MARVİN ~GERÇEK AİLEM~

{~21~}

Merhaba umut ışıklarım gecikmeli bölüm için kusura bakmayın uzun bi bölüm oldu bu bölüm daha soft ilerledi diğer bölüme gözlerinizin çeşmesini açmaya hazırlıklı olun...

__

Demir'in ve miran'ın dosyayı'da alıp kalkıp gitmesiyle şok olmuş bi şekilde arkasından baktık gerçekten bu abi tayfası beni delirticekti...

Bugün düğün günüydü kimliğim gelmişti artık resmi olarak "Marvin Deniz Aslabey'dim" Annem ve babam Marvin ismini eklemek istediklerini söylediklerinde zaten bende marvin ismini resmileştirmek istediğimden birşey dememiştim.

Bavullarımızı aşağı indirdikten sonra konaktakilerle vedalaşıp  havalanına gitmiştik uçağa bindimizde hazal benim kucağımdaydı herzamanki gibi uçak indikten sonra 5 günlüğüne kalıcamız eve varır varmaz hemen hazırlanıp düğün alanına gitmiştik.

Songül halam yanımdaki güneş, artem ve hazala bakarak "hoş geldiniz" demişti benle sarıldıktan sonra "misafirlerunla taniştirmicamısın" demişti yeri geldiğinde ortamı yumuşatmak gerginliği azaltmak için böyle yapardı güneşlerin gerildiğini anlamış olmalıydı.

Halama bakarak "kardeşlerim bu küçük prenses hazal daha üç yaşında güneş ikizim ve artem'de ikizim hepsi kardeşim" dedim artem'e baktığımda sırıttığını gördüm söylediğim şeyler hoşuna gitmiş olmalıydı.

Artem ilk tanıştımız günki gibi değildi onu gerçekten kardeşim olarak görüyordum miran'la demir'den daha çok hatta halam hemen "güneş ismin kadar ışıl ışılsun kız cimcüme gel bakayim yamacıma" diyip kucağına almak istemişti fakat hazal gitmemişti yinede ama hazal halamı sevmiş gibi duruyordu, "Artem ismunda pek güzelmuş haydi bakalum geçun masaniza denuzum kimsenun geleceğunden haberi yokidi nasi kuduracaklarunu izleyelum unutturma bağa"

Dedikleri beni güldürürken onaylar şekilde başımı salladım damatla geline selam verdik geldiğimize mutlu olmuşlardı bizim için ayrılan masaya yerleştikten sonra gözlerimle şulelerin oturduğu masayı bulmuştum berçem, şule seda anne, o adam ve amcamlar aynı masada oturuyolardı güneşlere "şuleyle berçemi alıp geliyorum" dedim.

Onların masasına ilerlerken tüm gözler bendeydi  yaşanan olaylar tez vakitte yayılmış olmalıydı millete beni burda gördüklerine şaşırmış bir halleri var gibiydi.

Üzerimde siyah bir takım vardı artemle ben bu takımları giymiştik güneşin zoruyla gömleğin birkaç düğmesini açtırmıştı güneş sol kolumda siyah deri kayışlı bir saat vardı, güneş siyah saten bir elbise altına koyu kan kırmızısı yarım topuk sitilettolarını giymişti hazal'ada elbise giydirmiştik.

Onların masasına ulaştığımda şuleninde koyu mavi saten bir elbise giydiğini gördüm berçem'ede hazalınki gibi elbise giydirmişlerdi kollarımı açarak "papatyam" diyerek seslendim berçem'e koşarak kollarını açtığında hemen kucağıma aldım. Seda anneyle selamlaştıktan sonra amcamlarada selam vermiştim o adam yokmuş gibi davranıyordum şule'de masadan kalkıp düşmemek için koluma girdikten sonra kucağımda berçem kolumda şuleyle bizim masamıza ilerleyip oturduk.

Berçemle herkes tanıştıktan sonra hazalla berçem oynamaya başlamıştı aralarında sadece iki yaş vardı hazal üç berçem beş yaşındaydı şuleyle hazalda tanıştıktıkdan sonra çocukların birbiriyle anlaşmasına mutlu olmuştum tam o sırada kemençe çalmaya başlamıştı millet horona kalkmaya başlarken şuleye baktım başımla işaret verdiğimde gülüp ayağa kalkmıştı uzun zaman olmuştu şuleyle horon tepmeyeli.

Güneş "siz oynayın Artem bakar çocuklara" dediğinde artem "bana ne ara iş kitlendi ya" diye söylenirken benle şule horana kalktık halkanın en başına geçmiştim o olaydan sonra başkalarına temas ederken geriliyordum halkanın en başında horon tepmeye başladık.