"Gece gece kim gelmiş olabilir ya."
Çalan zille önce saate bakmış sonrada ısrarla durmadan üzerine sertçe vurulan kapıya doğru gitmeye başlamıştı Kuroo. Sahi, gecenin ikisinde kim gelmiş olabilirdi ki?
Delikten baktığında gelen kişinin Kenma olduğunu gördü. Şaşkınlıkla kaşlarını çatarken Kenma kapıya tekme atmaya başladığında mecbur kalıp kapıyı açtı.
Kenma bir elini duvara yaslamış gevşek gevşek gülüyor Kuroo da neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Saat gecenin ikisiydi ve Kenma garip davranıyordu çünkü.
Burnuna gelen rahatsız edici kokuyla yüzünü buruşturdu Kuroo.
"Bu koku da ne be, yine mi içtin sen?" Ağzını yaya yaya konuşmaya çalışıyordu Kenma.
"Yok beee, ne alakası var~" sendeleyerek Kuroo'ya doğru yürüdüğünde Kuroo geri adım atmıştı.
"Üstüne bir de sarhoş olmuşsun."
"Sana sarhoşum ben~" cümlesi biter bitmez ayağı kendi ayağına takılmış ve dengede duramamış Kuroo'nun üzerine doğru düşmüştü. Kuroo onu omuzlarından yakalamış, Kenma'nın yüzü göğsüne gömülmüş elleriyle ise Kuroo'nun tişörtünü sıkıyordu.
Gözlerini yumup sabır dilercesine başını yukarı kaldırdı Kuroo, neden hep aynı şey oluyor diye sordu. Deja Vu olmuştu.
Kenmaya doğrulmasında yardım edip onun bir kolunu kendi omzundan atmış ve bileğini tutmuş, diğer eliyle de Kenma'nın belini kavramış odasına doğru götürüyordu.
"Annen hiç sormuyor mu nerede bu çocuk gece gece diye?" Kendi kendisine sormuştu Kuroo bıkkınlıkla. Sinirli olması gerekirdi fakat istese de sinirlenemiyordu ona.
"Arkadaşıma gidiyorum dedim~" aldığı cevapla gözlerini devirdi Kuroo.
Sürüne sürüne yürürken bir elini Kuroo'nun kendi belini kavrayan eline götürmüş sarmalıyor, başını ise Kuroo'ya doğru çevirmiş burnunu boynuna sürterek kokusunu içine çekiyordu. Kuroo huylanarak başını Kenma'nın tersi tarafa doğru eğmişti yüzünü ekşitirken. Tabii, bir yandan da kızarıyordu.
"Nasıl bu kadar güzel kokabilirsin~" Kuroo kızarıyor ve kaşlarını çatıyordu. Kızarmak istemiyordu çünkü. Normalde utangaç bir tip değildi fakat şu an cidden utanmıştı.
Kenma Kuroo'nun omzunda sıkıca tutulan bileğini ondan kurtarmış, belindeki eli ise tutarak uzaklaşmıştı ondan. Hala elini tutarken ona sinirle bakan Kurooya yaklaşıp parmaklarının ucuna yükselerek boştaki eliyle Kuroo'nun çatık kaşlarını gevşetmek için bastırıyordu kaşlarına.
"Gördüğüm en yakışıklı insansın, kaşlarını çatarak mahvetme. Gerçi sinirliyken de ayrı bir çekisin-" yüzünü iyice ona yaklaştırırken sert nefesleri Kuroo'nun çenesini okşuyordu. Boy farkları yüzünden ona bakabilmek için boynunu oldukça yukarı doğru germiş, göğsü Kuroo'nun göğsüne temas ediyordu. Kuroo ondan kaçmaya çalıştıkça Kenma bir şekilde karşısına tekrar çıkıyordu. Resmen ondan kaçması gittikçe imkansızlaşıyordu. Onu görmek bile istemediği halde Kenma sürekli Kendisini hatırlatıyordu.
Kuroo göz devirip geri çekildi. Sabrı yaşmak üzereydi çünkü. Siniri Kenmaya değildi, kendisineydi. Hala ona karşı yumuşadığı için sinirleniyordu.
Tam önünde duran Kenmayı bacaklarından tutarak hızla omzuna aldı. Kenmanın üst bedeni Kuroo'nun sırtından aşağıya sarkarken Kuroo onun bacaklarından tutarak taşıyordu. Kuroo adımlarını yere sert vurduğu için Kenma sallanıyor ve bundan keyif alıyordu. Sallanırken söylendi.
"Böyle kolayca beni taşıyabilmen de çok güzel bak~" Kuroo onu tamamen görmezden gelmeye çalışıyordu. Gerçi görmezden gelmeye çalıştığı kişi şu an da sırtında şarkı mırıldandığı için biraz zor oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lost On You ||| kuroken
FanfictionAldattığı eski sevgilisine aşık olmak mı? şaka yapıyor olmalısın. Konusu yanlış hissettirse bile okumaya devam ettikçe sevecek ve tatmin olacaksınız. Bir kaç bölüm kenmaya sinir olabilirsiniz, okumayı bırakmak yerine devam edin ve tatmin olun, değec...