{~14~}

391 36 2
                                    

"Çok tatlı bu bücür" Diye mırıldandım konağın kapısına geldiğimde korumalar kapıyı açmıştı  baş selamı verip konağın içine girdim...

Misafirlerin gelmesine daha vardı ama herkes hazırlanmış avluda oturuyorlardı. Onların yanından geçicekken Hazar bey seslenmişti mecburen yanlarına uğradım.

Hazalı uyandırmamaya dikkar ediyordum o sırada bizi gören herkesin ağzı açık kaldı. Neye bu kadar şaşıdıklarını anlamadım, güneş bunu fark etmiş olucak ki söze girdi "Hazal bu yaşına kadar kimsenin kucağına çıkmadı nefret ederdi kucağa alınmakdan. Senin hem kucağına çıkmış hemde kucağında uyuyunca şaşırdık."

Diye açıkladı kendini bende şaşırmıştım ne zaman bir araya gelsek hep benimle ya oyun oynamak yada onu kucağımda gezdirme mi istiyordu diğer aile üyelerine böyle davranmaması beni şaşırtmıştı.

Herneyse diye içimden geçirdikten sonra merdivenlere doğru yöneldim. İlk hazalın odasına gidip onu, yatağına yatırıp üzerini örttükden sonra kendi odama geçtim. Dolaptan temiz siyah bacağıma yapışmayam bir siyah kot pantolon, beyaz tişört ve temiz baxır aldıkdan sonra banyoya girdim çok terlemiştim "Mardin'de yaz ayı çok sıcak geçiyordu" Banyodan sonra kıyafetlerimi giyindim misafirlerin gelmesine az kalmıştı.

Odamdan çıkıp hazalın odasına doğru ilerledim odasının kapısını açtığımda hala uyuyordu bücür. Gerçekten bugün yorulmuş olmalıydı, Yanına gidip onu uyandırıcaktım.

Zaten üzerinde dışarı kıyafeti vardı daha değiştirmeye gerek yoktu diye düşünüp yatağa oturdum ona seslendim "Hazal prerensesim hadi kalk" Dedim bunu 3-4 defa tekraraladık'dan sonra onu gıdıklamaya başladım hemen gülmeye başladı ne zamandır numara yaptığını anlamamış gibi davrandım üzülmesin diye.

Bu evde şu bir haftada en değer verdiğim kişler ikizim güneş ve prensesim hazaldı. Hazalı kucağıma aldığım gibi gülerek avluya ilerlemeye başladık bu sırada misafirlerin konağın kapısında olduğunu Hazar beylerin onları karşıladıklarını gördüm.

Endişelenmeye başlamıştım stres yapıp tekrar atağımın tutmasında endişeleniyordum. Hazalı kucağımdan indirdim elleri küçük olduğu için tek parmağımı tuttu birlikte kapıya yöneldik.

Güneşte bizi fark edip hemen yanımıza geldi bana "Yanındayım endişelenme" Dedi sadece bizim duyucamız bir sesle başımla onayladım güneş papatyalı yazlık bir elbise giymişti saçlarıyla çok yakışıyordu, Hazal içinde beyaz tshirt üzerinde mavi kot tulum vardı. Bende siyah kotun üzerine beyaz tshirt giymiştim.

İçeri giren misafirlere baş selamı verip gülümsedim çok diyolog kurmuyordum gerilmemek için. Hazal hala parmağamı tutuyordu. Aynı şekil onlarda bana gülümsediler bana çok mutlu bakıyorlardı, burda olduğumdan çok memnunmuş gibi duruyorlardı.

Hemen herkes avludaki yemek masasındaki yerlerine oturdu. Ben güneşin yanında yerimi aldım masanın baş tarafına Hazar bey oturdu.
Karşımda ismi bilmediğim bir kadın oturdu daha yaşı küçük duruyordu 23-24 yaşında gibiydi onun yanında aynı yaşlarda duran Hazar beyin erkek kardeşi olduğunu tahmin ettiğim adam oturuyordu ikisininde elinde nişan yüzüğü vardı.

Onların nişanlı olduklarını tahmin ettiğim kadına "Rotinda" Diye seslendi ismini öğrenmiştim. Kadın çok cana yakın duruyordu bakışları çok sevecendi, bir abla sevecenliğiyle bakıyordu.

Ufak bir tebessümle başımı salladım oda gülümsedi herkes oturduktan sonra yemek yemeye başladık. Herkes kendi arasında sohbet ederken, Bizim yaşlarımızda olduğunu tahmin ettiğim çocuk bana bakıp sırıttı ardından bana iğneleyici bir şekilde.

"Eski ailen sana zarar veriyormuydu" Diye sorduğu anda neye uğradığımı şaşırdım masadaki herkes kas katı kesilmişti masadan çıt çıkmıyordu. Donup kaldım bir cevap veremedim.

Nefesimin kesildiğini hissettim ellerim ve bacaklarım titremeye başlamıştı, Güneş bana tedirginlikle bakıyordu biraz daha bu masada kalırsam onların karşısında atak geçiriceğimi fark ettim bu en son istediğim şeydi, Masada ölüm sessizliği oluşurken.

Ben sadece sessizce "Güneş" Diye bilmiştim hemen kolumdan tutup masadan kaldırdı, ben hala konuşamazken bacağım titriyordu, hemen koluma girip hiç birşey demeden birlikte avludaki merdivenlere doğru ilerledik. Masa arkamızda kalmıştı biz ilerlerken gözümden damlalar akmaya başlamıştı.

Hemen güneşin odasına girdik beni yatağa oturtdu bacağım tutmuyormuş gibi hissediyordum. Hemen güneş bana sarıldı oda çok öfkelenmişti zaten sinirini zor zabdede bilen biriydi, hala nefesim sıkışırken saçımla sırtımı okşamaya başladı beni sakinleştirmeye çalışıyordu.

Bu panik atak durumunu kimseye söylemedim eski üvey olduğumu öğrendiğim ailede sadece ablam şule biliyordu hastaneye bile gitmemiştim.

Bu aralar çok sıklaşmıştı ataklar güneş olmasaydı napardım bilmiyorum en zor iki atağımda da yanımda olup beni sakinleştirmeye çalışmıştı. Güneş başımı bacağına koyup şarkı mırıldanmaya başlamıştı yavaş yavaş sakinleşmeye başlıyordum.

Ne kadar zaman geçti bilmiyorken güneşin yardımıyla elimi yüzmü yıkadıktan sonra birlikde odadan çıktık. Güneş bana "Sakin ol ben onunla sonra ilginicem" Dedi dışardan o kadar güzel ve çıt kırıldım gibi duran bir kızın öfke problemi olması beni ne kadar şaşırtsada benimde durumum aşikardı. Bunları söyleyip durdu güneş kendine tekrar tekrar çok sinirlenmişti kıpkırmızı olan suratı ile merdivenlerden inerken bir anda ona döndüm;

"Teşekkür ederim her zaman yanımdaydın iyiki varsın ikizim" Dedim bir anda duraksadı yüzünde güller açtı o sinir tuzla bu olmuş gibi kaybolmuştu o da bana sarılarak "Seni iyiki bulduk ben senin her zaman yanında olucam can yarım" Dediğinde bende güldüm birlik de merdivenlerden indik masaya yaklaştımızda gayet sakin ve gülümsüyordum herkes bize bakarken baş selamı vererek yerlerimize oturduk...

{Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın}

Umarım beğenmişsinizdir.  Yazım yanlışları olursa kusura bakmayın. Görüşmek üzere. Oylamayı ve düşüncelerinizi yorumlara yazmayı unutmayın.

✨Remember there is always hope...
~G&i~

MARVİN ~GERÇEK AİLEM~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin