BÖLÜM 22

52.7K 1.9K 96
                                    

Gözlerimi açar açmaz kendimi kocaman sımsıcak kollarında buldum. Beni öyle sıkı sarmışdıki sanki kaçıp gidecekmişim gibi. Kollarını arasında yavaşça haraket ederek Poyraz'a döndüm. Kavisli kaşları biçimli dudakları ve yebi çıkmaya başlayan kirli sakallarıyla harika görünüyordu. Yanında uyuyan adam beni üzen kıran despot adam olamazdı. Kafamı kaldırıp
Yüzünü yakından inceledim. Gözlerim dudaklarına kayınca dayanamayıp dudaklarına küçücük bir öpücük bıraktım. Onu ilk defa bilerek ve isteyerek öpüyordum. Bu güne kadar hep o beni öpmüştü. Ama hiç biri normal değildi. Hepsi anidendi. Sadece bir kere şevkatle öpmüştü beni sadece bir kere...
Parmağımı saçına doğru uzattım ama birden kıpırdanmaya başlayınca hemen geri çekildim. Yanı başımda duran telefonu alıp saate baktım. 12 ye geliyordu. 7'de uyuduğum düşünülürse baya uyumuştum. Yerimden kalkıp Umut'un içerdeki odasına gittim. Melekler gibi uyuyordu. Alnından öpüp odadan çıktım. Poyraz hala aynı pozisyondaydı. Üzerime siyah bir capri ve pembe sporcu atleti giyinip odadan çıktım. Merdivenlerden aşağı inerken mutfaktan gelen sesi dinlemeye başladım.

" Evet her zamanki gibi bir kahvaltı olsun ama bu sefer iki kişilik. Biraz çabuk olursanız sevinirim"

Mutfaktaki çalışan telefonu kapatınca bende mutfağa girdim.

"Merhaba ben Masal..."

"Merhaba efendim bende Semih."

"Memnun oldum. Şey az önce kahvaltı mı sipariş ettin."

"Evet efendim . "

"Keşke vermeseydin ben yapardım. "

"Olur mu hiç öyle şey... Yol yorgunusunuz. Sabahta baya erken geldiniz yorulmayın siz."

"Neyse bu günlük böyle olsun ben Poyraz'la konuşurum."

"Nasıl isterseniz efendim."

"Tamam o zaman en azından sofrayı kurayım ben."

"Lütfen ben yaparım. Hem Poyraz bey..." Semih in sözünü kesip hararetli bir şekilde konuşmaya başladım.

"Şimdi bir anlaşma yapalım. Ben Poyraz'ın karısı olduğuma göre evin hanımı benim. Ayrıca acayip yemek yaparım. Evin hanımı olduğuma göre mutfaktan da ben sorumluyum."

Semih 'in yardımıyla ne nerde hemen buldum ve masayı kurdum. Semih'le birbirimize gülüp ellerimizi çaktık. İlk başta şaşırsada gülmeye devam etti.

"Evet... Herşey hazır olduğuna göre ben Poyraz ve Umut'u uyandırayım."

Deyip merdivenlere doğru koşmaya başladım. Odanın kapısına gelince kararsız kaldım. Acaba uyanmışmıydı. Ya uygunsuz bir haldeyse... Aklıma gelen fikirle kulağımı kapıya dayadım. Hiç ses yoktu. Muhtemelen hala uyanmamıştı.
Kapıyı yavaşça açıp içeri girdim. Kapıyı yavaş bir şekilde kapattım. Umut'un mızmızlandığını duyunca hemen yatak odasının içinde olan odaya girdim. Beni görür görmez gülümsedi.

"Anni..."

"Efendim annem... Sen uyandın mı?" Umut'u kucağıma alıp bizim odaya geçtim. Poyraz pozisyon değiştirmişti. Yüz üstü yatıp kollarını yastığın altına sokmuştu. Onu öylece izlemek istedim ama Umut kucağımda atlamaya başlamıştı. Babasını istiyordu. Yatağın yanına gelip oturdum.

"Poyraz...Uyan...."

Tık yok. Uyanmıyordu. Koluna dokunup biraz dürttüm. Hafif kıpırdandı. Ama hala uyanmamıştı. Son çare olarak Umut'u Poyraz'ın sırtına koydum. Umut zıplayınca Poyraz hareket etmeye başladı. Bir an Umut düşecek gibi olunca hemen kollarımla sardım onu. Şoku atlatmaya zaman bulamadan Poyraz bize kollarını dolayıp bizi yatağa yatırdı.

ANLAŞMALI İNTİKAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin