{~12~}

518 42 4
                                    

Bavulu kapatıp yatağa uzandığım da uyuya kalmışım...

Teyzem gelip uyandırmıştı beni akşam olmuştu Hazar beyde kalkmıştı, masada yemek yerken Hazar bey "Deniz hazırsan bu gece gidelim uçağı hazırlattım dilan'ı daha fazla meraklandırmak istemiyorum senin içinde problem değilse" Dediğinde "3-4 saat'den önce gitmek istemiyorum biraz teyzemle vakit geçirsem iyi olucak."

Dediğimde başıyla onaylayıp "Sen ne zaman istersen o zaman çıkarız yola bir kaç eksik var benim onları halletmem gerek gitmek istediğinde ara seni gelir alırım ordan da havaalanına geçeriz" Dediğinde bende onayladım teyzeme "Elinize sağlık" Diyip evden gitmişti şimdi teyzemle yalnız kalmıştık;

"Evet napalım bu kısa sürede biraz yürüyüşe çıkalım biraz hareket etmen lazım doktor öyle söyledi" Dediğinde onayladım yemeklerimizi yedikten sonra yürüyüşe çıktık AVM uğrayıp gerekli bir kaç parça almıştım. Eve döndüğümüzde teyzemle vadalaştım.

Geleceğine söz vermişti bende gelicektim kıyafet bırakmıştım nolur nolmaz diye. Hazar beyi aramıştım aşağıda beni bekliyordu biz yine ağlamaya başlamıştık şu bir haftada ağlamadığım kadar ağlamış yaşamadığım şeyleri yaşamıştım iyice sulu gözlü olmuştuk. Son kez sıkı sıkı sarıldık ben bişey taşicak durumda olmadığım için teyzem yarım etmişti son kez birbirimize baktık teyzem "Telefonun her zaman açık olsun, haber ver inince, her zaman ara" Diye tembihledik den sonra arabaya binmiştim.

Havaalanına doğru yol alırken Hazar beye dönüp "Hazar bey ben yine aynı şeyleri yaşamak istemiyorum bana bunun güvencesini verirmisiniz eğer benim güvenim kırılırsa çok zor toparlıya biliyorum bana bunu garantisini verirmisiniz?" Diye sorduğumda afalladığını gördüm benden böyle bir konuşma beklemediği açıktı. Ama benim garantiye almam lazımdı tekrar aynı şeyleri yaşayamazdım.

Hazar bey "Aynı  şeyleri yaşamicağına, yaşatmicama yemin ederim her zaman koruyup kollicam seni oğlum" Dedi sesindeki o şefkat duygusu bile güvene bilmemi sağlıyordu. Ama ben kimseye bu kadar güvenmemeyi en acı şekilde öğrenicektim. Bende başımı sallayarak onayladım.

Havaalanına geldimizde biz önden gidiyorduk bavullarımız uzağa yerleştiriliyordu. Özel bir uçak görmeyi beklemiyordum kanat kısmında "H.A" Yazıyordu bu uçağın Hazar beye ait olduğunu anladım uçağa bindiğimiz de koltuklardan birine geçip oturduğum da çok yorgundum. Kaç günün yorgunluğu diye düşündüm ağrım da vardı zaten dinlenmek için gözlerimi kapadım.

Gözümü açtığımda arabadaydım Mardin'in taşlı yollarında gidiyorduk uyandığımı gören Hazar bey "Uçaktayken ağrın vardı ilaç vermiştik o seni uyuttuğu için uyanamadın bende seni arabaya taşıdım konağa gelmemize az kaldı yeni ailenle tanışmaya hazırmısın oğlum" Dedi ne zaman benimle konuşsa 'oğlum' kelimesini vurguluyordu çok takılmadan başımla onayladım.

Hazar bey bana bir tane telefon uzattı kapalı bir kutuydu. Hazar bey "Telefonun kırıldığı için, teyzene haber verirsin meraklanmıştır şimdi" Dediğinde teşekkür ettim ve telefonu kurmaya başladım saate baktığımda sabah 7:30'a geliyordu saat hemen teyzemi aradım konuştuk uyanmıştı zaten sonrada vedalaşıp kapatmıştım telefonu.

Aslanbey konağının önünde durdu araba Hazar bey "Gerilmene gerek yok ben senin yanındayım herhangi bir olumsuz bir durum olursa müdahale edicem merak etme" Dediğinde başımla onayladım arabadan inip konağın kapısındaki korumalara baktım bize iki yandan kapıları açtılar ben Hazar beyin arkasında durarak girdim içeri içerde birtane kadın, iki 20-25 lerinde adam, benim yaşlarımda bir kız ve birtane bücür duruyordu tahmini 3 yaşında gibiydi.

Kadın bana ağlamaklı bakıyordu dilan hanım olduğunu tahmin ettim diğerlerinin ismini bilmiyordum. Dilan hanım bana gelip sarıldığında ağlamaya başlamıştı bende sadece elimi sırtına koya bilmiştim. Bende ayrılıp beni bir süzdü "Ağrın varmış uçakta şu anda devam ediyomu çok ayakta durma dikişlerin zedelenmesin" Dedi dilan hanım gerçekten endişelenmiş gibi duruyordu "Teşekkürler iyiyim sağolun" Dedim o sırada abiler olduğunu tahmin ettiklerim kendi aralarında;

Almanca konuşmaya başlamışlardı beni çekiştiriyorlardı daha beni göreli 10 dakika olmamıştı daha tanışmamıştık bile ama. Benim Almanca bildiğimden bi haberlerdi bu ailenin benim hakkımda bilmediği çok şey var diyerek içimden geçirdim onlara kulak asmamaya çalıştım.

Benim yaşlarındaki kız gelip "Ben güneş senin ikizinim hoş geldin eve ikiz" Diyerek bana sarıldı bende elimi sırtına koydum "Hoş buldum" Diye bildim ikizimmi vardı? Niye bundan haberim yoktu anında arkama baktığımda  Hazar bey "Söylemiyi unutmuşum" Diyerek sırıttı o sırada minik prenses yanıma gelip "ben hazal" Dedi hafif peltek söylemişti "Cenin icmin ne?" Ne diye sormuştu daha kuçük olduğu için kelimelere tam dili dönmüyordu bende "Deniz tanıştıma memnun oldum pirenses" Dediğimde sırıttı.

Dilan hanım "Hadi kahvaltıya geçelim yolculuktan geldiniz" Dedi ben karnımı tutarak ilerlerken beni çekiştiren abi tayfası bişey dememişti bir anda kolumda bir destek hissettim güneş ikizim koluma girmiş beni destekliyordu rahat yürüyebiliyim diye bana "Nolursa bana söyle ikizim biz can yarısıyız, seni sevdim ikiz umarım beni sevmişsindir" Dedi ona bakıp gülümsedim "Teşekkürler söylerim bende seni sevdim iyi birine benziyorsun" Dedim o da gülmüştü kahvaltı avluda kurulmuştu.

Güneş hemen beni kendi sendalyesinin yanına oturtmuştu dilan hanımda tam karşımda iki abiler de karşı çaprazımda Hazar bey masanın başına prenses hazalda güneşin diğer trafına oturmuştu.

Dilan hanımla güneş beni tanımaya yönelik sorular sorarken abi gurubu hala benim hakkımda konuşuyolardı, kalıplarına yaşlarına bakmadan ne geçmişim kalmıştı nede geleceğim. hepsine küfür etmişlerdi.

Sinirlenmiştim güneşe döndüm oda biliyorda konuşmalarına müsademi ediyordu diye merak etmiştim bende "Güneş bunlar ne konuşuyo hangi dil diye" Sordum sessizce güneş bana dönüp "Almanca konuşuyolar ben bilmiyorum Almancayı ben başka bir dil öğreniyorum ama sadece bizim ailede onlar biliyor Almancayı çok kaba bir dil" Dediğinde rahatlamıştım bilipte konuşmalarına müsade etseydi ona güvenemezdim.

O sırada dilan hanım elime bir börek tutuşturdu böreğe bakmadan yemiştim. Peynir tadı aldığımda gözlerim büyümeye başladı hızlıca "İçinde ne var" Dediğimde güneş elimdeki börek'e bakıp  "Peynir, peynirli börek" Dedi kıpkırmızı oldum "Lavabo nerde" dediğimde eliyle yerini gösterdi hemen gidip kustum midemde ne var ne yoksa rahatladığım da elimi yüzümüz yıkayıp masaya geri gittim herkes tedirgindi abiler bile, kendimi açıkladım.

"Peynire alerjim var yediğimde vücudum kabarıyo, midem yanıyo" Diye kendimi açıkladım dilan hanım hemen "Özür dilerim ben, ben bilmiyordum" Dedi panik sesiyle bende gerilmiştim "Sizin bir suçunuz yok ben önceden demeliydim kustum zaten o yüzden birşey olmaz paniklemenize gerek yok önemli değil" dedim.
 

Umarım beğenmişsinizdir.  Yazım yanlışları olursa kusura bakmayın. Görüşmek üzere. Oylamayı ve düşüncelerinizi yorumlara yazmayı unutmayın.

✨Remember there is always hope...
~G&i~

MARVİN ~GERÇEK AİLEM~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin