4

9.2K 400 26
                                    

Ani gelen şeylere fazla tepki vermekten nefret ediyorum!

Filmdeki küçük yaratıkların kızın üstüne doğru yürümesiyle Buğlem kolumu biraz daha sıktı. Dayanamayıp "Buğlem! Yeter artık kolumu biraz daha sıkarsan kullanabileceğim bir kolum kalmayacak!" diye bağırdım fakat onun korkudan dolu dolu olmuş mavi gözlerini görünce biraz vicdanım sızladı. Tamam itiraf ediyorum; ona bağırdığım için pişman olmuştum. Zaten boncuk boncuk olmuş gözleriyle bana bakarken, beni kendi kolunun morardığına bile ikna edebilirdi. Madem bu kadar korkuyorsun izlemesine şu filmi.

 Derin bir nefes verip hâlâ bana bakan Buğlem'in kulağına eğilip "Hadi kalk, elini yüzünü yıka da biraz kendine gel." diye fısıldayıp gülümsedim. Fısıldamamın sebebi ise korkudan bembeyaz olmuş suratlarıyla bana bakan arkadaşlarımdı. Buğlem bariz bir rahatlamayla kafasını salladı. Tam yerinden kalkacaktı ki tekrar bana dönüp bakmaya başladı. Bende ona bakmaya başladım. Bir süre birbirimize öylece baktıktan sonra pes etti ve "Sende gel." diye fısıldadı. İki saattir bunu mu anlatmaya çalışıyordu? Ne var yani en baştan söylese? Oflayıp doğruldum ve ilerlemeye başladım. Banyonun önüne gelince durup kapıyı açtım ve geçmesi için kenara çekilip Buğlem'e yol verdim. O işini hallederken ben de filmi izlerken sessize aldığım telefonumu kontrol ettim. O sırada annemi aramadığım aklıma geldi ve hemen aradım. Buğlem de bu arada yüzünü yıkayıp yanıma geldi. Beraber salona girip eski yerlerimize oturduk. Nihayet korku filmi bitmiş, dram filmine geçebilmiştik. Dram filmlerini de sevmezdim. Dramın ardından romantik filme geçiş yaptık. Dram filminde de romantikte de bir damla göz yaşı akıtmazdım, en fazla gözlerim dolardı o yüzden benim için oldukça bunaltıcı geçen bir sürenin ardından sonunda komediye geçebildik. 

Bol kahkahayla onuda sonlandırdığımızda etrafta romantik ve dram filminden kalma bolca peçete, gözleri kuruyana kadar ağladıktan sonra gülmenin etkisiyle sinirleri bozulan bolca arkadaş, yaşanılan heyecandan dolayı etrafa saçılmış bolca yiyecek ve son olarak bolca boş tabak vardı. Herkes odasına çekilirken ben etrafı toplamak için kolları sıvadım. Buğlem de bana yardım ediyordu çünkü korku filminden dolayı odaya gidip tek başına uyamazdı ve en iyisi bana yardım edecek ve  çabucak beraber uyumaya gidecektik. Böyle düşündüğüne emindim. 

Bangır bangır çalan telefon alarmıyla uyandım. Ah! Dün gece çok yorulmuştum ve korktuğu için ışığı açık bırakan Buğlem yüzünden uyuyamamıştım. Işık açıkken asla uyuyamam. 

Sabah erkenden dersim olduğu için alarm kurmuştum. Daha fazla yatakta kalmamın vaktimden çaldığı için bana zarar verdiğini idrak ettiğimde saate bakmadan mutfağa gittim. Kahvaltıyı kaçırdığım için kendime bir sandviç hazırladıktan sonra hızlıca yiyip odaya geçtim. Buğlem'in yatağı toplanmıştı. Dur bir dakika yatağın üstünde not mu var?

Yatağa doğru ilerleyip notu elime aldım. 

'Asel, sana söylemeyi unutmuşum. Bugün sabah erkenden Akışla kahvaltı için sözleşmiştik ve bende erkenden kalkıp suratımı düzelttim. Dersten çıkınca beni ara.'

Bu arada Akış Bey, Buğlem'in biricik sevgilisi.

Hanımefendiye bak ya! Beni araymış! Bi' aramayayımda görsün gününü. Emrivakileri sevmediğimi biliyor. Evet itiraf edeyim; onun hiç susmadan çalışabilen çenesinden korktuğum için arayacağım. Adım gibi eminim ki o da bunu düşünerek bu şekilde yazmıştı. Beni bu kadar iyi tanımasa ne olurdu?

Onu boşverip dolabımın kapaklarını açtım. Bir tişört ve dar paça pantolon giyip üstünede en sevdiğim beyaz pardesümü geçirdim. Pardesümün omuzlarında, eteğinin ve kollarının uçlarında kot detaylar olduğu için yine en sevdiğim şalım olan kot şalımı kafama bağladım. İşte hazırım. Kapalı olmanın faydaları. Küçük bir çantaya telefonumu ve gerekli olabilecek şeyleri koyup kitaplarımı kucakladığım gibi evden çıktım. Sonunda saate bakmayı akıl ettiğimde biraz daha oyalansam geç kalacağımı farkettim. Durağa doğru yürürken bir yandan da çantamdan telefonumu ve kuraklığımı çıkardım. Bu sırada durağa varmış ve otobüse bitmiştim. Otobüs saatlerini artık ezberlediğim için zaten tam vaktinde çıkmıştım ve durak eve çok yakındı.

Nihayet uzayan dersim bitti. Ah! Nerdeyse unutuyordum. Hemen telefonumu çıkarıp Buğlem'in numarasını buldum. 

"Alo, Asel?"

"Beni ara demişsin?"

"Ben beraber eve geçeriz diye düşünmüştüm ama şimdi Akış tutturdu seni biriyle tanıştıracağım diye. Anlayacağın ben gelemeyeceğim sen git."

"Tamam canım. Görüşürüz."

"Görüşürüz."

Evet bunuda hallettiğimize göre eve gidip dünden hazırladığım valizimi alacağım ve sonra ver elini İstanbul!

 ⚫⚫⚫

Selam millet!

Bu bölüm en uzunuydu

Okunma sayımız bence çok güzel ancak vote ve yorum kısmında sanki biraz sıkıntı var ha? 

Kalın sağlıcakla!!😘

Benim KararımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin