25- Karın ağrısı

86 13 3
                                    

Bilinmeyen numara x kenma

Bilinmeyen numara:
Kenma
Fakültenin arkasına gel

Kenma:
Pardon?
Siz kimsiniz

Bilinmeyen numara:
Gelince öğrenirsin

Kenma:
Gelmiyorum
Sizi de engelliyorum

Bilinmeyen numara:
Hop hop
Cüzdanınızı buldum
Onu verecektim

Kenma:
Ne gibi bir derdin var benimle bilmiyorum ama
Cüzdanım yanımda

Bilinmeyen numara:
Gayet açık olduğumu düşünmüştüm ama
Keyfin bilir
Kimlik buldum adın yazıyordu

Kenma:
Numaramı nerden buldun
Kimliğimi cüzdanımdan çıkarmadım bile nereden buldun onu

Bilinmeyen numara:
Fotoğraf x1
Kimliğin burda
Almaya gelince öğrenirsin.

Kafetaryada oturmuş kuroo'nun dersinin bitmesini bekliyordu. O geldiğinde ona ders hakkında bir şey sormayı bahane edecek ve bir şekilde iletişim kuracaktı. Ancak aldığı mesajla mecburen kalkıp fakültenin arkasına doğru yol aldı. Bugün cüzdanını hiç açmamıştı. Kimliği nasıl oldu da yok oldu aklı almıyordu. Hızlıca kimliği alması lazımdı çünkü kuroo'nun dersinin bitmesine az kalmıştı.

Fakültenin arkasına vardığında etrafa bakındı ancak kimseyi göremedi. Kendi kendisine "dalga mı geçiyor bu herif benimle" diye düşünürken cüzdanını tekrar kontrol etmek için elini cebine attığında kafasına aldığı darbeyle yeri boyladı. Yerde uzanırken neye uğradığına şaşırmıştı. Elini kafasına götürürken kimin yaptığını görmek için sırtını duvara yaslayıp ekşittiği suratını yukarı kaldırdığında kaşlarını havalandırdı. Terushimayı ve arkadaşlarını görmeyi beklemiyordu. Dişlerini birbirine vururken terushima sırıtarak kenmaya doğru eğilip yüzlerini yaklaştırdı. Suratındaki çirkin ifade kenmanın nefretini arttırıyordu. Kenmanın gözleri alev almıştı. Bütün kin ve nefreti yüzüne yansımıştı.

"Ne kadar da salaksın. Önce seni sevdiğime inandın sonra da hiç sorgulamadan çekip gittin. Ya ben senin gibi bir topu ne yapayım." Terushima kendisini kahkaha atmamak için zor tuttuğu için derin bir nefes alıp devam etti dudağını ısırırken. "Ama seninle oynamak çok eğlenceliydi. Kimliğinide sen kafeterya da otururken çaldık. Çok safsın gerçekten." Terushima her ağzını açtığında kenma ona bir tokat geçirmek istiyordu. Terushima yerde sırtını duvara vermiş kenmanın kafasının üzerinde elini duvara dayamıştı ve kenmayla konuşurken çok eğleniyordu. Ancak kenma için aynısı söylenemezdi.

"Sorsana, seni neden aldattığımı." Kenma ağzını dahi açmak istemiyordu. Ancak terushima kafasına tekrar tekrar vurarak "sorsana" diye bağırıyordu.

"Neden?" Terushima geri çekilip dikeldiğinde gözlerini kısarken hala sırıtıyordu.

"Canım istedi." Terushima ve arkadaşları omuz omuza vermiş gülerek giderken son kez bağırdı terushima.

"Bundan sonra en büyük zorban olacağım, çünkü onu da canım istiyor. İşte sen bu kadar değersiz bir insansın." Kenma'nın bakışı donmuştu. Gözleri sonuna kadar açılmış dudakları aralanmıştı. Kalbinin yangını yüzünden kafasındaki darbeden dolayı gelen acıyı hissedemiyordu bile. Tek hissettiği sızı kalbinden gelen sızıydı. Nefes almak bile işkence olmuştu şimdi ona. Aldığı her nefes boğazını yakıyordu.

Demekki kuroo da böyle hissediyordu. Kenma kendisini aldatan terushimanın yüzüne her baktığında onu dövmek istiyordu. O her konuştuğunda kenma oradan uzaklaşmak istiyordu. Kenma, terushimanın onun hayatından komple çıkmasını istiyordu. Ve o etraftayken kenma gülemiyor, mutsuz oluyordu. O an kurooyu kelimenin tam anlamıyla anlamıştı. O da kendisiyle ilgili aynı şeyleri hissediyordu. Ne kadar zor bir yol seçtiğini kavramıştı şimdi. Kuroonun onu affetmesinin imkansız olduğunu hissetti. Bu onu yıkmıştı. Her şey üst üste gelirken bu patlama noktası olmuştu kenmanın. Bu ana kadar ümidi vardı ancak kuroo'nun yaşadığı her şeyi bir bir yaşayıp kuroo'nun hislerini anlayınca farketti. Kendisi terushimaya tahammül edemezken kuroodan hoşgörü bekliyordu. Kenma, terushima pişman olup arkadaş olmak isteseydi onu asla affetmezdi. Ve kendisi aynısını yaparken kuroodan af bekliyordu. Kuroonun yaşadığı her şeyi anlamak ona daha da ağır gelmişti. Kuroo bütün bunlara nasıl dayanıyor diye düşündü. Ne kadar aptal olduğunu farketti.

Ama sonra da kuroo'nun farklı olduğunu hatırladı. Kendisi olsa sertçe iterdi ama kuroo el uzatırdı. Tsukishima ile konuştuklarını ve ona bir söz verdiğini hatırladı. En önemlisi de kendisine verdiği sözü hatırladı. Aynaya bakabilmesi lazımdı. Terushima'ya karşı olan hislerinin aynısını kuroo kenmaya karşı hissettiği için kenma ne kadar zor olacağını tekrar hatırladı. Ve bir şeyi daha hatırladı. Acı çeken tek kişi o değildi. O nasıl terushimayı gördükçe acı çekiyorsa kuroo da kendisini gördükçe acı çekiyordu. İşleri düzeltmeye çalışırken kurooyu daha da üzdüğünü farketti.

Ağlayamıyordu, vücudu zihninden bağımsız hareket ediyor, kafeteryaya doğru ilerliyordu. Sanki tek kelime etse hüngür hüngür ağlayacak gibiydi. Yüz ifadesi hala aynıydı. Yürürken sendeliyordu. Olmuştu işte. Biriken ve üst üste gelen her şey patlamıştı. Dengesiz hareket ediyordu. Zihni yerinde değildi.

Thought that I'd feel better
But now I got a bellyache
Everything I do
The way I wear my noose
Like a necklace
I wanna make 'em scared
Like I could be anywhere
Like I'm reckless
I lost my mind
I don't mind
Where's my mind?
Where's my mind?

Bunu yaparsa daha iyi hisseder sanmıştı, yanılmıştı. Sandığının aksine her gün acı çekti, pişmanlığın yükünü kaldırmaktan sırtı ağrıyordu.

Bunun kaçmak için olan tek yol olduğunu sandı, yanıldı. Sadece bir karın ağrısı bırakmıştı bu onda

Aklını kaybetmişti, peki şimdi aklı neredeydi?

Kuroo ve diğerlerini vedalaşırken gördü uzaktan. Kuroo ile aynı yöne giden sadece oydu, aynı metroda ters yönlere biniyorlardı. Her adımını düşecek gibi dengesiz atarken kurooya yetişmeye çalıştı. Boğazı yanıyordu. Sessiz çığlıklarını kimse duymuyordu. "Kuro" diye çıkan fısıltıları boğazını yakıyordu. İstese bile sesini yükseltemiyordu. Aldığı nefes boğazına takılan bir parça yemek gibi tıkıyordu onu. Yutkunamıyordu. Başı ağrıyordu, aldığı darbeden dolayı mıydı? Yoksa duygularının bedenini yavaş yavaş parçalamasından dolayımıydı. Koşmak istiyordu ancak attığı adımları bile zorla atıyordu. Sanki ayakkabıları tonlarca ağırlıktaydı, taşıyamıyordu, ilerleyemiyordu. Ona yetişemediği için bağırmak istiyordu. Ancak bağıramıyordu. Bağırmaya çalışıyordu fakat ses telleri bunu reddediyordu. Dudakları hafiften oynuyor ama çıkan sesi kendisi bile zar zor duyuyordu. Savaşmakta kararlıydı, bir söz vermişti. Bütün gücünü topladı son kez, bir daha bağıramayacak kadar yüksek sesle bağırdı. Bütün okulu ayağa kaldıracak kadar.

"Kuro!"

__________________

Yazarken içim acıdı lan..


Farkında mısınız ilk bölümlerde kuroo kenmanın derslerini takip edip ona göre teklifte bulunuyordu şimdi de aynısını kenma yapıyor... Karma gerçekten senin için kenma...


Lost On You ||| kurokenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin