BÖLÜM 14

54.8K 2.1K 81
                                    


Kalbim...
Kalbim sızlıyor....
Beni sevmeyen biri için...
Bana aşkla bakmayan biri için
Ağrımaya başlıyor sonra...
Düğümleniyor...
Aşka inanmayan biri için...
Yanıyor...
Beni istemeyen biri için...

♥ Keynes_s♥....

Kendimi arka bahçeye nasıl attığımı bilmiyorum. Dudaklarım acıyordu. Ağlamaktan sözlerim sızlıyordu. Gelir gelmez hayatımı zehir etmişti. Kalbimde açtığı yaraları artık saymıyordum. Ne kadar umursamamaya çalışsamda her darbe kalbimin ortasına hedef alınıyordu. Ne ara onu bu kadar umursamaya başlamıştım. Kalbimi delip geçerken mi yoksa Serhat beyin onun kalbinin aydınlık kısmını anlatırken mi?

Kaç dakika saat geçtiğini bilmiyordum. Yanımda hissettiğim kişiyle olduğum yerde döndüm. Beklediğim kişi değildi. Yaşlarımı silip Gülseren ablaya baktım.

"İyi misiniz Masal hanım?"

"İyiyim abla... Sana zahmet olmazsa çantamla ceketimi getirir misin?"

"Tabiki Masal hanım. Poyraz beye de haber vereyim mi?"

"Hayır. Kimsrnin bilmesine gerek yok. Zaten Poyraz uyuyordur şimdi uyanmasın."

"Nasıl isterseniz."

Beş dakika sonra çantam ve ceketinle yanıma geldi. Çantamı ve ceketimi alıp bahçe kapısına yöneldim.

"Umut birazdan uyanır sana emenet benim hava almam lazım."

"Gözünüz arkada kakmasın."

Kapıdan çıkıp sahile doğru yürüdüm. Sahil boyunca dolaştım. Sahilin en huzurlu yerini bulduğunda ayakkabılarımı çıkarıp ayaklarımı suyu soktum. İlk başta ayaklarım üşüsede sonra alıştım. Gözlerimi kapatıp insanların sesini dinlemeye başladım. Uzun bir süre sonra gözlerimi denize çevirip denizi izledim. Küçük tur teknelerine binen insanları izledim. Yarım saatlik bir tur onları mutlu ediyordu. Kafamı dağıtmaya çalışırken telefonum çalmaya başladı. Çantamdan çıkarıp arayan kişiye baktım. Poyraz arıyordu. Telefonu sessize alıp gözlerimle etrafı taradım
Başka şeyler bulup onlarla ilgilenmeliydim.

Akşam olunca iyice üşümeye başlamıştım. Yerimden kalkıp ayakkabılarımı giydim. Gideceğim yer belliydi. K
Çantamı ve telefonu alınca yürümeye başladım. Tekefonum tekrar çalmaya başladı. Yine Poytazdı. Kesin Serhat bey merak etmiştir. Diye geçirdim içimden. Telefonun ekranına bakınca kırka yakın arama vardı. Hepsi Poyraz'a aitti. Telefon tekrat çalınca yüzüne kapattım. Serhat bey merak etmiştir diye Poyraz'a mesaj attım.

"Yürüyüşe çıkmıştım. Serhat baba merak etmesin boşuna..."

"Serhat babayı bilmem ama Umut biraz daha anne diye ağlarsa seni öldürürüm."

Mesajı okuyunca ağlama krizine girdim. İlk kelimesi anne
olmuştu. Gerçek annesine nasip olmamıştı. Bana anne demişti.
Gözlerimden akan yaşları silip bir taksi durdurdum. Evin adresini verdikten sonra gözlerimi kapatıp kafamı cama yasladım. Bana anne demişti...

~~~~~~~~~

Poyraz'dan....

İçimdeki öfkenin sebebini biliyordum. Ben onun ve ailesinin acı çekmesini isterken o benim evimde benim ailemle gününü gün ediyordu. Hemde Melih'le...Kapıdan girdiğim anda vucudumu kaplayan ateşin Melih'e verilen kahve sözünü duyunca aniden arttı. Kendime hakim olamadım. Nerdeyse sürükleyip odaya götürdüm. Sakinleşmek için duş aldım. Üzerimi giydikten sonra banyodan çıktım ve Masal'ı kapıyu açarken gördüm. Nereye gidiyordu bu yine? Ona yaklaşıp hesap sorunca bahaneler üretmeye başladı. Sinir katsayım tavan yaptı. Ona hayatında duyamayacağı hakareti ettim. Bu da yetmedi ona sırf ceza olsun diye öylesine ,değersiz birini öpermiş gibi öptüm. Gözlerinden skan yaşlara aldırmadan kapının önüne koydum onu. Gerisi umrumda değildi. Arkamı dönüp yatağa girdim. Yorgun olduğym için hemen uyumuşum zaten. Uyandığımda hava baya kararmıştı. Gözlerimi açmakta zorlansamda yataktan kalkıp aşağı indim. Babam Umut'la oynuyordu. Yanlarına gidip oturdum.

"Masal uyuyor mu ?"

"Masal mı?"

"Evet beraber çıktınız ya yukarı. "

Babama ne diyeceğimi şaşırdım. Bu kız nereye gitmişti. Babama cevap vermeyip yerimden kalktım. Odaya gidip telefonumu aramaya başladım. Komidinin üstünde duran telefonu alıp Masal'ı aradım. Açmıyordu. Ne kadar ararsam arayayım açmadı. Nereye gitmişti bu kız. Lanet olsun. İşte o an aklıma Melih geldi. Eğer onun yanındaysa onu buna pişman edecektim. Odadan çıkıp babamın yanına gittim. Telefonla konuşuyordu. Telefonu kapatıp bana döndü.

"Karın nerde Poyraz ?"

"Bilmiyorum baba...Onu sizin yanınıza göndermiştim." Babamın şok oluşunu izledim. Derin bir nefes alıp koltuğa oturdu.

"Hizmetçileri çağırın derhal"
Biraz sonra tüm hizmetçiler salona toplandı. Babamın sesi salonu inletti.

"Masal'ı en son ne zaman gördünüz?"
Kimse cevap vermedi. Mutfaktan kpşarak çıkan Gülseren ablaya odaklandık birden.

" Efendim ben gördüm hava almak için çıkacağını söylemişti"

Daha fazla dayanamadım va kadına bağırdım.

"Bize neden haber verilmedi hah!"

"Ben aslında haber verecektim ama istemedi. Sizin uyuduğunuzu ve rahatsız etmememi söyledi."

Kafayı yiyecektim. Resmen herkezi ayakta uyutmuştu. Kesin Melih'e gitmişti.

"Baba Melih denen o şerefsizin yanındaysa beni durduramazsın baba. Çabuk ara o şerefsizi..."
Lafımı bitirmemle babamın tokatı yüzümde patladı. Bana ilk defa vuruyordu. Kafamı kaldıracaktım ki ikinci tokat diğer yanağuma indi.

"O senin karın... Sen ona nasıl böylr itham edersin hah?"

"Sabah ki hallerini görmedin mi baba!"

"Bunun sebebi sensin. Karına değer vermeyende sensin. "

"Baba..."

"Kes sesini! Sana aklını başına al demiştim. Karına sahip çık demedim mi? Sen gittiğinden beri evdeydi. Dışarı adımını atmadı. Sen kızarsın diye. Melih ına sahip çıktı. Arkadaş oldu. Ya sen? Sekreterinle oyna..."

"Baba bu onu haklı çıkarmaz."

"Sana sus dedim. Melih'i aradım bilmiyor şimdi sus..."

Bağırmamıza uyanan Umut'un bağırışları evi inletti. Kucağuma alıp susturmaya çalıştım ama susmadı. Kucağımda feryat eden Umut'u babam aldı. Sakinleştirmeye çalıştı.

"Umudum... canım torunum
Anne birazdan gelecek tamam mı?"

Umut biraz sakinleşsede tam anlamıyla susmadı. Onu tekrar kucağıma aldım. Bu seferde anne diye ağlamaya başladı. O an kalbime çöken ağırlıkla olduğum yerde kaldım. Kendimi toparladığımda tekrar Masal'ı aradım. Yine açmadı. Ama meaj atmayı lütfetti. Bende ona mesajını cevapladım ve Umut'u sakinleştirmeye devam ettim. Dayanamazdı. Umut'a dayanamazdı. Mesajımın üstünden tam bir saat geçmişti ama hala cevap yok. Allah'tan Umut uyumuştu. Kapı çalınca oturduğum yerden fırladım. Kapıyı açmamla gördüğüm şeyle başımdan aşağı kaynar sular döküldü.



Merhaba arkadaşlar...
Hikayem yeni olduğu için yorum ve beğenilerin fazla olmayacağının farkındayım...
Şimdiden bana destek olan tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum ♥

Keyifli okumalar....

ANLAŞMALI İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin