Keyifli okumalar dilerim.
(Henüz bir model belirlemedim Keskin ve İz için sadece bölüm başına koymak için bir okurum tarafından hazırlanan bir afiş temsili gibi düşünebilirsiniz.)
Bazen, gerçeklerin üzerini örten yalanlar beraberinde binbir sırrı getirir.
Zihninde dönüp duran geçmişi kafanın içinde defalarca kez sorgularsın. Düşünmek öylesine zordur ki çıldıracağını sanırsın bazen.
Annem hakkında ki gerçeğin bende yarattığı enkazınsa bir tarifi yoktu.
İçeride ki kan kokusuna daha fazla dayanamamış kendimi dışarı atmış ve çalılıkların arasında bir köşeye kusmuştum. Midemde hiçbir şey kalmayana dek kusarken artık sadece öğütüyordum.
Sırtımda bir elin varlığını hissederken, "İyi misin?" Diye sordu Isabelle. İki büklüm olmuş vücudumla öne doğru eğilirken soluklanmaya çalışıyordum ama midem her seferinde daha çok kasılıyordu.
Uzattığı suyla ağzımı çalkalayıp tükürürken, "Kusmaktan nefret ediyorum!" Dedim. Yavaşça doğrulurken kaldırıma oturdum ve elimle yüzüme yapışan saçlarımı geriye doğru çektim.
"Hamileliliğin ilk aylarında çok normal," dedi. Varlığını hatırlamak kalbimin kasılmasına sebep oldu. Onu kesinlikle istemiyordum. "Yine de bir kontrole gidersen mide bulantın için ilaç ve halsiz düşmemen için vitaminlerini alsan iyi olur. Yoksa sen söylemeye kalmadan ani ruh hali değişiminden ve sürekli olarak kusmandan Keskin kendisi anlayacaktır."
"Bu bebeği istemiyorum." Dedim buz gibi bir sesle.
"Bunu gözlerinde görebiliyorum," önümde çömeldiğinde mavileri dikkatle bana baktı. "Korktuğunun da farkındayım, seni korkutan ne İz? Bir kadın anne olmayı neden istemez? Bu muhteşem bir duygudur." Dedi gülümseyerek. "İçinden senden, sizden bir parça var bundan daha değerli ne olabilir ki?"
Acıyla gülümsedim. "Ben istesem de bu bebeği doğurmam Isabelle." Dedim. "O masada ya ikimiz birlikte can vereceğiz. Ya o ya ben."
Isabelle tekrar konuşmak için dudaklarını aralamıştı ki bize doğru gelen Keskini, Hectoru ve İdili fark etmemle, "Sonra konuşuruz." Diyerek ayaklandım.
Üzerinde ki beyaz gömleği kan içindeyken yaklaştıkça burnuma dolan kan kokusu yüzümü buruşturmama sebep oldu.
"Yüzün bembeyaz, olmuş." Dedi yanıma vardığında dokunmak için hareketlendi ama geriye doğru attığım bir adımla duraksadı. "Neyin var?"
Birkaç adım daha geriye gidip ondan iyice uzaklaşırken kaşları çatıldı. "Kan kokusu tuttu herhalde," dedim yüzümü buruşturmadan edemezken. "Ondan midem kötü biraz." Dediğimde bakışları üzerine düştü.
"Arabada yedek gömleğim vardı," dedi tok bir sesle. "Değiştiririm birazdan."
"Gömleği değiştirsen ne fayda?" Dedi Isabelle. "Kan kokusu sinmiştir bir kere üzerine. Yıkanmadan da çıkmaz." Keskin ona kaşlarını çatarak baktığında Isabelle omuz silkti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARDIÇ +18 (DÜZENLENDİ!)
Mystery / ThrillerKana bulanmış hatıralar, kanadı kırık kuşlar, üzeri yalanlarla süslenmiş sırlar, kalbi hasta kadınlar ve kırık pusulalar. "Sen benim pusulamsın İzgi. Ben seni kaybedersem yolumu kaybederim." ... Heyecanla gülümsediğinde sandalyeden atladı ve bana do...