EYLÜLKarşımda Zerrin Hanım'ı görmeyi hiç beklemiyordum... Kadına silah çektiğime inanamıyordum!
Abim ya da babam geldi sanmıştım! Bizi buldular sanmıştım!
Kahretsin...
"Ben çok özür dilerim!"
Panikle karşımdaki kadına baktım.
Zerrin annem şaşkınca silaha bakıyordu.
"Tövbe estağfurullah! Kızım hâlâ bana tutuyorsun silahı!"
Kadına hâlâ silah doğrulttuma da inanamadım. Hemen silahı indirdim ve içindeki mermileri çıkardım. Zerrin Hanım'ın gözleri büyüdü.
"Ne kadar hızlısın! Daha önce çok kullandın herhalde."
Ne?
Kayınvalidemin gözünde çok yanlış bir imaja sahip olacaktım! O tatlı kız gitmişti yerine manyak kız gelmişti! Panikle gülümsedim.
"Yok yok! Babam öğretmişti. Ne olur olmaz diye! Eğitimini de aldım. Başıma bir şey gelirse diye... Normalde kullanmıyorum tabii ki. Gelen babam ya da abim sandım. Çok özür dilerim Zerrin Hanım."
Alparslan gülüyordu. Ona kötü kötü baktığımda belime sarıldı.
"Delidir benim kızım..." Saçımı öptü. "Ben ona boşuna Karadeniz'in hırçın kızı demiyorum. Korkmayın sizi öldürmez. Zararsızdır, çok tatlıdır, bal gibidir."
Dalga geçmesiyle dirseğimi karnına geçirdim. Acıyla inlediğinde ben de yalandan güldüm.
"Kocasını böyle koruyan kızı nerede bulacağım ben? En azından oğlum yanında güvende. Bir şey olursa çeker vurursun."
Zerrin Hanım da benimle alay ediyordu. Moralim gittikçe bozuldu. Elimdeki silahı kenara bıraktım.
"Sadece önlem almak istemiştim." Diye mırıldandım.
Zerrin Hanım hiç beklemediğim bir şekilde beni kendine çekip sarıldı.
"Üzülme kızım, şaka yapıyoruz sana." Güldü. "Telefonumu unutmuşum, almaya gelmiştim."
Alparslan telefonunu bulup ona uzattı. Zerrin Hanım oğluna gülümsedi.
"Şanslıyım anne. Karımla emin ellerdeyim."
Arkamdan belime sarıldığında dehşetle ona döndüm.
"İyi iyi. Allah keyfinizi bozmasın yavrum." Yanağımı okşadı. "Beni bekliyorlar, ben gideyim." Dedi.
"Şey, tekrar kusura bakmayın. Görüşmek üzere." Dedim.
Bana bakıp tebessüm etti. Evden çıktığında sinirle salona geldim. Alparslan da peşimden geldi. Öfkeyle ona döndüm.
"Ya sen kendini ne sanıyorsun? Hemen fırsat bilip bana sarılmaya kalkma! Çek ellerini üstümden!"
Sinirle koltuğa oturduğumda yanıma oturdu.
Sırıttı.
"Eninde sonunda oğlumuza kavuşup mutlu bir yuva kuracağız zira birbirimizi seviyoruz. Ayrılığa razı olmayacaksın."
"Neden razı olmayacağımı düşündün? Eğitim seviyem iyi, yabancı dilim iyi, yurt dışında tanıdığım birçok insan var. Ailem beni silse bile ben ayaklarımın üzerinde durmayı başarabilecek bir kadınım Alparslan. Seninle sevdiğim için evlenmiyorum, mecbur kaldığım için evleniyorum. Ailem hayatımdan defolup gidince seni boşayıp yoluma bakacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ DOLUNAY -TİMYA- (KARADENİZ SERİSİ IV)
General Fiction"Ben o adamı istiyorum ve elde edeceğim!" Her ne kadar beni istemese de bunun gerçek düşünceleri olmadığını biliyordum. En azından hissediyordum... Alparslan Atabey benim için imkânsız bir hayal gibi görünse de böyle olmayacaktı! O da beni sevecekt...