29

3.5K 203 10
                                    

Arkadaşlarım benim için her zaman değerlidir. Aslında hiçbir zaman birden çok arkadaşım olmadı. Ancak bu daha çok ben istemediğim içindi yanı durumdan oldukça memnunum. Çünkü çok fazla arkadaş demek çok fazla sır demek.

Ama Buğlem hiçbir zaman tek bir arkadaşla yetinmedi. Her zaman benden ayrı bir arkadaş grubu vardı. Her seferinde beni de dahil etmek istedi ancak ben yine uzak durdum. Bunun asosyal bir insan olamamla ya da arkadaş edinememle bir ilgisi yok. İnsanların ne kadar içine girersem beni o kadar çok eleştirirler ama ben bunu istemiyorum.

Mesela onların yanına gitsem bana ilk soracakları şey kendim mi kapandım yoksa ailemin zoruyla mı kapandım olacak. Artık bu sorulardan daha doğrusu sorgulardan o kadar bıktım ki...

Buğlem'in avcunu açarak sertçe burnuna vurmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım.

"Ah! Buğlem acıttın!"

"Kızım dalıp dalıp durmasana. Her neyse annem çağırdı. Yemek hazırmış. Aşağı inelim. Yemekten sonra çay içerken de bizim meseleyi babama söyleriz?"

"Buğlem ama ben annemlere yemekten sonra geleceğimi söyledim."

"Asel lütfen! Ben konuşurum annenle." biraz düşündüm ve "O zaman önce annemi arayayım?" dedim.

Annemden izin almak için Buğlem'in çalışma masasının üstündeki telefonumu elime aldım. Bu yaşa geldiğim halde annemden izin alıyor olmak benim canımı sıkmıyordu, aksine beni mutlu ediyordu. Çünkü beni düşünen, merak eden bir ailemin olması bile pahabiçilemez bir duygu iken herhangi bir şey için onlardan izin almak neden gücüme gitsin ki?

Yarım saattir çalan telefonu sonunda annem açtı.

"Alo? Annecim nasılsın?"

"İyiyim kızım. Hayırdır?"

"Anne ben yemekten sonra gelirim demiştim ancak Buğlem çok ısrar ediyor kalmam için. Biraz daha kalsam olur mu?"

"Tamam kızım. Olsun bakalım. Ama ordan çıkarken mesaj at aklım kalır benim. Tamam mı?"

"Tamam annecim. Hadi görüşürüz." deyip telefonu kapattım ve Buğlem'le beraber aşağıya indik.

Buğlem hariç hepimiz gayet neşeli bir şekilde yemeğimizi yedik. Buğlem'in bu hali Orhan amcanın gözünden kaçmamamıştı.

"Buğlem, kızım iyi misin?"

"İyiyim babacım. Sen nasılsın?" barı bu kadar belli etme Buğlem.

"Bende iyiyim kızım. Hadi yemeğini ye." dedi ve Buğlem kafasını sallayıp yemeğini yemeye başladı.

Yemekten sonra Sevde teyzeyi salona yollayıp çayı biz yaptık. Çaylarımızı yarıladığımız sırada Buğlem söze girdi.

"Babacım sana bir şey söylemek istiyorum." deyip dikkatleri üstüne çekti.

"Söyle kızım?"

"Şey... Ben... Ben birini seviyorum." deyip kafasını yere eğdi. Bir süre sessizlikten sonra "Biliyorum." diyen bir ses duyuldu. Bu bir erkek sesiydi. Salondaki tek erkek ise Orhan amca olduğuna göre... Yok artık!

"Sende mi? Yani sen nerden biliyorsun baba?"

"Ben babayım kızım. Anlamaz mıyım? Senin hareketlerinden, ben yanına geldiğimde telefonunu kapatmandan, doğum gününde ve sevgililer gününde kapımıza gelen hediyelerden... Daha sayayım mı?"

"Yok baba gerek yok. Peki... Ne düşünüyorsun?" diye sorduğunda hepimiz Orhan amcanın vereceği cevabı beklemeye başladık. Sustu sustu sustu. Sonunda kaşlarını çattı ve "Şimdi İstanbul'da mı?" diye sordu.

Benim KararımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin