İyi geceler herkese.
Nasılsınız iyi misiniz?
Bölüm biraz kısa oldu (1228) affola. O zaman keyifli okumalar ❤️
Yiğitten
Saat gecenin birine geliyordu. Evden çıkalı nerdeyse saatler olmuştu ve biz hala yoldaydık. Azra yok boyunca uyuyor, Poyraz ise hiç ses çıkarmadan camdan denizi izliyordu. Sessizlik ve karanlık arabanın içini esir alırken öylece yolda gidiyorduk. Evde yaşanan husumetten dolayı Azrayı tuttuğum gibi babamdan kalan dağ evine götürüyordum. Hem gözden uzak hem de babaannemin dilinden uzaktı.
"Dertler bir olayidi
Ağlamak kolayidu"Telefonumdan gelen melodiyle daldığım yerden çıkarken elim telefonuma gitti. Cebimde ki telefonumu çıkarıp dizimin üzerine koyarken ekranda yazan 'Rabia yengem' yazisini görünce telefonu açmadan tekrar cebime koydum. Ona beni aratan babaannem olduğu için de bir süre onun telefonlarını açmayacaktım.
Telefon çalmaya devam ederken ne açtım ne de sessize aldım, çalmasına izin verdim.
"O senun güzelluğun
Başuma belayidi"Telefonda çalan şarkı ilerleyince bakışlarım yanımda oturan Azra'yı buldu. Morarmış göz altlarıyla gözlerini kapatmış, küçük ve yara izleriyle dolan yüzünü cama yaslanmış uyuyordu. Kestane rengi saçlarının gelişi güzel yüzüne düşmesiyle yüzünü pek göremesem de dudaklarını görebiliyordum.
Telefon melodisi kesilince ben umursamdan Azraya bakmaya devam ettim.
Zayıf ve yorgun bedeniyle koltuğa gömülmüş dertlerinden uzakta sayılmayan bir uyku çekilmişti. Arada bir şeyler sayıklıyor ve bazen ise acı iniltilerine benzer sesler çıkarıyordu. Bu durum içimde en ulaşılmaz noktaya dokunsa da elimden hiç bir şey gelmiyor olması beni kahrediyordu. Kısa bir süre içinde onu neden bu kadar önemsediğimi bilmesem de içimden biri arkadaşımın kardeşi olduğu için olduğunu söylüyordu.
"Vurma!"
Düşüncelerimin arasına sızan sesleriyle kaşlarım çatıldı. Yine aynı kabusların başka birini görüyordu değil mi? O kadar şey yaşamıştı ki bu acı uykusunda bile rahat bırakmıyordu onu. Her uykuya daldığında gördüğü kabuslardan bir başkasını görüyordu.
"Ben bir şey yapmadım."
Sesi ağlamaklı çıktığında öfkelenmiştim. Onu bu duruma sokan şerefsizi bulup ecdadını bellemek istiyordum. Bu kadına bu kadar acı yaşatan pskopatın sülalesini kurutmak istiyordum.
"Nolur vurma."
Sesi bağrışlara döndüğünde istemeden ellerimle direksiyonu sıkmaya başlamıştım. Lanet olsun yine bir kriz geliyordu değil mi?
"Ben bir şey yapmadım!"
"Ben bir şey yapmadım!
"Vurma, Vurma!"
Bağrışları artmaya başladığında ani bir fren yapmıştım. Yaptığım fren yüzünden öne savrulsak da bunu umursamadım. Kemerimi açıp arabadan çıktım. Arabanın hızla önünden dolaşıp onun kapısına geldiğimde başka bir çığlık daha attı.
"Yapma!"
"Poyraz odana git!"
"Poyraz!"
Poyrazın ismini bağırarak konuştuğunda artık durumu çok kötü olduğu için kapıyı hızla açtım. Kafası kapıya dayalı olduğu için kapı açılınca yere düşecekken tuttum. Başı omzuma gelirken titriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşanmış Sırlar
Mystery / ThrillerBakışlarımı tekrar babama çevirdiğimde gülümsedim. "Ben geldim baba." Dedim güçlü durmaya çalışırken. "Hiç sevmediğin, elinin tersiyle silip attığın kızın geldi. Sırf kendini öldürmek istedi diye namussuz ilan ettiğin, kendini neden öldürmek istedi...