Yine ve yeniden ben!
Şimdiden keyifli okumalar dilerim.
Arkadaşlar instagramda ardic_officiall kullanıcı adıyla resmî instagram hesabı açıldı. Oraya da bakmanızı ve takip etmenizi öneririm. Soru- cevap ve kitapla ilgili posterleri bilgileri orada payalaşacağım.
Bilginize.
İçimdeki huzursuzluk hissiyle birlikte bu sabaha gözlerimi açmıştım. Hafif çiseleyen yağmur cama vurup kendine yeni rotlar çizerken sabahın erken saatleri olmasına rağmen hava kasvetli ve karanlıktı.
Kasım felaketler ve acıyla beraber gelmişti.
Aynı zamanda tesadüfleri de beraberinde getirmişti.Korkularımı süsleyen karanlıktan daha kötüsüne mahkum olmuştum.
Hayır.
Mahkum bırakılmıştım.
"Bak şimdi, ben tokat atacağım ama hemen kaçacağım sende elin yanağında bekleyeceksin tamam mı?" Dedim yanımda uyuklayan Uraza. Sabah zar zor Keskinin kolları arasından sıyrılmış, evde ki herkes uyuduğu için Urazı uyandırmıştım.
Keskin, yastığa dağılan saçları, kızarmış dolgun dudakları ve gözlerini örten uzun, gür kirpikleri ile kaşları çatık bir şekilde yatağımda yüzünü yastığıma gömmüş üzeri çıplak bir şekilde uyuyordu.
"Ya teyze banane senin kocandan alacağın öcünden," dedi Uraz, gözlerini ovuşturuken. Sıkıntılı bir nefes verdim. "Ben uyumak istiyorum ya!" Diye sızlandı. "Sonra Tokat atsan olmaz mı?"
"Olmaz," dedim. "Uyurken zararsız bir ayı gibi. Ayıkken hayvan gibi kükrüyüp duruyor." Urazın gözleri şaşkınlıkla kocaman açıldı.
"Aslan gibi mi?" Diye sordu. Bakışları yatakta yatan kocamı buldu. Kocaman cüsesi yatağın yarasından fazlasını kapsarken geniş omuzları haddinden fazla cezbediciydi.
"Öyle de denebilir." Dedim ağzımın içinde geveleyerek. Bazen bana geliyorlardı gerçekten de.
"Hadi bak, üç deyince ben vuruyorum. Sende kaçıyorsun, tamam mı?"
"Tamam." Dedi, bıkkın bıkkın.
"Bir."
"İki." Dedi bana eşlik ederek. Elim havalandı.
"Üç!" Tokatımın yüzüne inmesini engelleyen şey, Keskinin havada ki bileğimi yakalayıp beni yatakta altına çekmesiyle ve üzerime karabasan çökmesiyle eş zamanlı olurken dudaklarımın arasından bir çığlık kaçmıştı.
"Zararsız Ayı gibi ha?" Dedi sorgularcasına. Kaşları çatıldı. "Hayvan gibi kükrüyor demek ha?" Korkuyla yutkundum.
"Hiçbir şey göründüğü gibi değil," gittikçe bana yaklaştı. Katran karası gözleri ifadesiz, ifadesi düz ve katıydı. "Açıklayabilirim." Dedim içime kaçan sesimle.
Faka basmıştım.
"Anne!" Diye bağırdı Uraz koşa koşa odadan çıkarken. "Teyzemle kocası çok ayıp şeyler yapıyor!"
Gözlerim kocaman açılırken, "Ne?!" Diye bağırdım. Kalkmak için hareketlendiğimde Keskin izin vermedi. "Uraz!" Diye cırladım. "Keskin bırak!" Dedim altında debelenirken o bu halimden gayet de eğleniyordu. "Ya bıraksana be adam!"
"Sence bir kez daha aynı hatayı yapar mıyım?" Dedi. "Ayrıca sen az önce söylediklerinin hesabını ver bana?" Diyerek kaçtığım konuyu tekrar açtı. "Uyurken zararsız bir ayı ama uyanıkken hayvan gibi kükrüyor ne demek İzgi?!" Diyerek beni azarladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARDIÇ +18 (DÜZENLENDİ!)
Mystère / ThrillerKana bulanmış hatıralar, kanadı kırık kuşlar, üzeri yalanlarla süslenmiş sırlar, kalbi hasta kadınlar ve kırık pusulalar. "Sen benim pusulamsın İzgi. Ben seni kaybedersem yolumu kaybederim." ... Heyecanla gülümsediğinde sandalyeden atladı ve bana do...