14. Bölüm

113 9 56
                                    

Yazar'dan

Yiğit Darlıca'ya

Birbirine sevgiyle bağlanan iki insanın ayrılması ölüm gibidir. Birbirlerini bir daha görmeyecek olmak insanları mahveder, bilirim. Kızacaksın bana, keza haklısın! Poyrazı senden ayırmaya hakkım yok! Özellikle akşam ki halinizi gördükten sonra buna hiç hakkım olmadığını biliyorum. Ama sen de şunu bil ki benim oğlumdan başka kimse yok! Onu da sana bırakırsam ölürüm.

Bunu Poyraza da yapmaya hakkım yok. Onu senden ayırmaya hakkım yok ama bir gün gelicek o da beni anlayacak! Çünkü yaşadıklarımı tek bilen oğlum, beni en iyi o anlayacak.

Onu bu kadar çok seviyorsan neden öldürtün kendini dediğini biliyorum ama yaşadıklarımı asla bilemezsin! Yaşadıklarımı asla anlayamazsın!

Duygularımı ilk defa açık açık paylaşacağım tek insan sen olacaksın ama bunun karşılığında senden bir şey rica edeceğim. O yüzden iyi dinle beni.

Ben korkuyorum Yiğit! Ben bu dünyaya kadın olarak geldiğim günden beri korkuyorum. Her aldığım nefeste korkuyorum. Ölmekten korkuyorum, sevilmekten koruyorum, ben mutlu olmaktan bile koruyorum. Korkularım çok büyük Yiğit. O kadar büyük ki nefes bile aldırmıyor!

Bunların başında da Poyraz geliyor! Onu korumalıyım. Ben hamile kaldığımda bir söz verdim! Onu hep koruyacağım bunu ona zarar vererek dahi olsa koruyacağım. Sözümü tutuyorum. Onu koruyorum. Daha fazla sizi bağlamadan ve sana sorun çıkarmadan gidiyorum.

Hayatımı kurtardığın için teşekkür ederim. Oğlumu annesiz bırakmadığın için teşekkür ederim.

Böyle bir olay yüzünden teşekkür edeceğimi hiç düşünmemiştim. Belki de sen de böyle bir olay için teşekkür alacağını beklememişsindir.

Biliyorum bu teşekkürü yüz yüzeyken sunmam gerekiyordu ama bunu yapamazdım. Eğer yüzüne yüzüne teşekkür etseydim bir şey olduğunu anlardın.

Yiğit ben gidiyorum! Lütfen peşimden gelme. Oğluma baktığın için minnettarım sana ama sırf oğlum için geri de dönemem. Senden tek ricam lütfen peşimizden gelme! Peşimizden gelme ki ben korkularımı yenip kendi ayakları üzerinde durabilen bir kadın olayım! Peşimizden gelme ki sende de zarar bırakmayayım!

Sevgilerle Azra Karadağ...

Okudukları gözlerini doldururken geçmişte yaşadıkları gözlerinin önüne geldi Yiğidin!

Annesinin bağırması doldu kulağıma ve yutkundu. Korku mu demişti Azra! Sevilmekten korkuyorum mu demişti! Nefes almaktan korkuyorum mu demişti?

Annesi de mi böyle hissetmişti! Yiğidin annesi de mi nefes almaktan korkar hale gelmişti. Oğluna bir şey olmasın diye kendini feda ederken o da mı böyle düşünmüştü.

Yiğidin gözlerinden yaşlar akarken bir tekme attı önündeki sedyeye.

"Allah kahretsin!"

Alnındaki damarlar ortaya çıkmıştı ve elleri yumruk olmuştu. Sanırım şimdi anlıyordu bu kadına neden bu kadar yakın hissettiğini. Şimdi anlıyordu içindeki bu şefkati!

Onu annesine benzetiyordu! Azra'yı annesine benzetiyordu.

Öfkeyle elindeki kağıdı buruşturup cebine koydu. Ne yazıyordu notta 'bu dünyaya kadın olarak geldiğim günden beri korkuyorum' yaşamaktan korkuyordu Azra! Nefes almaktan korkuyordu! Bu yüzden ses çıkarmamıştı abisine! Belki de bu yüzden razı gelmişti vücudunda oluşan her bir darbeye!

Yaşanmış Sırlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin