"Poyraz bey babanız telefonda efendim sizinle görüşmek istiyor. "Genç adam kendi odasında dinlenmek için olan rahat üçlü koltuğa uzanmıştı. Kafasını koltuğun başına dayamıştı. Gözlerini tavana dikmişti. Kapının çalması onu pek etkilemedi. Sekreter kapıdan içeri girip sabah rahatsız edilmek istemediğin den dolayı patronunu ona verdiği telefonu geri uzatarak babasının aradığını söyledi. Genç adam telefonu alarak koltuktan doğruldu.
" Efendim "
" Poyraz..."
"Evet baba benim iyi misin kötü bişey mi oldu? "
" Oğlum ablan ve enişten dün burdaydı. Bu gün geri dönecektir. " Yaşlı adam uzun bir soluk aldı. Buda neydi şimdi . Babasının sesi hiç bir zaman böyle yorgun çıkmamıştı.
" Baba ne oldu ?"
" Kaza geçirmişler . Karşıdan gelen araba birden ters şeride girmiş. Ablanı ve enişteni kaybettik. "
" Ne ! Nasıl olur?"
Poyrazın bütün kelime haznesi çökmüştü. Kalbi ağrıyordu. Soluksuz kaldı sanki ciğerleri. Babasının iç çekişlerini duyunca tekrar kendine geldi."Buraya gelmen lazım oğlum acele et. Tek başıma bu acıya dayanamam..."
" Tamam baba. He-hemen yola çıkıyorum. "
Babanım gözyaşı dönmesi dünyanın sonu gibi bişeydi. O benim oksijen kaynağımken böyle yorgun olması dayanamaması beni öldürmüştü.
Ceketimi alıp odamdan olabildiğimce hızlı bir şekilde çıktım. Kafamı toplamalıydım önce... Ablam ölmüştü... Eniştem ölmüştü peki ya o... Umut... O nasıldı. Ona bişey olmuşmuydu?
Benim bir tanecik yiğenim. Umudum... Yaşama sevincim...Tam 9ay önce doğmuştu. Zor bir dönem geçiriyordum. Hayata aileme hatta kendime küsmüştüm. Kim için ucuz bir kadın için ... Ben onun için deli olurken o hep daha fazlasını istedi. Bir türlü yetemedim ona zaten sonunda da hak ettiğini verdim. Çok sevmiştim. Gençlik hevesiyle... En yakın arkadaşımla arkamdan vurunca yıkıldım. En çokta dost kazığı koymuştu. İkisininde defterini dürünce rahatladım ama karanlığa hapsoldum. Taki evimdeki o küçük kahkahayı duyuncaya kadar...
Güneş oldu, ışığım oldu... Umut oldu dayısına...Ben ne kadar hak etmesemde sevdi dayısını... Bende içimde kalan tüm sevgiyi ona verdim. Birtanecik yiğenime...
Bu araba niye bu kadar yavaştı. Hızını arttırıp otoyola çıktı. Kafamı toplayamıyordum. Bu imkânsızdı. Hele Umut un öldüğü düşüncesi beni kahrediyordu. Aslında babam bişey dememişti ama cesaretim yoktu. Ona bişey olması hayatımın tek ışığını kaybetmeye dayanamazdım. Evi arayıp detayları öğrenmek istedim ama telefona cevap veren olmadı.
****
Nihayet gelmiştim. Evimdeydim. Daha kapıyı açmadan ağlama seslerini duymaya başlamıştım. Bu saatten sonra geri dönebilir miydim? Hayır olmaz babamın yanında olmalıyım. Annemi kaybettikten sonra tek dayanağı çocukları olmuşken onu yalnız bırakamazdım.Kapıyı açıp içeri adım attım. Ağlama sesleri artmaya başladı. Adımlarımı hızlandırıp babamı bulmak için merdivenleri çıktım. Annemde de böyle olmuştu. Terasa oturup onu beklemişti. Ya yolcu etmek için yada belki geri gelir diye....
Merdivenleri çıkarken inanılmaz bir bebek ağlaması evi doldurdu. Aşağıdan hizmetçi kızlar konuşarak odaya doğru yürüdüler. " Yine ağlamaya başladı. Yavrum benim ya annesini babasını özledi galiba."
Bu laflara üzülsem mi sevinsem mi bilemedim. Umudum dayısının bitanesi , ona bişey olmamış ama annesiz babasız kalmıştı. Çaresizce kafamı sallayıp babamın yanına gittim. Beni farkermedi öylece yola bakıyordu. Elimi omzuna koyup" Baba...." oturduğu yerden hızla kalktı.
" Oğlum.... Gitti ablan gitti." Bana sarıldı. Dayanamadım. Bende kollarımı açıp ona doladım. Bir süre öylece kaldık. Babamın gücü tükenmişti artık... Onu yavaşça koltuğa oturtup yanına geçtim. Nasıl başlayacağımı bilmiyordum.
