3. Bölüm

199 10 88
                                    

2 hafta önce

Vazgeçmek; hayallerden, umuttan, sevgiden hatta hayattan gelecek süprizlerden bile vazgeçmek. Bir kitapta okumuştum 'Her seçim bir vazgeçiştir' diyordu. Ben de oğlumun mutluluğu için birçok şeylerden vazgeçtim. Kızlığımdan, mutluluğumdan, hayallerimden, geleceğimden hatta sevgiden bile vazgeçtim. Çünkü ben bir anneyim ve oğlumun mutluluğu hayatımdaki her şeyden önemliydi.

Evet, ölmemiştim ve doğurmuştum onu. Çünkü boyun eğerek yaşamıştım. Yaşadığımı sanarken ölmüştüm ama gücümü hiç yitirmemiştim. Hep bendeydi ve oğlumu korumak için kullanıyordum.

Haklısınız zaten onun bir suçu yoktu. Bütün bu sessizliğimin suçunu ona yıkamazdım. O sevgi görmek isteyen minicik bir bebekti ve ben onu sevgisiz bırakamazdım. Elimin tersiyle onu silip atamazdım.

Ben de üstüme düşeni yaptım İşte. Görmediğim sevgiyle besledim ve büyüttüm oğlumu.

"Kaptan pilotunuz konuşuyor kule. İniş için izin istiyoruz." Diye bağıran Poyrazala daldığım yerden çıkıp ona kahkaha atarak baktım. Elindeki oyuncak uçakla etrafta koşuyor ve heyecanla vereceğim cevabı bekliyordu.

"Burası kule." Dedim elimi telsiz gibi yapıp konuşarak. "İniş için izin verilmiştir."

"O zaman iniyoruz kule." Dedikten sonra ağzıyla uçak sesi yaparak elindeki uçağı yere bıraktı.

"Uçuş tamamdır kule." Dediğinde oturduğum sandalyeden kalkıp Poyrazı kollarımın arasına aldım.

"O vakit yeni bir uçuş için hazır olun kaptan." Dedim kollarımın arasına aldığım Poyrazı döndürerek. Poyraz da tıpkı bir uçak gibi kollarını iki yana açmış havada olmanın tadını çıkarıyordu.

"Ahhh hayır fırtınalı havada uçuş olmaz kule, indir hemen bizi." Dediğinde kahkaha attım. Her şeyi de biliyordu maşallah.

"Haklısınız sanırım kaptan o zaman iniş için sıkı tutunun ve kemerlerinizi sıkı bağlayın." Dediğimde bu defa kahkaha atan Poyrazdı. Minicik ellerini ellerime sararken konuştu.

"Kemerler takıldı kaptan, inişe geçebiliriz." Dediğimde gülümsedim.

"O zaman inişe geçiyoruz." Dedim ve ben de az önce tıpkı Poyrazın ağzıyla yaptığı gibi iniş sesi yaparak Poyrazı yatağa attım.

Yatağa düşen Poyraz önünü döndüğünde şakacıktan alnını siler gibi yaptı.

"Zorlu bir iniş oldu." Dediğinde küçük bir kahkaha daha atmıştım.

"Siz kuleye güvenin kaptan." Dediğimde yataktan doğruluyordu.

"Kulenin görevi iniş için izin vermek o yüzden biraz korktum." Dediğimde şakayla kaşımı kaldırdım. Doğrulamasına engel olarak onu geri yatırdım.

"Demek kuleye güvenmiyordunuz." Dedim ellerimi onun karnına götürüp gıdıklarken. Gıdıklamamam karşısında kahkahalarını tutamayan Poyraz güçlü güçlü gülerken kapının çalınmasıyla onu gıdıklamayı bırakmıştım.

"Gel!" Diye seslendiğimde kapının girişinde gördüğüm Nurşen hanımla gülüşlerim yüzümde dolarken benim yüzüme bakmaya bile yüzü olmayan Nurşen hanıma baktım.

"Şey efendim Levent bey sizi aşağıda bekliyor." Dediğinde derin bir nefes aldım. Attığımız kahkahalar kulağına gitmiş olmalıydı ki beni azarlamak için çağırıyordu.

"Siz inin ben geliyorum şimdi." Dedim Nurşen hanımın yüzünden bakışlarımı alırken. Bakışlarımı Poyraza çevirdiğimde bana korkuyla baktığını gördüm.

Yaşanmış Sırlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin