40- nefes

64 9 14
                                    

Onlara yıllar gibi hissettiren dakikalarca o şekilde kaldılar. Yerde, birbirlerine sarılarak birbirlerinin yarasını iyileştiriyorlardı. İkiside tadını çıkartıyordu bir daha böyle sarılamayacaklarını bildiklerinden. Kenma sonunda sakinleştiğinde göz yaşları dinmiş, nefesi düzene girmişti. Onun göğsünün inip kalkışı da nefesiyle beraber düzene girdiğinde Kuroo artık ayrılması gerektiğini fark etti.

Kuroo ağır hareketlerle kollarını Kenmadan ayırırken Kenma hissettiği boşlukla huysuzlandı. Saçına değen nefes uzaklaşınca üşüdüğünü, alnını dayadığı göğüs gidince ise yalnız hissetti. Başı yere doğru eğikti, Kuroo'nun yüzüne hala bakamıyordu. Utanıyordu. Çenesine değen parmaklar yumuşakça başını yukarı kaldırırken gördüğü gülümseme hissettiği üşümeyi defetmişti.

"Gidelim mi?" Bu sıcak ses tonuna alışmak kötü olurdu Kenma için, sürekli duymak isteyeceği bir sesti çünkü.

Başıyla Kurooyu onayladıktan sonra ona uzatılan ele tutunmuş, beraber ayağa kalkmışlardı. Kuroo onun elini bıraktığında yüzünü buruşturdu Kenma. Bisikletten düşmüş bir çocuk gibiydi adeta, annesinin eteklerine sarılır gibi Kurooya temas etme ihtiyacı hissediyordu.

Kuroo Kenma'nın arkasına geçip omuzlarını tutmuştu. Yavaşça ittirerek masaya doğru ilerletmişti. Onu sandalyeye oturttuktan sonra su almak için kasaya gidecekken kolunun tutulması ile ilerleyememiş, onu tutan kişiye bakmıştı sorgulayarak.

"Nereye gidiyorsun, bir yere gitmeyeceğim demiştin." Kenma'nın çenesi titrerken gözleri tekrardan doluyordu. Kuroo gördüğü manzarayla tekrar tekrar şaşırırken yutkundu ve Kenma'nın önünde diz çöktü etraftaki insanları umursamayarak. Kenma'nın ellerini buldu tekrardan sıcak elleri. Kenmayı bu halde görmeye alışkın değildi ve onu böyle görmeyi sevmemişti.

Kenma ise elini tutan elleri sıkmıştı, gevşetirse kaybolmasından korkar gibiydi. Bir yandan da centilmence tutulan elleri ve okşanan boynu karıncalanıyor, kalbi ağzında atıyordu. Nasıl birinin ellerini tutması bu kadar heyecanlandırabilirdi? Aklı almıyordu Kenma'nın. Nasıl birinin ellerini tutmaya bu kadar muhtaç olabilirdi? Ve nasıl sarılmaya ve ellerini tutmasına ihtiyacı olan kişi herhangi biri değil de kuroo olabilirdi. Basit bir temas nasıl ona bu kadar güzel duygular hissettirebilirdi. Bu son zamanlarda Kuroo'nun yanındayken hissettiği bu duyguların adı neydi.

"Bir yere gitmiyorum, sadece su alacaktım senin için."

"İstemiyorum ben su falan.." Kenma'nın gözleri yerdeki desenleri incelerken Kuroo'nunkiler karşısındakinin yüzünü inceliyordu. Bir eli hala Kenma'nın elini kavrarken diğer eli boynuna gitmiş, boğazını okşuyordu. Kenma hissettiği ten ile gözlerini yumarken kalp ritmini dengede tutmaya çalışsada başarısız oluyordu. Nefes alabilmek, Terushima boynunu sıkarken daha kolaydı şu ana nazaran.

Kuroo neler hissedeceğini bir türlü seçememişti. Az önce onu aldatan kişiyi, onu aldattığı kişinin elinden kurtarmış; arından da onu aldatan kişi kucağında özür dileyerek dakikalarca ağlamıştı. Bu saatten sonra artık ne yapabilirdi ki, karşısındaki bu kadar acı çekerken görmezden gelemezdi. Kendisi de farksız değildi zaten, onu böyle görmek hoşuna gitmiyordu. Kendisi bu kadar acı çektikten sonra Kenma da aynılarını yaşadığında içi soğur, mutlu olur sanmıştı. Ama düşündüğü gibi olmamış, onun canının yanması onu mutlu etmemişti. Artık ona karşı eskiden beslediği duygulardan biraz bile yoktu. Ona olan aşkı ölmüştü fakat arkadaş olmayı kabul etmişti, pişman da değildi bu kararından. Herkes değil belki ama, bazıları ikinci şansı gerçekten hak ediyordu. Kenmada onlardan biriydi. Kenma bu kadar şey yaşarken, kendisine seslenirken ona sırt çevirmeyecekti. Canını zor kurtarmışken bile tek düşündüğü özür dilemekti Kenma'nın, buna rağmen arkasını dönemezdi ona.

Lost On You ||| kurokenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin