"Sizin bir suçunuz yok ben önceden demeliy'dim kustum zaten o yüzden birşey olmaz paniklemenize gerek yok önemli değil dedim..."
Dilan hanıma bakıp "Kalıcağım odaya gösterebilir misiniz biraz dinlenmek istiyorum" Dediğimde hemen başını salladı üç katlı konağın merdivenlerine doğru ilerledik avludaki kahvaltı masasından.
Güneş peşimizden gelip benden telefon numaramı istedi, bende çok uzatmadan verdim beni çaldırdığın da onunda numarası gözüktü. Hemen kaydettim rehbere sonra güneş "Ne olursa olsun beni ara saat fark etmez birşeye aklın takılır birşey olur hiç çekinmeden ara sen benim can yarımsın o yüzden çekinmene gerek kalmaz bu konakta herkesten daha yakın olucaz ikizim."
Dedi ve kendi odasına doğru yöneldi bene de o da 2.katta kalıyoduk sebebini bilmediğim 1 boş oda daha vardı çok kafaya takmadan odaya baktım. Odanın özenle hazırlandığı belliydi ortada çift kişilik bir yatak, çalışma masası, dolap, kitaplık ve boy aynası vardı. Dilan hanım dinlenmemi söyleyip çıkmıştı odadan.
Hemen kıyafetlerimi yerleştirmek için bavulumu yatağın üstüne koyduktan sonra kapağını açıp içindeki kıyafetleri dolaba yerleştirmek için dolabı açmıştımki. Dolap ağzına kadar kıyafet doluydu yazlıkdan, kışlığa kategorilere göre ayrılmıştı yer açıp kıyafetlerimi yerleştirdim.
Hemen odamda bulunan banyoya girip duş aldım. Banyodan sonra temiz kıyafetlerimi giyip yatağa uzandım. Aklımda hala Miran ve demir kardeşlerin söylediği şeylerden. Nefret tohumları ekilmişti baştan yüzüme gülüp bilmediğimi düşündükleri bir dilde ;
En ağır hakaretleri edip sonradan yüzüme gülüyo olmaları beni irite etmişti. Ne geçmişim kalmıştı ne de geleceğim herşeyi saymışlardı içlerindeki bu sinsilik, şeytanlık onların sonu olucaktı da haberleri yoktu.
Ama o iki aptalın dedikleri aklımdan çıkmıyordu zaten gergin ve stresliydim daha çok gerilmiştim. Yatakda dönüp duruyordum akşam olmuştu. Akşam yemeği ne çağırmak için bir çalışan olduğunu tahmin ettiğim abla gelmişti yemek istemediğimi dinleniceğimi söyleyip gülümsedim o da gülümseyerek odadan çıkmıştı. Saat 12 ye geliyordu gece yarısı olmuştu hala yatak da dönüp duruyordum.
O an, o an hissetmiştim bir şey olucağını nefeslerim daralmaya nefes anlamamaya başladım. Elim boğazımdayken elim, bacaklarım zangır, zangır titriyordu soğuk, soğuk terlemeye başlamıştım ağlama isteğiyle gözümdeki yaşları bırakırken bu güne kadar geçirdiğin en büyük 2.atağı geçiriyordum.
Hızla telefona sarılmıştım ki kimi aricam aklıma gelmemişti o an güneşi hatırlamıştım hızla aradığımda 2.çalışta açıldı telefon hemen "Deniz iyimisin bi problem mi var?" Diye sorduğunda titreyen ve nefes alamayan sesimle sadece "Güneş" diyebilmiştim hızla telefon kapandı.
****
Sonra kapımın şiddetle açılma sesi geldi güneş endişeliydi. Denizi o halde nefes almak için kıvranırken hızla odadaki camı açmıştım yerde olan denizi yatağa çıkartıp hızla onu omzuma yatırdım yatıştırmak için ona sarılırken deniz nefes alamıyor gibiydi, hemde hıçkıra hıçkıra ağlıyordu güneş onu sakinleştirmeye başlamıştı ne kadar o pozisyonda kaldıklarını bilmiyolardı ama deniz güneşin vanilya kokusuyla sakinleşmişti.
Güneş omzunda uyuya kalan oğlanı yatağa yatırdı yorgun düşmüştü bünyesi denizin şu 5-6 günde neler yaşamıştı.
Gözümü açtığımda yatakta yatarken buldum kendimi sabah olmuştu şu ana kadar bu hayatta en büyük 2.atağımı geçirmiştim. Güneş çok bilgili gibiydi bu konularda sanki nasıl sakinleştireceğini biliyordu tecrübeli gibi gelmişti.
Bu sırada güneş geldi konuşup sohbet ettiklerinde deniz herşeyi anlattı atakların nasıl başladığını kimsenin bilmediğini sadece şule'nin bildiğini söyledi oda kafasını salladığında.
Ben "Nasıl okadar bilgili ve tecrübeliydin?" Diye sorduğumda güneş "Benim öfke problemim var gereksiz, biraz fazla sinirlene biliyorum. O yüzden nasıl sakin kalıcağıma odaklanıyorum diyelim."
Dediğinde başımı sallamıştım güneşin benim yaşadığım bu olaya şahit olup beni sakinleştirmesi, sarılması ve bana hastalıklıymışım gibi bakmaması beni mutlu etmişti, çünkü geçirdiğim panik atak en şiddetli ataklarımdan biriydi. Biraz daha konuştuk dan sonra odasına gitmişti...
2'gün Sonra
O olayın üzerinden 2 gün geçmişti güneşle bir daha bu konuyu açmamıştık ama bana birşey olmaması için çok dikkatliydi beni strese sokabilecek herşeyde yanımda olmaya çalışıyordu.
keza bende öyle onun sinirlenince, öfkelenince benim gibi atak geçirdiğini öğrendiğimden beri bende onu korumaya çalışıyordum.
Bu akşam Hazar beyin abileri, ablaları, ailesini akşam yemeğine davet etmişlerdi. Benimle tanışmak istiyolarmış ister istemez stres olmuştum elimde olmadan.Akşam için hazırlıkların bitmesine az kalmıştı hazal yanıma gelip "api api" Seslenmeye başladı bana çok çabuk adapte olmuştu. Bu durum ister istemez bana eski ailemi hatırlattı. O an bana bakışları düşmeye başlarken onu hemen kucağıma alıp "Ne istiyormuş benim prensesim" Diye sordum hemen mutlu olup gülmeye başladı.
"Canım sıkıydı" Bende gergindim zaten o yüzden güneşe haber verip konaktan çıktık. Onun işi olduğu için gelmedi, Konaktan çıkarken, Kapıda duran korumalara gelmemeleri gerektiğini söyledim. İlk başta tedirgin bir şekilde baksalar da sonradan kabul ettiler onlarıda anlıyordum daha kaçırılılalı bir hafta olmamıştı.
Ama hazal prenses geriliyordu korumalar varken bunu fark etmem en büyük etkendi onları istemememde.
Hazalla birlikde ilk parka gittik birlikte oyunlar oynayarak vakit geçirdik hala dikişlerimden zorlansamda bu evi çekilebilir kılan tek şey şu prensesle, ikizimdi parktan, dondurmacıya doğru gittik masada birlik de dondurma yiyorduk. Mardin sıcağında biraz serinlemiştik, telefonda saate baktığımda saat 6'ya geliyordu akşam yemeği 7'gibi yenilecekti.
Dondurmacıdan çıkıp konağa doğru yol aldık. Hazal yorulduğu için kucağıma çıkmak isteyince, kabul edip onu kucağıma aldım zaten çok hafifti dikişlerim de zorlanmıyordu o yüzden rahattım.
Birlik de sohbet ederek konağa giderken bana cevap vermediğini fark ettim ona baktığımda kafasını boynuma yaslamış bir şekilde uyuya kaldığını gördüm onu uyandırmadan konağa doğru yürümeye devam ettim.Konağa geldiğimde saat 6:30 geçiyordu hazal hala kucağımda uyuyordu. "Çok tatlı bu bücür" Diye mırıldandım konağın kapısına geldiğimde korumalar kapıyı açmıştı baş selamı verip konağın içine girdim...
{İyi bayramlar herkese...}
{Oylamayı ve yorum yapamayı unutmayın}
Umarım beğenmişsinizdir. Yazım yanlışları olursa kusura bakmayın. Görüşmek üzere. Oylamayı ve düşüncelerinizi yorumlara yazmayı unutmayın.
✨Remember there is always hope...
~G&i~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARVİN ~GERÇEK AİLEM~
General Fiction{~Gerçek ailem - Erkek versiyon~} Ailemi? aile kelimesi. Bir gün biyoloji dersindeyken konumuz "Aile kan guruplarıydı" sıra bana geldiğinde anne baba kan gurubunu söylediğimde hoca bana "senin kan gurubunun aile fertleriyle uyuşması imkansız" dediği...