10. Bölüm

105 12 38
                                    

Yiğit Darlıca

"Yengem dikkatli git dikkatli gel hemu. İndiğinde de ha bizim bu ökizi ara da aklım sende kalmasun." Diyerek saçlarını geri atam Rabia yengeme bakarak dudaklarımı birbirine bastırdım. O az önce abime 'öküz' mü demişti Yoksa ben mi yanlış duydum.

"Ha bu adama sen şimdi öküz mü dedin sen yenge." Diyerek söze karşına Fırat da gülmemek için dudaklarını birbirine basıyordu.

"Ha doğru senun bu abine öküz az kalur Manda bu manda." Dediğinde Fırat artık gülmesini tutamayıp kahkaha attığında Yasin abim dayanamayıp kafasına bir tane geçirmişti.

Defne ordan söze atladı. "Aşk olsun yenge bu adam sana ne yaptı da ona öküz diyorsun" diyerek yengemin arkasından çıkıp Yasin abimin yanına gidip yanaklarını sıkamaya başlamıştı.

"Nasıl kıyarsın sen benim abime." Diyerek abime sarılınca abim sinirden küplere bilmeye başlamıştı. Resmen abimle alay ediyordu ve bunu şirinlik yaparak beceriyordu.

"Defne!" Diye bağırdığında defne yerinden zıplayıp abimden uzaklaştı. Onların bu haline kahkaha atamaya başlayan Fırat ise ensesine tokatı yemesi uzun sürmemişti.

Sesimizi içerden duyup gelen babaannem koşarak yengemin yanında gelip durdu.

"Noliy uşağum burda?" Diyince Defne her zaman ki şirinliğini kullanarak babaannemin yanına gidip yanaklarından öptü sonra da elini babaannemin omzuna atarak yengem ve Yasin abimi gösterdi.

"Senun ha bu gelunun." Dedi tıpkı babaannem gibi şive yaparak. "Ha bu oğluna ökiz dedi."

Babaannem duyduklarıyla kaşlarını çatarak yengeme döndü.

"Ha bu gız ne diyi gelun." Dediğinde artık ben de otuz iki diş sırıtmış onları izliyordum.

"Ne diyise doğru diyi bubaanne." Dediğinde babaannem kaşlarını çatmıştı.

"Uyyy terbiyesuzi duyi misun oğlum?" Dediğinde hemen ayağına yönelik terliğini çıkardı. Babaannemin terliğini çıkardığımı gören herkes bir yana kaçarken yengem de abimin arkasına saklanmıştı.

"Ne dedun ne dedın bir daha de bakayum." Dediğinde kıkırdadım. Babaannem kıpırtılarımı duymuş olacak ki bakışları beni bulunca gülüşüm yüzümde doldu.

Babaanne elindeki terliği bana sallarken sinirliydi. "Bak gülmeysun yoksa onlardan önce sen yiycen ha bu terliği."

Sözleriyle put gibi kalırken bahçeden sadece ben, babaannem, yengem ve Yasin abim kalmıştı.

Babaannem gelmediğimi görünce bakışlarını benden çekip tekrar yengeme çevirdiğimde kızgındı. Elindeki terliği havaya kaldırdığında evin kalışının önünde gördüğüm hamile kardeşimle bakışlarım ona kaydı.

Karnı buranındaydı. Daha doğurmasına 4 ayı vardı ama neredeyse karnı belirginleşmişti. Yavaş ve paytak adımlarla yanımıza geldiğinde bağırdı.

"Fadik sultan yine iş başındasın bakıyorum da." Dediğinde gülümsüyordu. Gülümsemesi ay gibi yüzünü kaplarken ben de gülümsemiştim.

Melek yüzlü kardeşim.

Yavaşça babaannemin yanına geldiğimde yanağını öpüp sarıldı ona. Babaannem karşısında Şimali görünce rahatlamış olacak ki o da gülümsedi.

"Kizım ha bu halda ne diye dışari çıkaysun? Demedim mi otur diye?" Dediğinde şimalin bakışları bana dönmüştü.

"Abim gidiyor babaanne onu uğurlamaya geldim ama belli ki yine seni kızdırmışlar." Dediğinde kıkırdadı. Gülüşüyle yanağındaki Gamze ortaya çıkmıştı. Tıpkı annemin yüzümde olduğu gibi onun da yüzünde gamzesi vardı.

Yaşanmış Sırlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin