BÖLÜM 16

57.7K 2.2K 45
                                    

Poyraz uyumuş gibi görünüyordu ama beni hala uyku tutmamıştı. Aniden değişmesi beni kuşkulandırıyordu. Belki bize bi şans verecekti. Ahh iyce saçmalamaya başladım. Bizim aramızda ne vardı ki neye şans verecekti. Derin bir nefes alıp Umut'a doğru döndüm. Melekler gibi uyuyordu. Onun beni sevdiğine emindim ama Poyraz için aynı şeyi söyleyemezdim. Bu güne kadar bana kötü davranmıştı. Laf sokmuştu peki dün ne olmuştu da birden bana yakın davranmaya başlamıştı. Yavaş yavaş uykum gelmeye başlamıştı. Gözlerimi karanlık odada dolaştırdım. Tam kapanmak üzereyken Poyrazla kesişti bakışlarımız... Ama uzun sürmedi çünkübenim gözlerim zaten kapanıyordu.

Güneş ışıkları odaya dolarken gözlerimi açtım. Poyraz hala uyuyordu. Tekrar gözlerimi kapatmayı düşünüyordum ama bu sefer Umut uyandı. Onun ne tepki vereceğini merak ediyordum. İlk önce bana döndü. Minik ellerimi yüzümde dolaştırdı. Daha sonra garip sesler çıkardı. Dayanamayıp burnumu sıktı. Ben yine tepki vermeyince Poyraz'a döndü. Ona bana yaptığı gibi sakin davranmadı. Emekleyerek üstüne çıktı. Elini burnuna götürdü. Poyraz homurdanıp öbür tarafa döndü. Umut bu sefer Poyraz'ın koluna yaslandı. Mızmızlanmaya başladı. Tam onu almak için kalkacaktım ki Poyraz bize doğru döndü. Hala gözlerini açmamıştı. Umut'u göğsüne yaslayıp elindeki emziği ağzına verdi. Umut işdahla emziği emmeye başladı. Dayanamayıp yataktan kalktım.

"Nereye gidiyorsun Masal?"

"Umut'a süt hazırlayayım. Acıtmıştır şimdi."

"Tamam çok gecikme..."
Kafamı sallayıp odadan çıktım. Sanki neye geç kalacaktım. Söylenerek aşağı indim. Yine kimse yoktu. Mutfağa gidip süt ısıttım. Biberona koyup odaya geri döndüm. Poyraz ve Umut hala aynı pozisyondaydılar. Komidinin üzerinde olan Poyraz'ın telefonunu alıp onları fotoğraf çektim. Beş cevapsız arama vardı. Acaba kimdi? Bunu merak etsemde bakamazdım. Nasıl tepki vereceğini bilmiyordum. Telefon elimdeyken tekrar çalmaya başladı. Aylin... Buda kimdi sabah sabah... Allah tan telefon sessizdeydi. Telefonu yerine koymak için komidinin yanına gittim. Tam elimden bırakacaktımki mesaj geldi. Ekranda görünen kısmını okudum.

"Poyraz daha ne kadar uzatacaksın... Affet ne olur...
Seni çok..."

Seni çok ne? Bu kadında kimdi. Kalbime bişey oturdu sanki. Ne istiyordu. Seni çok neydi?
Seviyor muydu? Özlüyor muydu? Napıyordu?
Kafamın içinde sorular dolanıyordu.

"Masal napıyorsun allah aşkına Umut sen gelene kadar uyudu bile"

Cevap vermedim. Yatağa yaklaşıp biberonu Umut'un dudaklarına uzattım. Tam tahmin ettiğim gibi hemen sütü içmeye başladı. Umut sütünü bitirene kadar başında bekledim.
Daha sonra bende uyudum.

~~~~~~~

Gözlerimi açamadan kafama saplanan ağrıyla yüzümü buruşturdum. Yatakta sağa dönerek ayaklarımı kendime çektim. Yavaşça yerimden kalkıp banyoya gittim. Kısa bir duş aldım. Üzerime lacivert bir eşofman altı ve beyaz kalın askılı bir atlet geçirdim. Poyraz'ın yokluğunda baya alışmıştım bu eve. Tabi en büyük katkıyı Serhat baba yapmıştı. Her sabah özenle hazırlanıp aşağı inmeme kızmıştı."Burası senin evin kızım her gün bu kadar uğraşma...Rahat edeceğin şeyler giyin demişti." Bende hemen kabul etmiştim. Zaten alışık değildim ki ben böyle şeylere. Ben aşçıydım... Bu kadar oturmaya resmiyete çok yabancıydım. Aşağı inip direk mutfağa geçtim. Herkez masadaydı.

"Herkeze günaydın..."

"Sanada canım baya derin uyuyordun. Bende uyandırmadım seni."

"Günaydın kızım hadifeç bakalım sofraya sen gelmeden başladık ama..."

"Önemli değil babacım. Afiyet olsun."

Poyraz ne kadar yakın davransada ona cevap vermedim. Kafamda hala dünkü mesaj vardı. Çayımı karıştırırken aklıma gelen şeyle donup kaldım.
Onun sevgilisi var. Bunu nasıl düşünmemiştim. Beni bu yüzden sevmiyordu. Sevgilisiyle arası bozulunca benimle denemek istedi.

"Masall...Masal diyorum."
Düşüncelerimden aniden kopunca bardaktaki çayı elime devirdim. Hızla yerimden kalkıp elimi tuttum . Sızlıyordu. Ahh...

"İyi misin canım." Poyraz'döndüm. Canım acıyordu. Ama belli etmek istemiyordum. Elimi tutunca hızla geri çekildim.

"Dokunma..."
Bakışlarım Serhat babayı bulunca kendimi çekmekten vazgeçtim.

"Yani canım acıyor... O yüzden dokunma dedim."

Poyraz kafasını olumlu anlamda salladı. Beni bileğimden tutup içeri götürmeye başladı.

"Hadi canım krem falan sürelim."

Mutfağa gelince artık dayanamayacağımı anladım. Bileğimi Poyraz'ın elinden kurtarıp onfan uzaklaştım.

"İstemiyorum."

"Ne oldu Masal neyin tribindesin."

"İstemiyorum Poyraz anladın mı ? Bana yaklaşmanı aramızın iyi olmasını istemiyorum."

"Yine ne saçmalamaya başladın
sen!"

"İstemiyorum neyini anlamadın. Seni istemiyorum. Beni kullanmanı istemiyorum."

"Masal !!! "

" Ben seni karın falan olamayacağım. Ben sadece Umut'un annesiyim."

"Masal sakin kalmaya çalışıyorum ama artık sınırdayın."

"Söyle o zaman ne değişti. Bir günde ne değişti de birden canın oldum?"

"Cevap yok dimi? Dur ben söyliyim. Sevgilinden ayrıldın. Kime kaldın bana..."

"Masal seni son kez uyarıyorum."

"Ne oldu ağır mı geldi hah?"

Yüzüme inen tokatla kalakaldım. Elimi yüzüme koyup Poyraz'a baktım sadece baktım. Gözümden düşentek damlayla kendime geldim. Koşarak odama çıktım. Bunu bana nasıl yapar. Bana vurdu resmen bana vurdu. Yanağım sızlarken aynanın karşısına geçip suratımı inceledim. Kızarmıştı. Bunu haketmemiştim. Onunla evlendikten sonra kimseye bakmamıştım. Melih'in bana karşı olan hislerini anlamıştım ama hiç anlamamış gibi davrandım. Bazen onunla evli olsam diye düşünürken bile Poyraz'a ihanet etmiş gibi olmuştum. Ama o... Onun sevgilisi varmış. Buna katlanamam alışamam...Beni sevmese bile başka birinin varlığını kabul edemem. Gözyaşlarımı silip banyoya gittim. Kendimi suyun altına atıp sessizce ağladım. Gözyaşlarım suyu karışırken artıl içimdeki isyanı bastıramadım.

"İstemiyorum. Bu hayatı istemiyorum. Rahat bırakın artık beni..."

Hıçkırıklarım boğazımda düğümlendi. Artık dayanma gücüm kalmadı.


Bu ara pek yazamıyorum.
Kusura bakmayın. Umarım beğenirsiniz... Beğeni yapan arkadaşlara teşekkür ediyorum...

Keyifli okumalar...

ANLAŞMALI İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin