{~8~}

675 43 3
                                    

Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın yorumlarınız merak ediyorum.

Hazar beyle konuşmuştuk bugün buluşmak istediğini söylemişti kabul etmiştim dün boş bulunup yemek teklifini kabul etmiştim. Teyzem işe gittiği için evde kimse yoktu ilk önce duş aldım sonrada altıma bacaklarımı sarmayan çokda salaş, olmayan siyah bagy kot pantolon üzerime beyaz tshirt ve siyah kot ceket almıştım üzerime ne olur ne olmaz akşamları rüzgar çıkıyordu gündüz ki gibi cehennem olmuyordu hava. Telefonumu anahtarımı alıp kapıyı kapattık dan sonra binadan çıktım.

Hazar bey konum göndermişti taksi çevirmek için evimize yakın olan Avm'nin ordaki taksi durağına doğru yürürken yanımda siyah bir araba durdu camları sim siyahtı hiç birşey gözükmüyordu bir anda 3-4 adam benim kollarımdan tutarak arabaya bindirmişti zorla sonra ağzımla burnumu kaplayan bir bez hissetmemle o keskin kokuyu almam bir olmuştu istemsizce göz kapaklarım kendiliğinden kapandı.

Gözlerimi açtığımda bir depoda olduğumu fark ettim ellerim ayaklarım bağlıydı bir de üzerine sandalyeye bağlamışlardı. Etrafımda deponun dört bir yanını sarmış adamlara baktım sadece önlerine bakıyolardı.

İçeri bir adam girdi siyah takım elbiseli içinde giydiği beyaz gömleğin ik üç düğmesi açıktı boyu tahmini 1.80,1.85 vardı hafif kirli sakallı çene kası belirgindi ve vücududa kaslıydı karşıma geçip bi sandalye çekti bu adam benden ne istiyor diye düşünmeden edemedim adam "Naber iyimisin denizcik" Dedi ne denizciki be gerizekalı diye içimden söyledim bakışlarına bakılırsa aşırı derecede eğlendiğini fark ettim bende  "İyidir ama biraz başım acıyo bidahakine söyle başıma vurmadan kaçırsınlar" Dedim, alaylı bi şekilde karşımdaki adam şaşırmış olucak ki sırıtan yüzünü şaşkınlık aldı. Şimdi sırıtma sırası bendeydi ben sırıtıyordum. Bana "Benim kim olduğunu biliyomusun" Dediğinde hayır anlamında başımı salladım.

"Ben Ardıç Haznedar" Dedi bende başımı salladım "Bende deniz memnun olabilirdim ama kaçırırken başıma vurdunuz ve benim baş ağrılarım bir kere başladımı geçmeyen cinsten o yüzden memnun olmadım Ardıçcık" Dedim aynı bana dediği gibi alayla bu onu sinir etmiş olucak ki ağzının içinden bişeyler mırıldandı "Şimdi ben senin babanın yani Hazar'ın düşmanıyım, Haznedar aşireti ve Aslanbey aşireti arasında kan davası var iki aşiret yıllardır birbirine ezeli düşman"

Dediğinde "Bu hala neden beni kaçırdığını açıklamıyor" Dediğimde sırıttı ne kadar gevşek bi tip bu diye geçirdim içimden "Hayır açıklıyor kaçırılan oğluna tekrar kavuştu yani mutlu olmaya çok yakın bu mutluluğu ona tattıramam malesef" Dediğinde baka kaldım suratına ne bok yicektim ben burda...

Hazar Aslanbey

Deniz buluşmak üzere pilanladığımız saat 6:00'ydı ama o üç saat geçikmişti saat akşam 9:00'u bile geçiyordu ama başına bişey mi geldi? Diye düşünmeden edemedim en sonunda, ceylin demiri aradım denizin teyzesini. Aramayı açtığında sesi çok panik di hemen ben bişey diyemeden söze girdi.

"Marvin, Marvin teyzem nerdesin çok merak ettim senmisin deniz nerdesin o adammı bişey yaptı deniz. Korkmaya başlıyorum Marvin nerdesin teyzecim söyle bana hadi" Diye konuşan kadına ağzım açık dinliyordum deniz evde değilse benim yanımda da değilse nerde bu çocuk bende konuşmaya başladım ;

"Merhaba ben Hazar aslanbey deniz buluşmaya gelmedi 3 saattir onu bekliyorum endişelendiğim için sizi aradım bir bilginiz varmı?" Diye sorduğumda karşıdan ağlama sesi geldi heral de yanında biri daha vardı "o adamın yanında da yokmuş bişey oldu benim marvin'ime" diye ağlarken telelefondan duya biliyordum sesleri "Deniz orda değilmi nerde bu çocuk?" Diye sorduğumda teyzesi bağırarak "Benim yiğenim burda olsa sana söylemem mi ortalık da yok bul onu en son senle buluşmaya çıktı bul onu. Hazar bey lütfen bul Marvinimi bul bul" Diyen kadının ağlamaklı sesini dinlemiştim ilk defa bu kadar çaresiz bir ses duymuştu kulaklarım ;

Bu ses karımın Marvin şu anki adıyla denizin kaçırıldığında ki yalvarışına benziyordu ister istemez gözümden bir yaş süzülü verdi ben en son deniz kaçırıldığında ağlamıştım canımın parçası yine ortada yoktu hemen "Bulucam merek etmeyin aricam sizi" Diyerek ağlayan kadının son sesini duyarak çağrıyı sonlandırdım. Hemen, adamlara haber verdim tüm İstanbul'da deniz aranıyordu ama yoktu yer yarılmış içine girmişti sanki ertesi gün olmuş du saat öğlen 3:00'e geliyordu benim yeni bulduğum oğlum dün saat akşam 6:00'da çıktığı evinden sonra ortalık da yoktu nerdeydi napıcaktı kaçırılma ihtimali ;

Daha yüksek bir ihtimal di telefon çaldı ceylin demir arıyordu denizin teyzesi dünden beri en az 30 defa aramıştı ama hala bir haber yok du Mardin'e haber salmıştım tüm ağalara haber gitmişti "aşiret toplantısı" talep etmiştim oraya vekilim olarak en büyük oğlum miran gidecekti Orda olmayan ağaların hangisi toplantıda yoksa onun aşireti araştırılıcakdı düşman aşiretler den biri yapmıştı "Haznedar" Aşiretinden şüpheleniyordum diğer ağalarla büyük bir husumetim yoktu ama Haznedarlar ve Aslanbeyler arasında kan davası vardı.

Deniz

Dün akşam üstünden beri bu rutubet kokan depodaydım isminin ardıç olduğunu öğrendiğim adam konuşmamızdan sonra gitmişti korumalar hala olduğu yerdelerdi biri yaklaşıp önüme geçerek çorba ve su getirmişti çorba ne çorbası diye sorduğumda mercimek diye cevaplamıştı.

Başımla onayladım adamın bana çorbayı içermesine izin vermişdim midem rahatlamıştı Suyuda içtikden sonra teşekkür etmiştim.

Tekrar ardıç gelmişdi depoya keyfi Yerinde gibi sırıtarak yanıma ilerliyordu bana bakarak "Biricik baban Hazar aşiret ağlarını toplatıcakmış senin için, bunu her kim yaptıysa ölüm hükmünü vermek için ağaları toplamış" Dedi bu salak ne diyo diye anlamaz anlamaz suratına bakarken anlamdığımı fark etmiş olucak ki tekrar konuştu ;

"Aşiretler arasında mühim önemli bir konu olduğunda Mardin'in en büyük aşiretlerinin ağaları bulunur orada ölüm hükmü de verilir, berdel de, kuma da yani anlicağın denizcik her boktan konu o aşiret ağaları toplantısında konuşulur, karar verilir. Dua et birgün allah kaderinin o toplantıda konuşulmasına müsade etmesin."

Dedi bir kaç aşiret konulu dizi izlemiş kitap okumuştum ama onların içinde gibi hissetmek beni boğuyor du. Sakin olmaya çalışıyordum ki bu beni kaçıran ardıç şerefsizi'nin karşısında atak geçirmiyim diye. O tekrar konuşmaya başladı "Baban zeki bir adam toplantıda kim eksik kim vekilini göndermiş diye bakıcak eksik olanlarında feriştahını bellicek, yani benim seni kaçırdığım düşündüğümden daha hızlı belli olucak bu birazcık canımı sıktı." Dedi manyak ruh hastası. Zaten biraz daha konuştuk dan sonra gitmişti...


Umarım beğenmişsinizdir. Yazım yanlışları olursa kusura bakmayın. Görüşmek üzere. Oylamayı ve düşüncelerinizi yorumlara yazmayı unutmayın.

Remember there is always hope... ~G&i~

MARVİN ~GERÇEK AİLEM~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin