42

1.8K 74 3
                                    

Sağ elimi kaldırıp yüzük parmağımda parlayan yüzüğe baktım. Hala inanamıyordum. Sol elimi kaldırıp tam gerçekliğini test etmek için yüzüğüme dokunacakken vazgeçip yüzümü buruşturdum. Ne yapıyorum Allah aşkına? Hiç benden beklenmeyecek davranışlar. Bi yüzük yüzünden bozuldum iyi mi? Gerçi tek bozulan ben değilim. Parmağımdaki yüzükle sınıfa girdiğimde hiç muhatap olmadığım insanlar bile parmağımdaki yüzüğe şaşkınlıkla bakıyordu. Buğlem mi? Önce ölesiye sevinmişti. Hatta o kadar ki neredeyse benden çok sevinmişti. Neredeyse. Sonrada benimle dalga geçip utandırmıştı. Hain. Aslında tüm bu hallerimin tek bir nedeni var: Çalan kapı zili! Bir an panikleyip bende kapıya gittim. Gerginlikten kopma noktasındayken açılan kapıda bir adet sırıtan Buğlem belirdi. Kapıyı açmaya giden herkes bariz bir şekilde rahatlarken Buğlem'in sırıtması herkesi sinir etti.

Niye mi bu kadar gerginiz? Çünkü az sonra Aybars ve ailesi bizim evimizin kapısından içeriye girecek ve resmi bir tanışma gerçekleştireceğiz. Sadece aileler tanışacak. Yani bizim amacımız bu. İnşAllah bir aksilik olmaz. Buğlem de yardıma gelmişti. Ama zaten o hem kız tarafı hem erkek tarafı sayılır. Malum Aybars ve Akış kuzen. Biz de bir bakıma elti oluyoruz. Buğlem'in neşesinin sebebi ise benim bu heyecanımı yakından göreceği için.

Buğlem herkese selam verip beni kolumdan çekiştirerek odama götürdü. Kapıyı kapatır kapatmaz da konuşmaya başladı.

"Allah'ım sana şükürler olsun! Kızım var ya hep senin evlendiğin günü görmek istemiştim."

" O niye o? Annem bile böyle cümleler kurmuyor. Ayrıca bizim tanışıklığımız senin ömrün kadar değil."

"Neyse neyse sen ver şu yüzüğü."

"Neden?"

"Aman ya sen de amma çok soru sordun. Ver işte."

"Olmaz. Önce ne yapacağını söyle."

"Off bi kere de sorgulama ya. Ver işte." Yüzüğü parmağımdan çıkarıp ona uzattım.

"Al."

"Sonuçta tanışmaya geliyorlar ve bu iş aileler onay verirse olacak. Yani sen şimdi bu yüzüğü takarsan Biz kararımızı verdik size laf düşmez gibi olacak. O yüzden aldım." Düşündüm ve söylediklerinin mantıklı olduğuna karar verdim.

"Peki niye baştan söylemedin?" dediğimde omuz silkti. Zil bir kez daha çaldığında gelen onlardı. Biz de hemen aşağıya indik ve Buğlem salona geçerken ben mutfağa doğru yol aldım.

Tam sıkıntıdan ve heyecandan patlamak üzereyken Buğlem geldi ve kahve yapacağımızı söyledi. İyi de tanışmada kahve olmaz ki.

"Niye kahve yapıyoruz Buğlem?"

"Karşı taraf istedi de o yüzden." Yani onun için karşı taraf ben de olabilirdim Aybars da olabilirdi. Bu nedenle bunu ona sordum.

"Hangi karşı taraf?"

"Erkek tarafı." işkillenmedim değil ama hadi hayırlısı. Buğlem'in yaptığı kahveleri salona götürdüm. Tek tek herkese verip en son Aybars'a geldiğimde çok gergin gözüküyordu. Hatta o kadar kötüydüki neredeyse kahveyi alırken üstüme dökecekti. Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda bana özür diler gibi bakıyordu. Ne olduğunu anlamaya çalışırken kaşlarımı çatıp bana ayrılan yere geçtim. Kısa bir süre sonra Aybars'ın babası olduğunu tahmin ettiği adam boğazını temizleyip konuşmaya başladı.

"Evet efendim. Gelelim asıl konumuza. Gençler birbirlerini görmüş beğenmiş bize de onların yolunu açmak düşer. Allah'ın emri peygamberin kavliyle kızınız Asel'i oğlumuz Aybars'a istiyoruz." dediğinde bizim aile şaşkına döndü. Burda olduğunu bile bilmediğim Yalçın abim bile şaşkındı. Durum o kadar fena.

Benim KararımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin