"Sende Metin hocanın numarası var mı?" diye sordu Aybike.
"Evet var. Dersteyken söylemişti bir gün kaydetmiştim bende. Ama çok yakın değiliz biz Metin hocayla. Aradığımda beni tanıyacağını sanmıyorum. "diye cevap verdi Tolga.
"Benim aram okula başladığım günden beri çok iyidir onunla. Sen ara ben konuşurum. " Arayıp telefonu genç kıza uzattı.
"Alo."
"Hocam merhaba Aybike ben. Aybike E- Özkaya öğrenciniz. Nasılsınız? "
"Aa merhaba Aybikeciğim iyiyim sen nasılsın? Neler yapıyorsun? Çok merak ettik seni en başarılı öğrencimizdin sen bir anda ortadan kaybolunca. Evlenmişsin duyduğuma göre şaşırdım doğrusu. "
"İyiyim iyiyim merak etmeyin. Evet... Öyle bir anda gelişti her şey. Size bu konuları daha sonra anlatırım yüz yüze geldiğimizde. Şuanda bir konuda acil olarak yardımınıza ihtiyacımız var. "
"Hmm anlat canım dinliyorum seni. "
"Bir hastamız var. Yaralanma sonrası felç geçirmiş. Uzun zamandır aynı tedavi uygulanıyor. Kullandığı 3 tane ilaç var ama ben bu ilaçların içeriklerine baktığımda iyileşmesinde fayda etmeyecek hatta durumunu stabil tutacak yan etkileri olduğunu gördüm."
"İlaçların adını, hastaya konan teşhisi yazarsan sana şüphende haklı olup olmadığını söyleyebilirim. Ancak net bir şey söylememi istersen onun için hastayı muayene etmem gerekir."
"Ben whatsapptan yazıyorum size hocam şimdi onları."
Hızlı hızlı yazıverdi. Stres ve heyecanı aynı anda yaşıyordu. Metin hocanın onlara bir umut olmasını çok istiyordu.
"Yazdıklarına bakılırsa duruma acil müdahale etmek gerekiyor. "
"Hocam açıkçası eğer İstanbuldaysanız hastayı gelip görmenizi kendiniz muayene etmenizi istiyoruz. Ne zaman müsaitseniz bizim için hiç fark etmez. "
"Bana getiremediğine ve bu kadar ısrar ettiğine göre senin için önemli biri olmalı. "
"Eşim... Eşimin babası yani kayınpederim. " dedi Aybike. "Aynı zamanda öğrenciniz Tolga Özkaya'nın da babası."
"Hatırladım hatırladım şu esmer zeki çocuk. Seni kırmayacağım Aybike. Bugün İstanbulda'yım. Saat 17.30 da geleyim o zaman hastayı görmeye.
"Tamam hocam çok çok sağ olun." diyerek kapattılar telefonu.
"Tolga sen abinle konuş olanları anlat. Eve çağır. Metin hoca gelmeden burada olsun. "
"Sen neden konuşmuyorsun abimle? "
"Senin anlatman daha doğru olur. Ben gerektiği yerde müdahil olurum merak etme. ' diyerek omzuna dokundu ve çıktı odadan genç kız.
Gül, Metin hocaya salona kadar eşlik etti.
Sonra da Gülsüm Hanım'ın yanına gelip " Hanım ağam "Doktor bey geldi. " deyip kenarda bekledi."Hoşgeldiniz doktor bey. " dedi elini uzatarak. Çok içine sinmiyordu ama arada torunu vardı. Torununun hocasına o kızın da hocası olduğu için saygısızlık edemezdi. Elinde tatlıyla geldiğini görünce " Niye zahmet ettiniz? Gül al kızım tatlıyı çayla servis edin. " diye emretti. Başını öne eğerek mutfağa gitti gül. "Buyrun şöyle oturun. " dedi Gülsüm Hanım.
"Hoşgeldiniz hocam. " dedi Tolga gülümseyerek.
"Hoşbuldum Tolga." diyerek tokalaştı genç adamla.
"Aybike ve abiniz... Yoklar mı?"
"Birazdan gelirler. " dedi Tolga.
Kader, Aybike ve Berk'in yanına giderek "Doktor Metin Bey geldiler." dedi ve çekildi oradan. Beraber aşağıya indiler.
"Abim Berk Özkaya. "diyerek tanıştırdı Tolga.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanlış Anlaşılma /AyBer
Fanfic"Derler ki, sığındığın gönül memleketindir." "Derler ki bakan gözdür, gören kalp. " Dördüncü hikayem de Aybike ve Berk'i aşiret ahalisinde görücez. Umarım beğenirsiniz. Günlük dizi "Kan Çiçekleri'nden" kurgulanmıştır. Ön yargısız okumanız dileğiyle ☺