3

10.8K 440 25
                                    

Bugün ikinci kez aniden çarptığım bedenle bütün düşüncelerim dağıldı. Bir iki adım sendeledim fakat dengemi sağlamayı başardım. Bu elimdeki çok ağır poşetlere biraz zor oldu tabi. Bu seferki çarptığım beden çok daha büyük ve tanıdıktı. Tabi ki bu saygıdeğer insan Buğlem'den başkası değildi! Sonunda Buğlem'in yüzüne bakmayı akıl ettiğimde burnunu ovuşturduğunu gördüm. "Burnumu kırdın be! Önüne bakarak ve biraz daha yavaş yürüsene! Sanki bir yere yetişeceksin! Ya ben değilde başkası olsaydı?! O zaman ne yapacaktın acaba Asel Hanım?!"

O her zamanki gibi kaptırmış homurdanırken yanından geçip yürümeye devam ettim. Bu seferde "Hey, bekelesene. Kime diyorum ben iki saattir. Bak bak bak bir de beni takmıyor!" daha fazla dayanamadım ve cevap vermeye karar verdim. "Çok özür dilerim Buğlem. Yeter artık susta şunları eve taşıyalım,  kollarım koptu. Bir de saat 18.00'da yurtta olmalıyım, annemle konuşacağım."

"Hâlâ sus diyor ya!" dediğinde "Buğlem!" diye bağırmamla sanki bunu bekliyormuş gibi sırıtarak poşetlerin bir kısmını elimden aldı. Niye sırıtıyor bu şimdi? Ah! Tabii ya benim sınırımı zorluyordu. Surat ifademi görünce kahakaha atmaya başladı. 

Onun susmasını beklerken aklıma gelen şeyle küçük bir çığlık atıp elimdeki  poşetleri yere bırakıverdim. Aceleyle cebimden telefonumu çıkarırken Buğlem nihayet susabilmişti. "On beş dakikamız kalmış!" diye bağırıp yerden poşetleri alıp koşmaya başladım. Buğlem'in peşimden geldiğine eminim. Nefes nefese evin kapısına ulaştık. 

Kapıyı bize İlsu açtı. Buğlem'e dönüp çakmak için elimi kaldırdım. Bu sırada elimden düşen poşetleri umursamadım. Kendimi "Zafer!" diye bağırmaya hazırlamıştım ancak tabir yerindeyse Buğlem'in elime abanmasıyla  acıyla bağırmak zorunda kaldım. Çatılan kaşlarımla Buğlem'e kızmak izin dönmüştüm ki ne yapacağımı anlayıp konuşmaya başladı.

"Sakın çemkirmeye başlama. Ödeşmiş olduk. Burnum hâlâ sızlıyor!" haklı olduğunu düşündüğüm için sesimi çıkarmadım. O sırada varlığını unuttuğum İlsu "Hadi acele edin, biz filmleri seçtik bile!" deyip koşturarak gözden kayboldu. Bizde poşetleri elimize alıp mutfağa geçtik. Alışverişi yapan aynı zamanda atıştırmalıkları hazırlayacağı için üstteki raflardan bir tabak aldım. Benim gibi üst raflara uzanmak yerine alt taraftaki dolaplara eğilen Buğlem'i görünce ona benim halledeceğimi ve gitmesini söyleyince omuz silkip yanımdan ayrıldı. Küsmediğine emin olduğum için işime devam ettim. 

Sonunda hazırlığı bitirip atıştırmalıkları üşenmeden tek tek salona taşıdım. Üşenmenin hiçbir anlamı yoktu çünkü bu kuralları en başta koymuştuk.

Kural 1: Film gecesi yapılmaya karar verildiğinde herkes alışveriş sırasına uyacak! İtiraz yok!

(Alışveriş sırası kurayla belirlendi.)

Kural 2: Alışverişe giden geldiğinde atıştırmalıkları haırlayacak!

Kural 3: Gecenin sonunda ortalığı o toplayacak!

Kural 4: u kuralların hepsi uygulanacak

Kural 5: İtiraz etmek kesinlikle yasak!!!

Ben tabakları taşırken filmi başlatmışlar bile! Tam neden beklenmediğimi soracaktım ki korku filmiyle başladıklarını görünce boşverdim çünkü ben korku filmlerinde çok sıkılırdım. Koltuklarda yer kalmadığını görünce yere oturmak için niyetlenmiştim ki Buğlem kolumdan çekip beni yanına oturttu. Korku filmi izlerken hep benim yanıma otururdu. Onu boşvererek filme odaklandım. Ben korku filmlerinde hiç korkmazdım fakat kolumu morartacak kadar fazla sıkan Buğlem'in aniden gelen çığlıkları yüzünden sürekli yerimden sıçrardım. Ani gelen şeylere fazla tepki vermekten nefret ediyorum!

⚫⚫⚫

Merhabalar!!

İlk bölümler karakterleri tanıma ve giriş şeklinde olduğu için umarım sıkıcı gelmiyordur.

Tekrar yazıyorum; ithaf isteyenler bu satırın altına yorum bırakabilir veya bana mesaj atabilir!

Beğenmediğiniz veya eksik bulduğunuz kısımlar için lütfen yorum yapın ve bende düzeltmeye çalışayım.

İyi günler!! 😘

Benim KararımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin