OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN!
KEYFİLİ OKUMALAR DİLERİM.
Katran karası bakışları sonu olmayan bir okyanusun izlerini taşıyordu. Sanki o okyanusun içindeydim, yüzeydeyim. Nefes alıyordum ve düşmekten korkmuyordum çünkü boğulmayacağımı biliyordum.
Yaptıklarım, yaşanmışlıklar ve yaşattıklarım.
Hayatım bu üç evreden oluşuyordu belki ama bir kadın olarak hayatımda çoğu şeye mecbur bırakılmış ve sevilmemiştim.
Bunu yıllarca fark etmemişim meğer. Meğer herkesin kilit noktası, zafere giden o yolda harcanan o kadınmışım ben.
Gözden çıkarılan kadın.
Mecbur bırakılan kadın.
Meğer kimsem yokmuş.
Meğer yanımda var olan herkes aslında hiç yokmuşta benim bundan yıllarca haberim olmamış. Kendi küçük dünyamda kandırıp durmuşum kendimi.
Çünkü o kadının içinde de öksüz, eksik ve yarım hisseden bir kız çocuğu vardı ve karşımda dikilen bu adam sanki o kız çocuğunu görüyor gibiydi.
Sanki ruhumu biliyor gibiydi.
Beni benden daha çok tanıyor gibiydi.
Sırtım arabanın kapısına yaslıyken üzerimde omuzlarıma bıraktığı ceketi vardı. Ona eşlik eden korumalar bizden elli metre kadar uzaktalardı ama tetikte olduklarını görebiliyordum.
"Bana neden söylemedin?" Sesi buz gibiydi. Öylesine soğuk ve düzdü ki içinde ki kırgınlığı iliklerime kadar hissettim. "Bilmeye hakkım yok muydu İzgi?" Dedi sitemle. "Bunu bana neden çok gördün sen?" Dişlerimi dudaklarıma geçirirken dolan gözlerimi kaçırdım. "Gözünde bunu bilmemi gerektirecek kadar kıymetim, sende de hiç hatırım yok muydu da sen bunu bir başkasından öğrenmeme razı gösterdin?"
Sustum. Söyleyecek hiçbir şeyim yoktu çünkü.
Haksızdım.
"Onu istersin sandım." Diye mırıldandım.
"Onu istiyorum zaten!" Diye bağırdığında gözlerimi yumdum. "Çünkü öğrendiğimde annesinin senin olduğu bir çocuğu ne kadar istediğimi fark ettim?! Çünkü öğrendiğimde içimde saklı kalan o heyecanın yeniden gün yüzüne çıktığını ve baba olmayı ne kadar çok istediğimi fark ettim?!" Dedi öfkeyle. "Ben istiyorum İzgi. Ben baba olmak istiyorum."
"Ama ben istemiyorum!" Diye bağırdım avaz avaz. "Eğer baba olmayı çok istiyorsan seni baba yapmasını çok isteyeceğin bir kadınla evlen." Dedim düz tutmaya çalıştığım sesimle. "Çünkü o kadın ben değildim."
"Böyle olmak zorunda mısın?" Dedi yılmış bir sesle. "Her seferinde hevesimi kursağımda bırakmak zorunda mısın?"
"Senin heves ettiğin o şey benim için sadece bir felaketten ibaret." Tırnaklarımı sarıldığım cekete geçirdim. "Az önce bir adam öldürdün sen benim gözlerimin önüne ya! Katilsin sen! Ardında bırakacağın hayatta, kendi çocuklarına sağlayacağın hayatta hayat değil!" Diye bağırdım avaz avaz. "Görüyor musun? Ne kadar da yalnız ve kimsesiz kadınım. İnandığım her şeyin, hayatımın bir yalandan ibaret olduğunu öğrendim ve sırtımı yaslayabileceğim güvenebileceğim hiç kimsem yok." Dedim omuz silkerek. "Hiç kimsesi olmayan bir kadında bir de kalkmış neden diye soruyorsun?" Diye yakardım. "Sence nedeni yeterince açık değil mi?"
"Ben varım." Dedi umutla. "Ben varım ya İzgi." Bana doğru bir adım attı. "Hiç mi hissettirmedim sana kendimi söyle? Bunca hengâmenin içinde hiç mi ulaşamadım sana?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARDIÇ +18 (DÜZENLENDİ!)
Mystery / ThrillerKana bulanmış hatıralar, kanadı kırık kuşlar, üzeri yalanlarla süslenmiş sırlar, kalbi hasta kadınlar ve kırık pusulalar. "Sen benim pusulamsın İzgi. Ben seni kaybedersem yolumu kaybederim." ... Heyecanla gülümsediğinde sandalyeden atladı ve bana do...