42- Ev

60 10 4
                                    

Saatlerce oyun oynadıktan sonra akşam olmuştu. Bağdaş kurdukları halıda Kenma yorgunlukla kendisini yere atarken Kuroo ise dirseğini bacağına, yumruk yaptığı elini yanağına yaslamış sırıtarak onu izliyordu. İki kolunu yana salmış olan Kenma ise bezgin bakışlarla karşılık veriyordu.

"Bugün beni yenmiş olabilirsin ama bir daha hayatta yenemezsin, bugün yorgundum ondan oldu." Kuroo gülerek yanıtladı.

"Ohoo, senin de her şeye bir bahanen var. Boğazın sıkılıyor 'hazırlıksız yakalandım' yeniliyorsun 'yorgundum' böyle olmaz ki." Kuroo'nun alayla söylediği şeylere karşı Kenma hala bağdaş pozisyonunda tuttuğu bacaklarını açıp Kuroo'ya bir tekme attıktan sonra Kuroo kahkahasını güçlendirmişti.

"Sinirlenme bu kadar Kyanmaa~" o hala hafif tekmelerini savururken Kuroo'nun kahkaha atarak engellemeye çalışmasını izliyordu. Yüzü kızarırken farkında olmadan tebessüm etmeye başlamıştı. Son zamanlarda çok sık nefesi kesilir olmuştu. Kalbi çığlık atarken içinden 'çok tatlı' diye geçirdiğinde aniden aklına Oikawa'nın söyledikleri gelirken öksürmeye başladı. Kuroo o öksürmeye başlayınca onun kollarından tutup doğrulttu ve hala kollarından tutarken sırıtarak boştaki eliyle sırtına vurarak konuştu.

"Yazık, vücudun yenilgiyi kaldıramadı. Baksana nasıl kızarmışsın." Kenma hala öksürürken bir yandanda Kuroo'nun sırtına vurup kendisine gelmeye çalışıyordu.

Öksürükleri kesildiğinde karşısındakinin kahkahalarına katıldı.

"İyi ki bir kaybettik, her fırsatta yüzüme vuracaksın dimi."

"Evet~" Kenma ayağa kalkarken hala oturan Kurooya baktı.

"Tabii normalde kazanamazsın, şansın yaver gitti kazandın tadını çıkar. Sana da yazık. Şimdi ben bu koca adama yemek yapmaya gidiyorum." Kenma gülerek ilerlerken Kuroo kendisini yere atıp bir kolunu yana atarken diğeriyle gözlerini kapamıştı.

"Sonunda mideme ev yemeği girecek."

İç çekip yattığı yerden ayaklanırken bir elini beline, bir elini de saçlarına atıp karıştırdı. Odasını izledi bir süre. En son bu kadar dağıldığında sinirle her şeyi yere indirip parçalamıştı. Hasta olduğu gündü. Ona bunu yaptıran kişi ise şimdi aksine, eğlenceden dağıttırmıştı odayı. Histerik bir kıkırtıyla etrafı toplayıp aşağıya, mutfağa indi.

Kapıya geldiğinde kaşlarını çattı, kenma biberleri doğramaya çalışıyor fakat daha çok biberlere işkence ediyor gibi görünüyordu. Dudaklarını birbirine bastırdı Kuroo gülüşüne engel olmak adına. Kenma'nın yanına ilerleyip elini tezgaha dayayıp başını eğdi hafifçe. Kendisinden oldukça aşağıda kalan çocuğa baktı, yüzünde büyük bir hırsla biberi doğramaya çalışıyordu.

"Ne yapıyorsun."

"Susar mısın odalanmaya çalışıyorum." Kuroo aldığı cevapla başını yukarı kaldırıp gözlerini yumarken içinden kahkaha atıyordu. Kendine gelince derin bir nefes alıp tekrardan can çekişen bibere baktı.

"Neye odaklanmaya çalışıyorsun."

"Biber doğruyorum, susar mısın bak dikkatim dağılıyor."

"Bana biber daha çok can çekişiyor gibi geldi ama." Kenma doğramayı bırakarak başını Kuroo'ya doğru çevirip kafasını yukarı kaldırdı çatık kaşlarıyla. Kuroo ise sırıtarak izliyordu. Gülmemek için kendisini sıkmaktan gözü sulanmıştı.

Kuroo bu sefer kendisini tutamayıp ufak bir kıkırtı patlattıktan sonra Kenma'nın arkasına konumlanırken Kenma bıçak olan elinin tutulmasıyla bakışlarını eline döndürdü. Kocaman açılan gözleriyle eline bakarken başını geriye doğru yatırıp Kuroo'ya doğru baktı. Tam arkasında durmuş göğsü sırtına hafiften temas ediyor, sağ eliyle de Kenma'nın bıçak tutan elini desteklemiş ve diğer eliyle de Kenma'nın sol elini tutup biberin sapını kavratmıştı. Bu şekilde Kenmayı tezgahla arasına kilitlemişti. Kenma ise başını geriye doğru yatırmış Kurooyla bakışıyordu.

Lost On You ||| kurokenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin