16.Bölüm

11.8K 891 434
                                    


Keyifli okumalar dilerim ve bana destek olan herkese çok teşekkür ederim.

...

Anagapesis.

Bir zamanlar çok sevdiğimiz birini artık sevmemek, tüm duygularımızı kaybetmek, iki yabancı olmak demekmiş.

Devrime karşı hissettiklerimi tanımlamayacak tek kelime buydu.

Onu artık sevmiyordum. Ama bu onun benim için önemli olmadığı anlamına gelmiyordu. O bana bir sevgiliden çok her şey olmuştu. O benim geçmişimdi, arkadaşımdı, sırdaşımdı. Ondan istesem de kolay kolay vazgeçemezdim.

Aramızda neler yaşanırsa yaşansın, her daim yanımda olmasını görmezden gelemezdim.

Hayatımın belli bir döneminin tamamen ondan oluştuğunu nasıl yoksayabilirdim? Bana kattığı, yaşattığı her şeyi nasıl görmezden gelirdim?

Hiçbir şey, hiç kimse onun bendeki yerini söküp alamazdı hayatımdan. Her ne kadar kötü bir ayrılık geçirsek bile o bile bunu başaramazdı.

"Bana onu öldürmemem için tek bir sebep söyle. Yaşaması senin için neden bu kadar önemli?" Zihnime sızan karanlık sesin sahibi karşımda deliye dönmüş adama aitti. Dakikalar önce bulunduğum restoranda yaşadığım şoku üzerimden atmış o masaya oturmamıştım. Funda'dan özür dilememiştim. Asla dilemezdim.

Hiç kimseyle konuşma gereği duymadan Keskine yaklaşmış, kulağına "Sikseler özür dilemem ben o kadından. Söz konusu kim olursa olsun oturmam onun olduğu masaya." Demiş ve restorandan ayrılmıştım.

Şimdi onun odasından karşılıklı dururken katran karası gözleri öylesine yabancıydı ki bana bu hissin neden beni huzursuz hissettirdiğine anlam veremiyordum.

"Bir yüzbaşı, neden benim evimde İzgi?" Başını sağa doğru yatırdığında gözleri kısıldı. "Bir yüzbaşı, üstelik bu yüzbaşı karımın eski sevgilisi olduğu halde nasıl benim evime kadar girebiliyor?" Öylesine sakindi ki sakinliği beni korkuttu. "Onu evime sokarken ne düşünüyordun?"

"Sana açıklama yapmak zorunda değilim."

"Zorundasın!" Dedi sertçe. "Sorduğum her soruya cevap vermek, bana açıklama yapmak zorundasın!" Diye gürledi. "Bana her şeyi anlatman için sadece bir dakikan var İzgi."

"Anlatacaklarım bilmeni gerektirecek şeyler değil." Dedim.

"Buna sen mi karar veriyorsun?" Dedi tehlikeli bir sesle. "Ben şimdi gidip o herifin canını almadan bana her şeyi tek tek anlatamaya başlasan iyi edersin."

"Ona ihtiyacım var çünkü oldu mu?!" Diye patladım bir anda. Bakışlarında derin bir ifadesizlik hakimdi.

"Siktirtme lan ihtiyacını!" Diye bağırdı. "Ne ihtiyacı lan?! Ne ihtiyacı?! Sen benimle dalga mı geçiyorsun?! Ben sana ne dedim İzgi? Ben sana yaptığım her şeyden haberim olacak demedim mi?! Her adımını bana bildireceksin demedim mi?!"

"Sende buna inadın öyle mi?!" Dedim. "Sen beni Fundamı sandın?! Altına aldığın kadınlardan mı sandın?! Ben sence, sen gel dediğinde gelecek, git dediğinde gidecek otur dediğinde oturacak bir kadın mıyım?! Ben sence, senin her sözüne itimat edecek bir kadın mıyım Keskin?!" Diye bağırdım avaz avaz. "Sence benim senim gücüne, parana, varlığına ihtiyacım mı var?!"

Bana öyle bir imayla baktıki imasının altında ezildim. Dudaklarına alay dolu bir tebessüm yerleştiğinde başını iki yana doğru salladı.

"Ona hala aşıksın." Dedi bir şeyi yeni anlamış gibi.

ARDIÇ  +18  (DÜZENLENDİ!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin