BÖLÜM 30

44.7K 1.7K 41
                                    

    Poyraz'dan...

   Herşey yolunda derken Aylin'in berbat bir haberle çıkıp gelmesi bütün dengemi alt üst etmeye yetmişti. Bana anlattıkları gerçrk olmamalıydı. Bebeğimin babasısın demişti bana. Ben Masal'la bebeğimiz  olsun isterken Aylin nerden çıkmıştı ki.
   

    Akşam evdekilere bişey çaktırmak istemesemde Masal bişey olduğunu anlamıştı. Sürekli bana neyin var demesinden bıkmıştım. Ve istemeden onu tersledim. Buna karşılık sadece arkadını dönüp yattı. Gözleri kesin dolmuştu. Belkide ağlıyordu. Biraz bekledikten sonra yapamadım ondan ayrı kalamadım ve sımsıkı sarıldım.

    Özür dilerim aşkım... Hepsi benim suçum...

   Tek kelime etmedi kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda çoktan uyumuştu. Kafamı boynuna gömüp mis kokusunu çektim içime... Gözlerimi  huzursuz bir uyku için kapattım.

   ~~~~~~~

  Sabah erkenden uyanıp işe gittim. Masal'ın yüzüne bakamıyordum. Kafamı  boşaltıp işe odaklandım. Bir iki saat sonra odaya Aylin girdi.

    "Merhaba Poyraz."

    "Ne işin var senin burda."

   "Önemli bir konu hakkında konuşacaktık unutmadıysan."

   "Unutmadım. Lanet olsun ki unutmadım."

    "Benimle böyle konuşmaya hakkın yok bu bebek seninde bebeğin ve sorumluluklarını yerine getireceksin."

  "Düşünüyorum. Anladın mı?"

Bu sözümden sonra Aylin deli gibi bağırmaya başladı. Onu sakinleştirmeliydim. Suyuna gitmem lazımdı. İşin aslını öğrenmeden Masal bunu bilmemeliydi. Onu sakinleştirdikten bei dakika sonra Filiz içeri girdi. Aylin'i kovduktan sonra işe başlamıştı. Elinde korton bir paketle odaya girdi.

   "Efendin rahatsız ediyorum ama bu paket az önce masal hanım'ın elindeydi. Sonra kapıya asıp gitti. Haber vereyim dedim."

"Ne? Masal mı?"
Duymuştu işte... Herşeyi dumuştu. Hemen aramam lazımdı. Telefonu elime alıp masal'ın numarasını buldum. Telefonu kulağıma yaklaştırıp Filiz'e derhal Aylin'ne kapıya kadar eşlik etmesini istedim.

  "Hadi Masal...Hadi aşkım aç şu telefonu..."

Açmıyordu. Elimdeki telefonu sıkmaya başladım. Nerdeydi. Ne kadarını duymuştu. Elimdeki telefon çalınca ekrana bakmadan açtım.

   "Alo Masal nerdesin?"

   "Masal'a ne yaptın Poyraz?"

   "Baba...Baba sen nerden biliyorsun?"

   " Beni aradı. Umut sana emanet ben gidiyorum dedi. Ne yaptın Poyraz ha?"

  "Baba ben..."

  "Sus kes sesini. Seni uyarmıştım. Sana onu bir daha üzersen  karşında beni bulursun demiştim. Yoldayım İstanbul'a geliyorum."

  "Nerde baba nereye gitmiş söyle bana ne olur?"

  "Bilmiyorum. Umut'u arkadaşına bırakmış onu haber verdi.  Kıza ne yaptıysan Umut'u bile bana emanet etti."

  "Baba..."

"Gelince konuşuruz. Torunum Buse'nin yanındaymış. Umut'u al eve geç bende akşama orda olurum."

"Tamam baba..."

Beni bırakmasını anlıyorum. Ama Umut'u nasıl  bırakmıştı. Onu oğluşum diye severken hemde. Geri dönüşü olmatan bir yola girmiştim. Umut'u bile bıraktıysa asla geri dönmezdi.
İşten apar topar çıkıp restorana gittim. Nefes nefese kapıdan girip Umut'u aradım. Masaların arasına girmiş oyun oynuyordu.

ANLAŞMALI İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin