Keyfili okumalar"Ay İz geliyor bu?!" Diye bağırıyordu Zeynep arabanın içinde. Sinan hemen yanındayken, benle Ali ön koltuktaydık.
"Vallah mı?" Dedi Sinan heyecanla.
"Yapma ya," dedim gergince. "İnan hiç haberimiz yoktu Zeynep." Dedim alayla. Sabahtan beri çığlık kıyamet ödümüzü koparmıştı.
Hastane yolundaydık.
Derin derin nefesler alırken arada çığlık çığlığa bağırıyordu. "Derin derin nefesler al bak az kaldı." Dedim arkama dönerek. Sinan, Zeynebin elini sıkı sıkı tutmuş sırtını rahat etsin diye göğüsüne yaslamıştı.
"Aaa!" Diye çığlık attığında Sinan korkuyla yutkundu. "Bunların hepsi senin yüzünden başıma geliyor Sinan!" Diye bağırdı. Gözlerinden yaşlar boşaldığında, "Geliyor! Vallahi de billahi de geliyor!"
"Ay hayır!" Dedim panikle. "Dursun yerinde! Gelmesin sakın şimdi!"
"Oda seni dinler zaten İz." Dedi Ali arabayı sürerken. "Teyzem istedi, şimdi gelmeyeyim diyordur kesin."
"Sen kes sesini!" Dedim yandan eksenine bir tene vurarak. Şaşkınlıkla bana döndü. "Yanında ki kızın hesabını ayrı soracağım ben sana! Zeyneb'e dua et sen!" Diye cırladım.
"Eğer arabada doğrursam ikinizi de gebertirim!" Diye bağırdı Zeynep. "Ben burada doğruyorum bunlar ne derdinde ya!" Dedi sinirle.
"Tamam güzelim," Sinan Zeynebin yüzünü örten saçlarını geri çekti. "Tamam sen sakin ol. Bak az kaldı, birazdan hastanede olacağız." Dedi sakinleştirici bir sesle.
"Ben burada doğruyorum sen kalkmış bana sakin mi ol diyorsun Sinan?!" Diye bağırdı acıyla. Öfkeli gözleri Sinandaydı. "Ne biçim babasın sen?!"
"Ne yapsın Zeynep?" O hepimizin aksine bir hayli rahattı. Sanki doğuma değil de, kulübe eğlenmeye gidiyorduk. "Gerçekten merak ediyorum bak. Ne yapmasını bekliyorsun? Sinan mı yapsın doğumu?" Dediğinde sinirle ona baktım.
"Ne biçim amcasın sen!" Diye bağırdı bu sefer Zeynep ona da. Yandan yandan kolunu cimkiledim.
"Acıdı lan!" Dedi yüzünü buruştururken.
"Canın çıksın Ali! Canın çıksın he mi?!" Dedim sinirle.
"Yolacağım şimdi saçınızı başınızı!" Dedi Zeynep acıyla çığlık çığlığa.
Ali sıkıntılı bir nefes verirken, "Doğursa da kurtulsak." Dedi. "Şu sekiz buçuk ayda yemin ederim askeriye de değil bunun git gellerinin kardeşimi aptal ettiği halleri ve benim onu düzeltmek içim çabalarım yordu."
"Göstermeyeceğim ben oğlumu buna." Gözlerinden yaşlar boşalırken acıyla kıvrandı. "Pislik herif! Ne biçim amcasın sen! Böyle amca mı olur! Yarım saatlik yolu bir saatte gidiyoruz ya!" Diye cırladı.
"Sabahtan beri senin için kaç kırmızı ışıktan geçtim biliyor musun sen?" Dedi homurdanarak. Sinan sadece Zeyneb'e bakıyor kulağına sakinleşmesini fısıldıyordu ama Zeynebin gözleri, onu görmüyordu. "Yeğenim için bana giren faturanın haddi hesabı yok. Kalkmış bir de amcalığımı sorguluyor." Diye söylenip duruyordu.
Ona gözlerimi belerterek baktığımda gözlerini devirmişti.
Geri kalan yolu Zeynepin çığlıkları Sinanın tatlı telaşlarıyla geçirirken Urazı kucağımıza aldığımız ilk an hepimizin mutlu ve huzurlu bir sessizliğe gömüldüğü Ali'nin beni çocuk fikrine ikna ettiği o andı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARDIÇ +18 (DÜZENLENDİ!)
Misterio / SuspensoKana bulanmış hatıralar, kanadı kırık kuşlar, üzeri yalanlarla süslenmiş sırlar, kalbi hasta kadınlar ve kırık pusulalar. "Sen benim pusulamsın İzgi. Ben seni kaybedersem yolumu kaybederim." ... Heyecanla gülümsediğinde sandalyeden atladı ve bana do...