Alparslan'ın göğsüne sokuldum.Heyecandan uyuyamıyordum!
Yerimde dönüp durdum. En sonunda dayanamadan kıkırdadım.
"Eylül ne oluyor?" Burnunu saçlarımın arasına gömdü. "Neden bu kadar mutlusun?" Dudağımı büktüm.
Belli etmemem gerekiyordu. Acilen bir yalan düşündüm.
"Çok yakışıklı bir kocam olduğu için."
Alparslan güldü. Hoşuna gitmesine sevindim. Gerçi yalan da sayılmazdı ama mutluluk sebebim bu değildi.
"Hadi uyu güzellik. Yarın işe gideceğiz."
Hızla başımı olumsuz anlamda salladım.
"Olmaz, yarın gelemem! İşim gücüm var."
Kaşları çatıldı.
"Ne işin varmış? İşini ben bilmiyorum öyle mi?" Yüzüme eğildi. "Ne karıştırıyorsun sen?" Eyvah!
Hemen dudaklarımı dudaklarına bastırıp dikkatini dağıtmaya çalıştım.
"Aşkım, sarı şekerim..." Gülümsedim. "Şimdi biz kaç yıldır birlikteyiz ya benden hiç bıkmadın değil mi?" Dudağımı ısırdım.
Konuyu değiştirmeye çalışıyordum.
"Eylül sen iyi değilsin. Ne olduysa söyle!"
Yeniden onu öptüm. Dikkati hemen dağıldı. İri elleri belimi sardı. Hemen hakimiyeti eline aldı. Alt dudağımı emdiğinde ellerimi saçlarına çıkardım.
Nefes nefese ayrıldığımızda gözlerime bakışındaki arzuyu yakaladım. Yüzümü avuçlarının arasına aldı.
"Loresima..."
Benimki iyice yumuşamıştı. Bunu fırsat bilip gülümsedim. Uzanıp yanağını öptüm.
"Uykum geldi, uyuyalım mı?"
Kaşları çatıldı.
"Uyuyacak mıyız? Sevişmek yok mu?" Şaşkın sesiyle birlikte kıkırdadım.
Asla doymuyordu...
"Çok uykum var ama istiyorsan..."
Burnumun ucunu öptü.
"Tamam tamam, uyu güzelim." Bana kıyamayışı hoşuma gitti.
Ona arkamı döndüğümde arkamdan belime sarıldı. Dudaklarını omzuma bastırdı. Belimdeki elini yakalayıp karnıma doğru çektim. Bana sıkıca sarıldı.
İçim kıpır kıpırdı.
Aradan kaç saat geçse de uyuyamadım. Heyecanla yerimde dönüp durdum. En sonunda ona dönmemle korkuyla çığlık atacaktım ki elini ağzıma bastırdı.
"Kızım ne oluyor? Söyle da! Çatlatma adamı!"
Benimki uyumamıştı!
"B-Bir şey yok. Sen niye uyumuyorsun ki? Uyusana be adam!"
Hafifçe doğrulduğunda üstüme doğru eğildi. Bakışlarımı kaçırdığımda çenemi tuttu.
"Ne saklıyorsun söyle!"
Dudağımı büktüm.
"Saklamıyorum ki..."
Tatlı tatlı gülümsedim.
Yüzüme biraz daha eğildiğinde ellerimi sakallarına yerleştirdim. Dudaklarıma yaklaşıp beni sıcacık öptü.
"Sana son kez ne olduğunu soracağım..."
Of, ikna da olmuyordu!
Kollarımı boynuna sardım ve onu kendime çektim.
"Sormasan..."
Elini yastığın altına götürdü. Kaşları çatıldı. Panikle doğrulacaktım ki buna gerek kalmadan o doğruldu.
"Bu ne?" Diye sordu.
Çaresizce dudağımı ısırdım.
Beni yakalamıştı!
Kesit istenmiş, kıramadım.🩵
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ DOLUNAY -TİMYA- (KARADENİZ SERİSİ IV)
General Fiction"Ben o adamı istiyorum ve elde edeceğim!" Her ne kadar beni istemese de bunun gerçek düşünceleri olmadığını biliyordum. En azından hissediyordum... Alparslan Atabey benim için imkânsız bir hayal gibi görünse de böyle olmayacaktı! O da beni sevecekt...