Merhaba umut ışıklarım✨ öncelikle ağlamaktan ciğerimin söküldüğü bir bölümle karşınızdayım.
Bu bölüm sezon finali bölümümüz biraz bölüm biriktirmek için sezon finali vermenin iyi olucağını düşündüm.
Bu süreçte ben bölüm biriktirebilecekken diğer bölümleri yayınlamaya başladığımda sizlerde çok beklememiş olucaksınız hemde ben bu sırada bundan önceki bölümlerin yazım hatalarını düzeltip diğer uygulamada ki okurlar için bölüm yüklemeye başlicam.
Sezon finalinden sonra ki bölümlerde yine yanınızda peçetenizi hazırlamayı unutmayın hele ki aklımda öyle bir bölüm var ki ben düşünürken bile ağlıyorum yazmaya nasıl dayanıcam hiçbir fikrim yok, sizi daha fazla tutmadan bölümü okumaya gönderiyorum yorumlarınızı benimle paylaşmayı unutmayın.
___Aslanbeyler konağının önüne gelmiştik...
Konak kapısından içeri girdiğimde tüm konak ahalisinin avluda karşımda durduklarını gördüm ben daha nolduğunu anlayamazken babamın hızlıca bana doğru koşup tokat atması bir olmuştu. Vuruşu o kadar şiddetliydi ki tokatın etkisiyle yere savrulmuştum bu yere düşüşüm ona yetmemiş olucak ki beni tekmelerken bile babam'ın zıvanadan çıkmış gibi bağrışını duyuyordum çok sert bir şekilde durmadan karnımı tekmelerken kaburgalarımın kırıldığına emin olmuştum.
Korumalar giray'ı tutmaya çalışıyolardı kulaklarım dediklerini duymazken bile "şirketteki sözleşme bilgilerini nasıl sızdırırsın" diye bağrışı yankılanmıştı koca konakta o'an aklıma bana verdiği söz gelmişti;
+"Hazar bey ben yine aynı şeyleri yaşamak istemiyorum bana bunun güvencesini verirmisiniz eğer benim güvenim kırılırsa çok zor toparlıya biliyorum bana bunun garantisini verirmisiniz?"
-"Aynı şeyleri yaşamicana, yaşatmicama yemin ederim seni her zaman koruyup kollicam söz veriyorum oğlum."
Sözünü tutmamıştı, yeminini bozmuştu...
Başımı kaldırıp ona bakarak "söz vermiştin" diye fısıldadığımda donup kalmış ve beni tekmelemeyi bırakıp bir kaç adım geri çekilmişti o an gözümdeki yaşlara engel olamazken sol gözümden bir damla yaş düştü giray gözümden düşen yaşı gördüğünden çırpınmayı bırakmış donup kalmıştı. Hazal annemin kucağından inerek bana doğru gelip sarılmıştı, hızlıca gözümdeki yaşı silerken onun bu yaşananları görmesi bana berçemin'de aynı şeyleri gördüğünü hatırlatmıştı hızlıca onun sarılışına karşılık verdim.
"Api canın aciyomu?" diye sorarken ona zorda olsa gülümsedim pirensesimle artık bir şeyleri konuşmanın zamanı gelmişti.
Dizlerimin üzerine çökerek onun boyuna yaklaşırken "hayır pirensesim canım acımıyo hem abilerin canı acımaz ki güçlüdür onlar" dediğimde yüzümde buruk bi gülümseme vardı.
Hazal'ın bu söylediklerimle yüzünde güller açarken rahatladını anlamıştım daha bu yaşında abisinin canının acıyıp acımadığını düşünüyordu artık bu tokatla bizim için yazılan hikayenin sonuna geldiğimizi anladım, çünkü mutlak bir gerçek vardı kanserdim ne kadar kendimi iyi düşünmeye itsemde sonum belliydi.
Sakince ayağa kalkarken hazal da bana bakıyordu o adamın karşısına geçerken çok sakindim, sanki az önce hiçbir şey olmamış yaşanmamış gibi sakindim. Bu davranışı kendimden ben bile beklemezken diğer aile üyeleri şokla bana bakıyordu asıl şoku birazdan yaşicaklardı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARVİN ~GERÇEK AİLEM~
General Fiction{~Gerçek ailem - Erkek versiyon~} Ailemi? aile kelimesi. Bir gün biyoloji dersindeyken konumuz "Aile kan guruplarıydı" sıra bana geldiğinde anne baba kan gurubunu söylediğimde hoca bana "senin kan gurubunun aile fertleriyle uyuşması imkansız" dediği...