sonra bir sürü istemediğim şeyler duyacağım."
Kaşları çatıldı.
"Neden umurunda?" Diye sordu. "O adam yanına başka kadınlar alırken yeni boşandım demiyor. Sen niye diyorsun? Bir tek sen mi boşandın?"
Doğru söylüyordu ancak ben kalbime bir daha kimseyi almak istemiyordum. Bir daha acı çekmeyi göze alamazdım.
"Açma şu adamın konusunu lütfen!"
Emir yavaşça elimi tuttu. Başımı omzuna yaslarken titrek bir nefes verdim. Yaşadığım acı tecrübeleri anmak istemedim.
"Peki..."
Bir yıl boyunca aynı yatakta uyuduğum adam nasıl olurdu da beni hiç sevmezdi? O kadının benden ne fazlası vardı? Neden beni değil de onu seçmişti? Nedem benimle evlenip kanıma girmişti?
Barış Kılıç yoruyordu...
Onu anmak bile istemiyordum artık...
Ayağa kalktığımda merakla bana baktı.
"Kahve alacağım. Sana da alayım mı?"
Başını olumlu anlamda salladı. Kahve makinelerinin yanına geldim ve iki bardak çıkarıp ikimize de cappuccino aldım.
İki tane peçete de aldığımda tam bardakları taşıyacaktım ki arkamda bir nefes hissettim. Panik içinde elimdeki kahveyi bıraktığımda kahvenin taşmasıyla elim yandı. Acı içinde inleyerek geri çekildim.
Korkuyla elimin acısını bırakıp arkama dönmemle onu gördüm.
Barış gelmişti!
Şok içinde öylece ona bakakaldım.
Onu mahkemeden sonra ilk kez görmüştüm...
Heybetiyle, kumral saçlarıyla, buğday teniyle bir aydır hiç değişmemişti... Öylece karşımda dikiliyordu. Hiç üzülüp kilo vermemişti!
Alparslan Bey'le iş yaptığı için gelmiş olmalıydı. Ne diye arkamda durup beni korkuttuğunu anlayamadım. Beni gördüğü an kaçıp gitmesi gerekiyordu!
Onunla konuşmak istemediğim için önüme döndüm.
Birkaç peçete daha alıp bardağı temizledim ve peçeteleri çöpe attım.
"Özlemedin mi beni?"
Alaycı sesiyle birlikte yumruğumu sıktım.
İlgilenmeyecektim...
Tepsiye bardakları koyduğumda gitmemi engelleyip önüme geçti.
"İkinci bardak kim için?"
Yeniden ona cevap vermedim.
Tam gidecektim ki aniden elimdeki tepsiyi sertçe kenara bıraktı.
"Beni yok sayıp trip atmalara da başlamışsın Zülal... Ayrılmamak için her şeyi yapan kızdın sen. Eylül mü böyle gazlıyor seni?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ DOLUNAY -TİMYA- (KARADENİZ SERİSİ IV)
Ficción General"Ben o adamı istiyorum ve elde edeceğim!" Her ne kadar beni istemese de bunun gerçek düşünceleri olmadığını biliyordum. En azından hissediyordum... Alparslan Atabey benim için imkânsız bir hayal gibi görünse de böyle olmayacaktı! O da beni sevecekt...