3.Bölüm

1.7K 190 22
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

İyi okumlar...

*

İki gün olmuştu. Bu iki günümü Baha savcı üzerinden Beyazıt'ı araştırarak geçirmiştim.

Baha savcı abisiyle ne tek bir fotoğraf paylaşmış ne de abisi olduğunu belirtecek herhangi bir paylaşım yapmıştı.

Eğer peşimde bir koruma ekibi olmasa Baha savcıyı takip ederek Beyazıt'ı bulur ve onu takip ederdim.

Elimde bir kutu makaronla Kerem'in tıpkı benimki gibi olan stüdyo dairesinin kapısını çaldım.

Kapısı daha çok bir garaj gibi açılıyordu ve neden böyle bir şey kullandığını asla anlamayacaktım.

Garaj kapısı aralanmaya başladığında hemen az ilerimde dikilen korumalara kısa bir bakış attım ve tamamen açılana kadar beklemek yerine eğilerek alttan geçtim.

Korumalar evdeysem evin önünde, başka bir yere gitmişsem oranın önünde bekliyordu. Hatta ofisimin önünde dahi beklemek istemişlerdi ancak o kadarına izin vermemiştim.

Ki gerek de yok. Kim ünlü bir haber ajansında birine zarar verirdi ki?

"N'aber?" dedim içeri girer girmez.

Kapısı otamatik olduğu için yerinden kalkmadan tuşa bastı ve bu sefer kapı tekrar kapanmaya başladı.

"İyi..." dedi ve bilgisayarını bırakarak en sonunda bana dönebildi.

Geçimini yaptığı yazılımları satarak sağlıyordu ve oldukça iyi de para kazanıyordu çok az çalışarak.

"Ben de iyiyim!" dedim imayla ve makaronları masasının üzerine bırakarak diğer sandalyeyi çekip oturdum.

Beni takmadan bıraktığım paketi aldı ve içini açtı hızla. Makaronları görünce gözleri beni buldu ve tatmin olmuşçasına gülümsedi.

"Bir tanesin!" dedi ve hızla naneli olanlardan bir tane attı ağzına. Ben de uzanıp muzlu bir tane atarken ağzıma başımla onayladım onu.

"Biliyorum, canım ve senin de öyle olmanı umuyorum?" dediğimde sorarcasına gözleri kısıldı ve başını onaylamazcasına iki yana salladı.

Ve yanındaki çekmeceyi açarak bana bir dosya fırlattı.

Son anda dosyayı yakalarken ben daha dosyayı çeviremeden konuşmaya başladı.

"Herif sağlam korunuyor! Sızabilmek için neler çektim bir bilsen?"

Sızlanmasıyla gözlerimi yuvarladım, ben okumaya başlayacakken Kerem anlatmaya girişti ve okumayı bırakarak ona döndüm.

"Annesiyle ilgili ulaşabildiğim son şey bir hastane kaydı. Üçüncü çocuğuna hamileymiş kadın. Ancak ondan sonra puf!" dedi ve abartılı bir el hareketiyle ellerini yok dercesine birbirine çarptı.

"Bir kardeşi var, savcı... Arama kayıtlarına göre sık görüşüyorlar."

"Kardeşini tanıyorum. Hani sana da bahsetmiştim. Şu tesis olayına bakan savcı."

Kerem kısa bir an duraksadı.

"Yani savcının baktığı dosyalara bakma gereği duymamıştım." dedi ve burun kıvırdı. Sanırım tanıdığımı öğrenememiş olmak dokunmuştu.

Bu beni güldürürken başımı iki yana salladım. Zaten Baha savcıyı araştırmasına gerek yoktu.

"Ee?" dedim ve kucağımdaki dosyayı masaya bırakarak bacak bacak üzerine attım ve turuncu eteğimi elimle düzelttim.

Düş Kapanı +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin