9.Bölüm

1.7K 188 39
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

İyi okumalar...

*

Kenarda durmuş pastane paketini açarken Arat'ın bakışlarını üzerimde hissediyor ama görmezden gelmeye çalışıyordum.

Minik pastanın üzerine mumu yerleştirmiş ve çantamdan çıkardığım çakmakla da rüzgarın söndürmemesi için büyük bir çaba vererek yakmıştım.

Zili çaldığımda kepenk büyük bir gürültüyle kalkmaya başlamıştı.

Alttan geçebileceğim bir boyuta geldiğinde dönüp son kez Arat'ın beni bıraktığı arabaya baktım.

Hâlâ neden beklediğini anlamamıştım ama umursamayarak alttan geçtim.

"Bir an gelmeyeceksin sandım!" dedi Kerem bakışları bilgisayarındayken ve ardından da bana döndü dönen sandalyesinde. Elimdeki pastayı beklemiyor olacak ki şaşkınlıkla gözleri iri iri açıldı.

"İyi ki doğdun!" dedim neşeli bir tonlamayla ve elimdeki pastayla ona yaklaştım. Saat itibariyle bugün yani 15 şubat Kerem'in doğum günüydü.

"Unutmamışsın!" dedi sevinçle ve bir çocuk edasıyla oturduğu yerden heyecanla kalktı. Bu beni güldürürken "Tabii ki unutmadım!" diye çıkıştım.

Neredeyse 6 yıldır arkadaştık ve Kerem pek arkadaşımın olmadığı şu sıkıcı hayatta bir ilaçtı adeta.

Ben neciyim burada?

Gözünden bir damla aktığında şaşkınlıkla pastayı masaya bıraktım ve Kerem'e yaklaştım.

"Ne oldu şimdi?" diyerek panikle de ona yaklaştım.

"Yanlış bir şey mi yaptım?"

"Hayır!" dedi ve gözünden akan bir damlayı sildikten sonra bana sıkıca sarıldı.

"Sadece pek doğum günümü kutlayan olmaz da..."

Gülümserken ayrılmadan önce sırtını da hafifçe sıvazlamıştım. Babası dışında ailesinden kimse yoktu ve babası da ondan oldukça uzaktaydı anladığım kadarıyla.

"Ben hayatında olduğum sürece alışsan çok iyi olur." dediğimde gülümsedi ve beni kendine çekerek sıkıca sarıldı bir kez daha. Ben de kollarımı Kerem'e doladım. İlk yıllarda Kerem'in doğum günü bahsi hiç geçmemişti ve bunu sormamak benim hatamdı. Beraber geçirebileceğimiz 3. doğum gününü ilk kez kutlamıştım ve çok mutlu olmuştu ancak geçen sene ki doğum günü tamamen aklımdan çıkmıştı. Daha sonrasında kutlasam da yerini tutmamıştı tabii ki ve bu tepkisi bu yüzdendi.

"Neli?" derken benden ayrılmış ve ilgisi tamamen pastaya kaymıştı.

"Bol çikolatalı, çilekli..."

Benim aksime kendisi tam bir çikolata, tatlı manyağıydı.

"Dilek dile ve üfle artık!" dedim sabırsızca ve iki adım ötemdeki tezgaha ulaşarak Kerem için bir plastik çatal aldım. Yıkamamak için plastik tabak, çatal kullanıyordu. 

Ben ise bugün yeterince tatlı yemiştim.

Dilek dileyip üflediğinde genişçe gülümsemiş ve bir kez daha "İyi ki doğdun!" demiştim.

Kolunu omzuma atarak beni kendine çekti ve başımın üzerine de minik bir öpücük bıraktı.

"Sen de iyi ki varsın!" demiş ve hafifçe kendini geriye çekerek yüzüme bakmıştı. Bu sırada çatalı uzattım.

Düş Kapanı +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin