"Sahne öncesi bu curcuna ne?"
"Sadece telaşlılar," diyen makyözle karşımdaki aynadan dışarıyı izlemeye devam ettim. Bir süreden sonra makyözün yardımcısı karavanın kapısını kapadı. Ona bir şeyler söylemek adına dudaklarımı aralamıştım ki dakikalar önce adının Asude olduğunu öğrendiğim makyöz, şu anda da bana makyaj yapan oydu, dudaklarıma ruj sürmeye başladı. "Yetiştiremeyeceklerini düşünüp endişeye kapılıyorlar."
Olayı böyle özetlemesine karşın başımı usulca salladım. Dudağımla işi bittiğinde ise "Yokluğumda insanlar her şeyi daha yüksekten yaşamaya başlamış, desene." dedim ve aynada aksime baktım. "Tıpkı bu rujun yoğunluğu gibi."
"Canlandıracağınız karakter havalı biri."
"Ona sözüm yok." diyerek sandalyeyi ittim. Ayağa kalkıp karşısına geçtiğimde "Sadece fazla abartılı olduğunu düşünüyorum." dedim. "Bu halimle sanki İnci'yi canlandırmak için gelmişim gibi duruyor."
Başta algılayamadı, gözlerime boş boş baktı. Ardından kendini tutamayıp güldü. Etik olmadığını düşünerek başka yöne döndü ve gülmeye devam ettim. "Ruju dudağının üstüne taşırıp taşırıp duruyor."
"Hayır birde zaten botoks yaptırdı." diyen yardımcısıyla kaşlarım çatıldı.
"İnci botoks mu yaptırdı?"
Yardımcısı öne atılıp "Nasıl fark etmezsiniz?" diye sorduğunda Asude'de üstelemişti. "Tamam, dedikodu hoş bir şey değil ama sahiden nasıl görmediniz?"
"Onu görmeyeli bir yıldan fazla oluyor." dedim, iç çekerek, "Sosyal medyadan da takip etmiyorum. Öyle olunca haberim olmadı. Bu arada niye hiçbiriniz çıkıp 'Zaten dudakların güzel' demediniz? Bence ruju taşırmaya bile ihtiyacı yoktu."
"Kendisiyle daha önce çalışma fırsatım olmuştu. Ancak dürüst olmak gerekirse o sadece bir şeyleri onaylatmak için anlatır. Amacı fikir almak olmuyor." dediğinde "Hem Devran Bey botoksu onayladıysa kim karşı çıkarsa çıksın yaptırırdı." diye ekledi yardımcısı.
Asude ona uyarı dolu bir bakış atsa da durmadı: "Ne yalan mı? Adam sürekli çiçek yolluyor. Birkaç kez yiyecek bir şeyler yolladığını da duymuştum. Hatta bir keresinde İnci Hanım 'Bu elbiseyi bana o hediye etti' deyip sette, -6 derecede, kırmızı mini bir elbiseyle gezmişti."
Bu bahsettikleri dizinin setinde olmasam da bu şeylerin çoğuna kulağım aşinaydı. Belli ki İnci yedi sene önce Parade of Stars projesiyle yapıma torpille girmeye çalışırken bir anda başarısız olmayı kendine yedirememişti, şimdi ise o başarısızlığını tekrarlamaya niyeti yoktu. O canlı yayın hatıralarıma düşünce başımı onaylamaz anlamda sallayıp "Kendine yazık ediyor." dedim.
Vücudunu kullanmayı sevmesinin yanı sıra o gerçekten güzel bir kadındı. İç çekip "O zaman ben sete bakmaya gideyim." dedim. Onlarda az önceki söylemime onaylayıcı mırıltılar çıkarmayı bırakıp bana kapıya kadar eşlik etti. Yardımcının kapıya uzanmasıyla "İlk oynadığım dizide insanlara çok zorbalık yapmıştım." dedim ve elini ittirip kapıyı kendim açtım. "Artık size karşı iyi bir insan olacağım."
"Bu geçici bir karar, değil mi?" diyen Asude'yle kafamı salladım.
Neşelenen yardımcısı afallarken dışarı çıkıp arkamdan kapıyı kapadım ve karavanların arkasında kalan restorana doğru yol aldım. Bu çekilecek olan ilk sahneydi. O yüzden etrafta koşuşturan insanları görmezden geldim. Asude'nin dediği gibi herkesin üstünde bariz bir gerginlik vardı. Restoranın merdivenlerini çıkıp içerisine girdiğimde ilk ışıkçıyı gördüm. Eşyaları üçüncü kata çıkarmak için asansörün önünde plan program yapıyorlardı. Arkalarında onları izleyen kadın gözüme çarpınca 'Kesin restoran müdürü ya da sahibi' diye içimden geçirdim. Aynı Mayıs ciddiyetindeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Parade of Stars | Texting ✓
RomansaSiz: *Ses "Neymiş efendim? Her sene olduğu gibi bu sene de oyuncu seçmeleriniz başlamışmış. Bok başladı. Biz sanki torpille alacağınızı bilmiyoruz" Siz: *Ses "Hayır bir de sizdeki yüzsüzlük, şaka mı? Sanki hâlâ başvuran varmış gibi 'başvurular başla...