" Baba anlat hadi nasıl olmuş."Babam derin bir nefes alıp anlatmaya başladı.
" Karşıdan gelen arabanın sürücüsü bi kadınmış. Polislerin söylediğine göre alkollüymüş. Hakimiyetini kaybedince karşı şeride geçmiş. Ve bizimkilere çarpmış. Umut arkada olduğu için bişey olmamış ama ablan ve enişten oracıkta ölmüş.
" O o orospuya bişey olmuş mu hah? Yemin ediyorum kendi ellerimle öldürücem onu..."
" Hayır Poyraz sakın... Onun aileside perişan o da ölmüş. "
" Iyi olmuş. Geri zekalı... Umudum nasıl baba hah? "
" Sürekli ağlıyor annesini babasını özlüyor... Zorla yediriyorlar yoksa ac kalacak. Napacağız oğlum? "
"Hallederiz baba... Sen üzülme sakın. Hadi kalk mezarlığa gidilecekmiş gidip son görevimizi yapalım."
Babamla beraber kalkıp çıkışa yöneldik. Arabalarımıza binip mezarlığa gittik. Biz sağa doğru ilerlerken öbür tarafta da bir kalabalık vardı . Sanırım öbür cenazenin sahipleriydi. Hepsine nefretle baktım. Onlar benden ablamı almıştılar. Umudumu öksüz bırakmıştılar. Cezalarını çekecektiler. Hepsi teker teker çekecekti.
Cenazeleri defnedip eve döndük. Umut yine ağlıyordu. Yanımdakileri umursamayıp Umut un yanına gittim. Hizmetçiler onu susturmaya çalışıyordular . Hepsini kovup onu kucağıma aldım.
" Umudum... Bak dayım geldi. Burdayım paşam. Artık dayım burda...seni asla yalnız bırakmayacağım söz veriyorum. Anne mi istiyorsun bulurum , babamı istersen olurum. Sen sakın üzülme senin için herşeyi yaparım. "
Umut kollarımda uyudu. Onu yatağına yatırıp başında bekledim. O artık benim oğlumdu onu kimseye vermezdim. Alamazlar da gerçi... Zaten eniştemin ailesi onu men etmişti. İstedikleri kızla evlenmedi diye... Geri tek biri kalıyordu babam.... Onu Buran alıp götürmeme izin vermezse işte asıl o zaman işim zordu. Ben düşüncelere dalarken kapı açılıp içeri girdi.
"Poyraz oğlum misafirler geldi baban seni çağırıyor. "
" Tamam hala geliyorum. Kim geliyormuş? "
" Öbür aile ... Baban sakin olsun beni utandırmasın dedi."
" Tamam"
Halası kapıyı kapattıktan sonra sakinleşmek için yatağa oturdum. Derin nefes alarak sakinleşmeye çalıştım. Sakinleştiğime kanaat getirdiğim de odadan çıkıp aşağı indim.
Herkes büyük salondaydı. Birbirlerine baş sağlığı diliyorlardı. Babamı mahcup etmemek için sakince oturup onları dinledim. Yarım saat sonra Umut un sesi yine evi inletti. Hemen ayağı kalkıp umut un odasına koştum. Sesi birden kesilince korktum. Koşarak odanın önüne geldim. Kapı aralıktı ve içerden sesler geliyordu."Merhaba... Ben Masal... Üzgünüm... Bunu nasıl yapar bilmiyorum. O. O içki içmezdi. Bu nasıl oldu. Bilmiyorum. Özür dilerim. Affet bizi..."
Bu kızı daha önce görmemiştim. Ama taziyeye gelenlerden olduğuna emindim. Umut u nasıl susturmuştu ? Umut çekingendi kimseyi sevmez istemezdi. Bu kızı sevmiş olmalıydı. Belkide annesine benzetmişti. Bu kızında ablam gibi saçları uzundu. Gözlerini göremiyordum ama gözleri yeşilse kesin annesi olduğunu sanmıştı.
Umut' u yatağa bıraktı. Ve kapıya doğru gelmeye başladı. Kapıyı açıp beni görünce korktu. Kocaman yeşil gözlerini açıp bana baktı. Bense en pis sırıtışımı takınıp ona baktım. Intikam planım hazırdı çünkü...
Umarım beğenirsiniz... ilk iki bölüm biraz sıkıcı olsada asıl olaylar bundan sonra başlıyor... Yazım hatalarım olabilir. Kusura bakmayın...
Keyifli okumalar....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANLAŞMALI İNTİKAM
RomanceMasum bir bebek için hayatını değiştiren genç bir adam. Ablasının hatasına karşılık tüm hayatını tanımadığı bir bebeğe adayan genç bir kadın. Hayat onları zorlada olsa bir araya getirdi. İki genç orta yolu bulup mutlu bir aile olabilecek mi? Kapak...