Keyifli okumlar dilerim.Her yarayı bir kurşun yarası sanma derdi hep dedem. Her yanığında bir ateşten sebep oluştuğunu sanma. Çünkü her yarayı bir kurşun, yer yanığı kor bir alev açmaz güzel kızım. Bazen insanlar en büyük yaradır sana. Bazen kelimeler bir kurşun, sözler yüreğinde bir yangın başlatır. Zihninde dönüp durur. Hiç beklemediğin bir anda iştirsin belki. Dalar gidersin öyle. Sonra fark edersin. Yüreğinde bir sızı meydana gelir. Nefesini keser, elden ayaktan düşürür seni. Ne yapacağını bilemez olur, şaşırır kalırsın. Derdi.
Hayal kırıklığıdır içindeki ama anlamazsın.
Sen kimi sevdin bu kadar dede? Diye sormuştum.
Sevdim işte güzel kızım. Demişti. Benden sana nasihat olsun. Kulağına küpe et bu laflarımı. Kimseyi, yüreğini ağrıtacak, ruhunu daraltacak, nefesini kesecek kadar çok sevme. Demişti. Çünkü hiç kimse hak etmez böyle güzel sevilmeyi. En çok hak ettiğini sandıklarımız bile.
Dedem haklıydı.
Sevgi hak edilirdi. Aşk dolu dizgin yaşanırdı. Ama sevda imkansızlıklara gebeydi. Belki de hep öyle kalacaktı.
"Nereye bakıyorsun?" Sergen'in sesi zihnime sızdığında gözlerimi kırpıştırarak ona baktım.
"Ha?" Dedim dalgınlıkla.
"Daldın gittin öyle," dedi gülerek. "Karadeniz'de gemilerin mi battı?" Alay dolu bakışları üzerimde gezindi. "Benim gibi mükemmel derecede kayınbiraderinin gönlünü eğlendirmek ona bir yuva kurmak için çabalayacağına anca kös kös oturuyorsun." Dediğinde ona kafasında antenleri varmış gibi tip tip baktım.
"Ne yapmamı istiyorsun Sergen?" Dedim bıkkınlıkla. Aylinde kaşlarını kaldırarak Sergene baktı.
"Gerçekten bütün hayallerimin katilisin ya," diye homurdandı. Düz ve boş gözlerle halının üzerine tünemiş elinde tuttuğu oyun konsoluyla televizyonda maç oynayan Sergen'den ayırmadım bakışlarımı. "Bir yengem olacağını öğrendiğimde nasıl sevindim haberin var mı senin? Üstelik yengemin adı da İzgi Kara! Ne hayallerim vardı ne hayallerim!" Başını iki yana sallayarak, "Ah ah!" Dedi.
Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırırken, "Pardon?" Dedim. "Neymiş hayallerin?"
"Hayır yani niye kimse de şu çocuğun yüzü gülsün demiyor?" Dedi sitemle. "Bir yanımda esmer bir yanımda sarışın olması gereken yerde yengem ve kardeşimle evde oturmak zorunda mıyım ben ya?" Dediğinde kaşlarım havalandı.
"Öyle olmaz Sergen," dedim ciddileşerek. "Ben yengen olarak o görevi üstleneyim senin için." Dediğimde bakışları ekrandan ayrılarak hızla beni buldu. Gözlerinin içi parladığında sırttı.
"Vallaha mı?" Dedi heyecanla. Yüzünde gevşek bir gülümseme yerleşti.
"Tabii," dedim gülümseyerek. "Biz sana eskort ayarlayalım. Bir sarışın bir esmer ha?" Dediğimde gülümsemesi dondu. Arkamdaki yastığı hızla çekerek kafasını fırlatmadan hemen önce, "Sipariş verir gibi söylüyor bir de pezevenk herif!" Diye cırlamıştım. Kafası attığım yastıkla top gibi bir ileri bir geri gidip geldi. Aylin onun bu haline gülerken,Sergen küskün bir tavır takındı ve anlını ovaladı.
"Tamam ya," dedi içine kaçmış sesiyle. Kucağına bıraktığı konsolunu yeniden aldığında küçük bir çocuktan farkı yoktu. "Demedim ben bir şey sana." Dedi küskün küskün.
"Boşver sen onu." Dedi Aylin elini sallayarak. Diğer elinde tuttuğu telefonuna doğru tekrardan. Sıkıntıyla iç geçirirken, "Abim geldi!" Diyerek ayaklandı bir anda Aylin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARDIÇ +18 (DÜZENLENDİ!)
Mystery / ThrillerKana bulanmış hatıralar, kanadı kırık kuşlar, üzeri yalanlarla süslenmiş sırlar, kalbi hasta kadınlar ve kırık pusulalar. "Sen benim pusulamsın İzgi. Ben seni kaybedersem yolumu kaybederim." ... Heyecanla gülümsediğinde sandalyeden atladı ve bana do...